Her geçen zaman, yeni olayları ve durumlar getirmektedir. Bazı durumlar ve olaylar ise bizde yeni alışkanlıklar oluşturur. Ve biz bu olaylara ister istemez, zaman içinde alışmaya çalışırız. Kimimiz bu yeni duruma ya alışırız, ya da bocalar kalırız. Kimimiz de içinden çıkılmaz hale getirir hayatı kendimize zindan ederiz.
Peki, bu alışkanlıklar neler olabilir?
İnsanlar, yaşamlarındaki değişikliklere neden alışmakta güçlük çeker ya da neden çabuk alışırlar.
İnsanlar toplum içinde, yetiştiği çevreye göre hareket ederler. Her insanın bağlı olduğu bir toplum şekli vardır. Gelenek görenekler ve toplumsal davranışlar, kişilerin yaşam kalitesinde önemli bir yer teşkil eder. Düşünün bir ailede pek çok kişi teknolojiye meraklı ise, çocuklarında teknoloji merakı normal sayılır. Belki teknoloji ile ilgili bir meslek seçmeyecektir ama teknoloji hayatının bir parçası olacaktır. Yanı çok iyi bilgisayar kullanacaktır ve ya çok iyi telefon kullanacaktır. Ya da evdeki buzdolabından, televizyondan ve kumandanından ve ya buna benzer eşyalardan çok iyi anlayacaktır. Yine bulunduğu toplum kitap gazete dergi okuyorsa ve aynı zamanda çevresindeki kişiler bunu alışkanlık haline getirmişse, toplumdaki diğer kişinin de evinde, en az bir iki kitabı vardır ve kitapları dergileri gazeteleri günün gelişen durumuna göre takip etmesi o kişi için normal bir yaşam şeklini almıştır.
Toplum içinde ailenin çocuklarına olan davranışları çok önemlidir. Her aile bireyi hem kendi çocuklarına, hem de çevresindeki çocuklara rol modeldir. Çünkü çocuklar daha çok ailesine ve yakın çevresine bakarak yaşamlarını şekillendirirler ve toplum içinde yer alırlar. İnsanların en yakınındaki kişi, insanın davranışlarını belirlemede önemli rol oynar.
Bir de bütün bu yaşam tarzlarının dışında olan insanlar vardır. Ne ailesini rol model alır, ne de çevresini. Kendi halinde ve içine kapanık olan insanlar vardır. Bu tarz yaşayan insanların pek çoğunda, psikolojik bozukluklar da olabilir. Çok iyi bir çevreye ve aileye sahip olup da, bu çevre ve ailedeki yaşam tarzının dışında davrananlar vardır. Aile çoğu zaman ne yapacağını bilemez. Çocuklardaki bu durum, psikiyatri ve psikologlar nezdinde devam eder. Bu tip durumlarda, ya anne ya da baba çocuktan uzaktadır. Ya da çocuğun yanında iken gerekli olan ilgiyi gösterememiştir. Ve ya gereğinden fazla ilgi ile şımartılmışlardır. Bu durum, özellikle çalışan anne ve babaların bulunduğu ailelerde sıkça rastlanır.
Aile içendeki kültür uyuşmazlığı, anne baba arasındaki yaşam tarzlarının farklılıkları, çocukları olumlu ya da olumsuz yönden etkiler.
Kısacası bireyler toplumları oluşturur. Çocuklar aileden ve toplumdan örnek alır. Çocuklarımızı yetiştirmek demek toplumda birey yetiştirmek demektir. Doğru kurallarla hareket eden kişiler, diğer kişileri de doğru şekilde etkiler.
İnsanların her koşulda hayat içerisinde birbirlerine ihtiyacı vardır. Tek yaşayan insanlar, kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayamazlar. İnsanlar muhakkak bir ihtiyacını, diğer kişinin ürettiği ile almak zorundadır. Çünkü herkes bir ihtiyaç üretir.
Atalarımız ne kadar güzel söylemiş " Komşu komşunun külüne muhtaçtır."
