Medeniyet tasavvuru okulu ülkemizin geleceğini dert edinmiş, kendini gelecek nesillere adamış dava adamı, hakikat neferi Yusuf KAPLAN hocamızın yüzyıl sonrası için başlattığı bir gençlik harekâtıdır. Unutmayalım ki her şey bir hayalle başlar.
Medeniyet tasavvuru yolculuğuna çığ gibi büyüyen ilgi, artık bir hayalden çıkıp dünyanın dört bir tarafından hakikate susamış fertlerin akın akın katılmaları ile önü alınmaz bir sele dönüştü. Bu sel Bizanslaşmış zihinlerin tozunu atacak, zahmetinden rahmet deryaları fışkıracak bir sel. Savurup yıkan değil; Rahman´ın tecellisiyle asırlar öncesinden asırlar sonrasına uzanan bir şefkat ve merhamet seli. Yusuf Hocamız; ?ilim, irfan ve hikmet sahibi gençler yetiştirip? çağı aşacak nesillerin devamı için düğmeye bastı. Bu harekât İslam medeniyetinin diriliş destanı olacak. Din, dil, ırk ayırt etmeksizin hakikat sevdalısı olan herkes istifade edebilir. Ülkemiz siyasal, teknolojik ve savunma sanayisinde güçlü ve güvenilir adımlar atarken genç kuşağın eğitim sistemi ile ahlaken kısırlaştığı aşikâr. Eğitim sisteminde köklü değişimler yapılmadığı sürece gelecek yüzyılda ilim, hikmet, kültür, ahlak ve sanattan eser kalmayacak. İki yüz yıldır komada olan İslam medeniyeti ruh ve şuurunu kaybetti.19.yüzyılda modern Batı medeniyeti ile İslam medeniyetinin önüne set çekerek koca bir moloz yığını koydular. İslam´ın dünyaya yayılması ile tüm dünya modern bir hayat yaşamaya başlamıştı. İslam´ın kucaklayıcı evrensel bakış açısı ile Hristiyanlar, Museviler ve diğer din mensupları, dinlerini özverili bir şekilde yaşamaya başlamışlardı ancak Batı uygarlığının dünya düzenini değiştirme planları, asırlarca dünyaya hükmedip Osmanlı imparatorluğunu yıkarak fiilen gerçekleşmiş oldu. Cumhuriyet´in kuruluşundan sonra "Dil ve Harf Devrimi" ile koca bir çınarın dallarını kestiler. Osmanlı müzik, resim, sanat, mimari ve eğitimde (Enderun mektebi) insanlığa âlim ulema, mimar, ilim ehli mütefekkirler yetiştirmişti. Gençler yeteneğine göre yönlendirilirdi. Cumhuriyet ile başlayan toplumu köklerinden ayırma, büyük bir batı hayranlığı ortaya koyma faaliyetleri ile ahlaki değerlerin köküne kibrit suyu döktüler. Kadın üzerinden yürütülen cezbedici faaliyetler ve politikalar ile toplumun aile yapısını inanılmaz derecede sarstılar. Gençlerimiz nereye tutunacaklarını bilmeden, araçları amaç haline getirip huzuru kaybederek buhran içerisinde kaldılar. Şehirlerimiz ise tarihi yapılarından soyutlanmış, Batı endeksli mimarı ile ruhumuzu daraltan beton yığınları ile doldu. Fiilî tahribatlar zihni fukaralığı doğurdu. Zihin dünyamız, tavrımız, tarzlarımız, Batı ve Doğu arasında gelgitler yaşarken, hayat tarzımız etimizden tırnağımıza kadar Batılılaştı. Öyle bir battık ki bu bataklıktan kurtulamazsak, dünyada huzur bulduğumuz manevi değerleri, ahirette ise terazide kaybederiz.
Kıymetli Yusuf Kaplan hocamızın üstün gayreti ve Allah c.c ın yardımı ile çığ gibi büyüyen hakikat neferleri ilk olarak zihinler inşa edip zamanın ve mekânın ruhunu gönüllere nakşedecek. Yolumuz uzun ve çetin. Her zahmetin mükâfatı Rabbimiz katından gelecek rahmettir. Bizler medeniyet tasavvuru öğrencileri olarak bu mücadelede kendisini yalnız bırakmayacağız. Açlığımızı "ilim" ile susuzluğumuzu "Kuran ve sünnet" ile gidereceğiz inşallah. Ruhlara saplanan zehirli okları hakikat nuru ile tek tek çıkaracağız. Kendisinin de dediği gibi, ?İnkârdan İslam´a dönmek bir nevi kolay ama post modern İslamcılıktan tekrar İslam´a dönmek büsbütün hicrettir.? Bu dünyayı elimizin tersiyle iteceğiz, düşüncesiyle yeni bir çağ açacak öncü kuşağın tohumlarını ekeceğiz çileyle. Medeniyet tasavvuru yolculuğumuz sürüyor.
