15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olanların çocukları ve kardeşlerini istekli olmadıkça silahaltına alınmayacak olmasıyla ilgili Hakikat Gazetesi’ne özel açıklama yapan Hızal, devletin şehitleri ayrı tutmaması gerektiğini vurguladı. Yaşanan mağduriyetlerin yeni bir KHK’da giderilmesi gerektiğini de söyleyen Hızal, “Biz hiçbir şehit yakınının, eşinin ve çocuklarının incinmesini istemeyiz” dedi. Hızal, şehit polis ve TSK'da görevli iken şehit düşen rütbeli askerlerin çocuklarına da aynı muafiyetin uygulanması gerektiğini vurgladı. Erhan CEYLAN/ Yeni KHK ile askerde olanlar şehit yakınlarının ise istemeleri halinde terhis edilebileceğini söyleyen Hızal, “Olağanüstü hal kapsamında çıkarılan 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemede Askerlik Kanunu'na geçici madde eklendi. Böylelikle FETÖ'nün darbe girişimi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemleri, görevi olmadığı halde engel olmaya çalışırken şehit olanların çocukları ile kardeşleri, istekli olmadıkça silahaltına alınmayacak. Bunlardan askerde olanlar ise istemeleri durumunda terhis edilecek. Bu düzenlemeden dolayı devletimize teşekkür ediyorum. Ancak bu düzenlemenin kapsamı sağlıklı olması açısından genişletilmeli. Çünkü ülkemiz 1984 yılından bu yana sayısız kahramanı şehit verdi. Bugün 15 Temmuz ile Terörle Mücadele şehitleri sosyal açıdan farklı tutuluyor. Bu da bizleri üzüyor” diye konuştu. “SUBAY, ASTSUBAY VE POLİS YAKINLARINA DÜZENLEME GELMELİ” Daha önce Şehit Aileleri ve Gazileri Derneklerinin Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyette görevli iken şehit olan polis, sözleşmeli er, erbaş, uzman çavuş, subay ve astsubayın çocuklarının da askerlikten muaf tutulmasına ilişkin tasarı hazırladığını da sözlerine ekleyen Hızal, bu tasarıların kabul görmediğini kaydetti. Kesinlikle tek bir şehit annesi, babası, eşi, kardeşi ve çocuklarının mağdur olmasına gönüllerinin rızası olmadığını söyleyen Hızal, dün yayınlanan KHK hakkındaki görüşlerini şöyle aktardı; “Son çıkan Kanun Hükmünde Kararnamede Türk Silahlı Kuvvetlerindeki uzman, subay ve astsubay ile emniyet teşkilatımızın içerisinde olan şehitlerimizin geride kalan çocuklarına, kardeşlerine de bu hak tanınmalıydı. Şuan da Güneydoğu’nun her bölgesinde terörle mücadele devam ediyor ve şehitlerimiz geliyor. En son kamu kuruluşlarımızdan şehit olan kaymakamımız var. Dolayısıyla bunların da geride kalan ailesi, çocuğu var. Yeni KHK’da bu şehitlerimizle ilgili düzenlemeler yer alsaydı çok daha mutlu olurduk. Biz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak tüm şehitlerimizin yer alacağı bir çalışmanın kapsamlı bir şekilde yapılması kanaatindeyiz. Biz şehit ailelerimizin, gazilerimizin hiçbirinden farklılıkları yok diyoruz. Dolayısıyla bunların hepsi ülkenin birliği ve bütünlüğü için mücadele ettiler ve bu mücadelenin gerisinde kalan çocuklarının, eşlerinin, anne ve babalarının hiçbir şekilde mağdur edilmemesi gerekir. “ŞEHİT AİLELERİ İÇİN SIKINTI OLABİLİR” 15 Temmuz sivil şehitlerinin yakın, eş ve çocuklarına tanınan haklardan da bahseden Hızal, yeni KHK’da yer alan düzenlemenin Terörle Mücadelede evladını kaybeden şehit ailelerini sıkıntıya düşürebileceğine işaret etti. Hiçbir şehidin