'UZUN VADEDE YIKICI SONUÇLAR' Boşanma sürecinin hem anne, baba hem de çocuk için oldukça sancılı bir süreç olduğundan bahseden Yılmaz, "Ne yaşanırsa yaşasın çocuğun gözündeki anne baba figürü kesinlikle zedelenmemeli ve birbirlerini kötülememeleri gerekiyor. Bunu önemle vurgulamak lazım. Anne ve babanın evliliği yürütememesinden kaynaklanan suçluluk duygusu çocuklara taviz vermelerini ve sınır koymalarını zorlaştırabiliyor. Bu noktada çocuğu kısa vadede mutlu etseler de uzun vadede her isteği yerine getirdikleri için talepleri karşılanmadığında bir mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşamalarına sebep olabiliyor. Özellikle çatışmalı evliliklerin sonunda ailenin bir tarafı çocuğa sınırsız oyuncak alarak veya çocuğun her istediğini yerine getirerek çocuğa iyilik yaptıklarını düşünüyorlar ama ne yazık ki uzun vadede yıkıcı sonuçlar elde ediyoruz. Boşanma sonrası her iki evde de çocuğa özel bir oda ve alan yaratmak oldukça önemli. Boşanma hem anne baba hem çocuk için sancılı bir süreç. Bundan dolayı bu süreçte bir uzman destek almak önemli. Kavganın şiddetin olduğu, sevginin olmadığı bir ortamda büyümektense bilinçli iki ebeveynin ayrı evlerde çocuk gelişimini sağlaması oldukça sağlıklı olacaktır" ifadelerini kullandı.
'SUÇA EĞİLİM OLUŞUYOR' Boşanma sonrası özellikle ergenlik döneminde çocukların bir çok suça karıştıklarını gözlemlediklerini belirten psikolog Gizem Yılmaz, "Suça eğilimleri var, ancak doğru müdahalelerde bulunursak, diğer ailelerden çok daha sağlıklı, çok daha sevgi dolu bireyler haline getirebiliriz. Bir tehlike unsuru değiller. Boşanmış çocuğun ailesi olmak ya da boşanmış kadın olmak gibi bir etiket önemsenmediği sürece toplumla gayet sağlıklı iletişim kuracaklardır. Çocuklar içsel yaşantısında anne ve babanın bütün mutsuzluğunu kişiselleştirme eğiliminde ve bunu yaptıkları için de bir çok depresyon, izole olma gibi durum söz konusu olabiliyor. Bu noktada anne ve babaya büyük görev düşüyor. Çocuğa evliliklerinin bitme nedenini anlatmaları faydalı olacaktır" dedi.