Başkan Albayrak, ?Sarı sendikacılık iki yüzlüdür. Ortaya çıkış amacı zaten temsil ettiğinin hak ve hukukunu korumak ve gerçekten sahip çıkmak değil, kendi yanaştıkları sahiplerinin çıkarı uğruna envai tür kişisel veyahut dar grupsal menfaat kokuları saçarak, önüne düştükleri masum ve mağdur kamu görevlilerinin haklarını peşkeş çekerek kendi nam ve hesaplarına bir kıymık menfaat payı edinmek olan sarı sendikacılık. Bu gayesinden ötürü, riyakârlığın bütün kirli renk tonlarına bürünmeye de mecbur ve mahkûm bir garabet toplumsal yapı olduğunu; idrak körlüğü çekenlerin beyinlerine kama gibi saplaya saplaya bir kez daha göstermiştir? dedi.
Genel Başkan Albayrak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
?Döktüğü alın ve akıl teri ile geçimini sağlamaktan başka kaynak sahibi olmayan kamu görevlilerine ?daha iyisini biz yapacağız? iddiasıyla tenezzüle bulaştırılmış türlü tuzakları ve sığıntısı oldukları siyasi arkalarının tehdit yüklü destekleri eşliğinde sahne alanların temsil ettikleri kesimin hakları ile ilgili süreci gelip-getirdiği bir acı sonuç daha cami önünde bulunan çocuk gibi kucağımıza atıldı yine?
Sendikacılığı sarartanlar, sistemden; haklarından çok fazlasını kotaranlara karşı yaptırım tesirli bir faaliyete girişmek şöyle dursun, bilakis temsil ettiği toplumu, kanaatsiz menfaatperestlerin çıkarı uğruna yutulmaya hazır çiğnenmiş lokma gibi sunmaktan başka marifet ehli değildirler. Yine aynı manzara? Ne kadar çevirirsen çevir, döndürdükçe aynı görüntüyü gözümüze dayayan prekdator gibi ve sendikacılığı özentiden öteye geçirecek beceri ve liyakatten yoksun katman temsil yetkisini eline aldığından beri ve son kez bu yıl da aynı berbat sonucu yine hanemize ziyan olarak fatura ettirdi.
Şimdi herkes şapkasını dizine koysun ve faziletli düşünsün lütfen!... Bu sonuç aynı zamanda Kamu Görevlilerinin de sendikaya ve sendikacıya bakış açısının delilli ispatlı karne notudur. Zayıf not, başarısız sonuç bir kez daha bizzat memurun kendisini ziyana sürükleyen toplu görüşme ve sair edilgenlik kokan neticeler toplamı. Peki, kabahat? Kabahat elbette, bu dönem de toplu görüşme yetkisini bu zevatların eline veren Kamu Görevlisi mesai arkadaşlarımızın tutumlarındaki hatalı duruş değil mi??
Arpa eken kunduru buğday biçebilir mi? Taşa tohum atanın, onun yeşerip ürüne dönmesini beklemesi ne kadar boş ise; Riya sendikacılığını hep kötü sonuçlarıyla acı acı denenmişliklerine rağmen yetkili konumda tutmak da o kadar kısır ve boş bir tutum? Bırakınız bizim emeğimiz üzerinde hayat bulan bütün sektörlerden kazanılan ekonomik değerler oranlamasıyla bizim nam ve hesabımıza refah payı alabilmesini, bilakis; 2 yıl daha ceptekini de veren bir sonuç ile karşı karşıya değil miyiz?
Sendikacılık, gücü azami tesire çıkarmak uğruna bütün yasal imkanları buluşturarak, haklar üzerinden milli ekonomideki payımızı hakkaniyet ölçünce alma sanatının adıdır. Cebimizdekini de peşkeş çekmek değil. Hâl ortada, inkâr götürmez gerçekler mertek gibi gözümüze saplandı ise, aklımızı ve irademizi şerefimizin değeri ölçüsünce kantara vurmaya mecbur olanlar da bizler, hepimiz değil miyiz sayın Kamu Görevlisi mesai arkadaşlarımız?? Alırsan, gücünle ve güçlüyle alırsın? Böylesi bir ortamda acıyarak kimse kimseye vermiyor, vermez. Doğdu mu şimdi bir kez daha; merhametten maraz? Çekmek mi kolay, def etmek mi? Tercih sizin? İşte ayna. Buyrun eninden-boyundan bakın endamlarına. Verin kararınızı artık, tecrübesi ve başarısı mazisindeki kazandırdıkları ile tescilli Türkiye Kamu-Sen ve Türk Ulaşım-Sen hareketi lehine üyelik tercihiyle??