bir diğerinden üstün olmadığına inandıklarını söyleyen Hızal, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın çok ciddi bir manada çalışma yapması gerekiyor. Uzmanlar bu konuyu enine boyuna değerlendirmeli. Özellikle biz Sivil Toplum Örgütleri ile bu konuları oturup konuşmaları gerekiyor. Konuyla ilgili gerekli siyasi iradeye kapsamlı bilgiler verilmeli. Ama görüyoruz ki sadece gündem ve gündemin içerisinde olan hadiselere yaklaştığınız zaman bu sefer geride kalan ailelerin ve sürecin içerisindeki TSK ve emniyetin içerisinde olan aileler noktasında bir adımların atılmaması aileleri ciddi manada sıkıntı yaratıyor. Konuya bu açıdan bakmak lazım. Ayrı tutmamak lazım. “MAĞDURİYETLER YENİ KHK İLE GEDİRİLMELİ” Hükümetimiz yeni KHK ile bu mağduriyetleri gidermeli. Hiç birimiz tek bir şehit annesinin, babasının eşinin ya da çocuklarının incinmesini istemeyiz. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken şehit düşen bir astsubay ya da subay yakınının bugün askere gitmek için başvuru yatığını düşünün. Ve görevli memurun o kişiye, ‘Babanız er olsaydı, ya da 15 Temmuz şehidi olsaydı siz askere gitmeyecektiniz’ dediğini düşünün. İşte bu sebeple şehitlerimiz sosyal açıdan ayırt edilmemeli diyoruz. Emin olun şehit çocuklarının tamamı seve seve vatanımıza hizmet etmek ister. Ama devlet olarak siz önce bir adım atmak zorundasınız. Siz adımınızı atın ondan sonraki süreç içerisinde o aile zaten milli ve manevi değerlerini sergileyecektir. “SİVASLI ŞEHİDİN KARDEŞİ DE YENİ KHK’DAN YARARLANMALIYDI” Hafik’te şehit olan Uzman Çavuş Adem Çelik 8 ay süreyle GATA’da tedavi gördü. Şehidimiz tedavi olurken kardeşi Ankara’da silahaltındaydı. Tedavi süreci boyunda ağabeyinin yanına gidip geldi ancak şehit düştü. Bu tarihten sonra kardeşi Tokat’ta askerlik yapmaya devam etti. Bu kişinin psikolojisi bozuldu ve tedavi görüyor. İşte son KHK bu kardeşimizi de kapsamalıydı. Toplum ve STK’lardan görüş alınıp KHK yapılması daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz. Ayrıca 15 Temmuz’da şehit olan kardeşlerimizin yakınları hükümet yetkililerimizin belirttiğine göre, 3 bin 500 – 3 bin 600 lira gibi bir maaş almaktadırlar. Güneydoğu’da terörle mücadele sırasında şehit olan bir er ise bugün bin 600 lira maaş alıyor. Aradaki bu farkın nerden ve nasıl geldiğini ve konuyla ilgili yetkililerimizin ne düşündüğünü kamuoyuna ve onların vicdanına bırakıyorum. Bu ülkede 1984 yılından bu yana şehit olan kahramanlarımız var. Bu kişilere bu konudaki hassasiyetleri göstermek lazım. Ama siz 15 Temmuz’da farklı verirseniz, yarın 20 Temmuzlar ya da farklı tarihlerde Allah korusun farklı olaylar yaşanır onlara da farklı statüler uygulanırsa olmaz. Mesela bugün bakıyorsunuz 300 vatandaşımız maden ocağında vefat ettiler ve yeni düzenleme ile şehitlik statüsü kazandırıldı. Bugün 12-13 tane vatandaşımız Siirt’te vefat etti bunların hepsini bir çatı altında toplamak ya da sistemi düzenleyecek düzeltecek çalışmalar yapılmalı. 15 Temmuz veya Terörle Mücadele de şehitler ayırt edilmemeli. İllaki bakış açısında farklılıklar olabilir biz sadece sosyal açıdan bu konuya bakıyoruz. Bu nedenle ince elenip sık dokunmalı diyoruz” diye konuştu.
TARİHİ KIYAFETLER DEFİLESİ
2016-11-21 10:00 - Magazin