İri vücut yapısı, kafa şekli ve heybetli görünümü dolayısıyla ´Anadolu aslanı´ olarak adlandıran Kangal köpekleri, Dünya´da sayılı çoban köpekleri arasında gösteriliyor. Ana vatanı Sivas´ın Kangal ilçesi olan köpekler; dostluğu, sadakati ve zekasıyla sürü sahiplerinin en çok tercih ettiği köpek ırkları arasında yer alıyor. Sürü sahiplerinin de sürülerini korumak için birinci sırada yer verdiği Kangal köpekleri kurt, ayı ve domuz gibi yabani hayvanlarla mücadele edebiliyor. Sivas´ta yaklaşık 2 bin metre yükseklikteki Meraküm Tepesi üzerinde kurulan, İl Özel İdaresi İç Anadolu Seçkin Irk Kangal Köpeği Eğitim ve Üretim Merkezi´nin işletmecisi ve Kangal köpeği uzmanı Hüseyin Yıldız, Dünya´da az sayıdaki çoban köpeği ırklarından Kangal köpeklerinin en başta yer aldığını söyledi.´KANGAL KÖPEĞİ FARKLI KALİTEDİR´Kangal köpeklerinin özellikle soğuk ve zor şartların hayvanı olduğunu belirten Hüseyin Yıldız "Son dönemde Kangal köpeklerine ilişkin haberler yapılmakta. Meseleye bizim profesyonel üretim yerimizden bir bakmak gerektiğinin kanaatindeyiz. Özellikle Kangal özelliklerini taşıyan, taşımayan birçok köpek grupları olup, gen kaynağı içerisinde sadece Kangal köpeği ve Akbaşların olduğunu kimsenin unutmaması lazım. Kangal köpeği bugün Dünya´da 7-8 tane çoban köpeği ırkından biridir ve onlardan birincisi Kangal köpeği, ikincisi de Akbaşlardır. Bugüne kadar yapılanları izlediğimizde maalesef Kangal adı altında adlandırılan, anılan, sınıflandırılan ve kaynak dışı, gen dışı özellikle görüntüyle alakalı da çok fazla doğruluklarının olmadığı şeyler görüyoruz. Kangal köpeği farklı bir kalitedir, statüdür, sınıftır ve ulusumuzun ciddi bir gen kaynağıdır. Kimyaları bizleriz. Ekolojileri bunların yaşam ve mutluluk dengesidir. Kangal köpeği özellikle sert, soğuk, zor, ağır şartların model safkanıdır. Bugün dönüp arka plana baktığımızda dünyaya özellikle bizim yöremizden dağılan bir çoban köpek modelleri vardır. Asırlardır devam eden bir göç vardır. Bu dönem içerisinde Kangallar ve Akbaşların en saf ve sadeleri kalmıştır. Bunun sonuçlarını da Sivas´ta ve Eskişehir´de gözlemleyebilirsiniz" diye konuştu. ´SAFKAN KANGALLAR KÖTÜ KİŞİLERİN ELİNDE BOZULUYOR´Safkan Kangal köpeklerinin, art niyetli kişilerin elinde bozulduğuna dikkat çeken Yıldız "Eski çağlardan kalan paralar, sütunlar, sikkeler, kemerler korunuyorlar ama Kangallar bizim canlı kültür mirasımızdır. Maalesef kötü ve art niyetli insanların elinde doğal safkanlarımız bozulmakta. Bugün doğal safkanları koruyabilmek çok zor. Bu köpekler; Avrupa´ya, Amerika´ya, Asya kıtasına, diğer bölgelere yoğun bir şekilde yasak olmasına rağmen taşınmaktadır. Kangallar bizim ata mirasımız, ata köpeklerimiz. Orta Asya´dan gelme, Akbaşlar Baykal Gölü´nün kuzeyinden gelmedir. Türk göçüyle gelmişlerdir. O günden korunmuş olarak 200- 400 yıl itibariyle Kangallar ve Akbaşlar Türkün köpeğidir. Kangal çok iyi bir tanık köpeğidir. İnsanın kafasındaki şeytanı görür ve onu özetler, sizlere anlatır. Eski çağlardan kalan bu tür koruma köpeklerinin özellikle benzeri köpeklerle kesinlikle kıyaslanamaz" dedi. ´KANGALLAR KAYIT ALTINA ALINMALI´Devletin ilgili makamlarınca Kangal köpeklerinin, genetik çalışmaları tamamlanılarak, kayıt altına alınması gerektiğini savunan Hüseyin Yıldız, şunları söyledi:"Sevgi, Kangallarda tutan en büyük aşıdır. Yaptırım kaynakları sevdikleridir. İçtenlik ve özleri içgüdüsel yaptırımdır. Kimin hangi niyetle geldikleri Kangalda anlık bir çözümdür. Kimyaları da Anadolu insanıdır. Anadolu´nun yağız delikanlısı gündüz sükunet, gece radar gibidir. Profesyonel bir insansız hava aracı gibidir. Empati, analiz, Kangallarda ciddi bir netice oluşturmaktadır. Sevmediği şeyler ihanet, kötülük, art niyet ve zorbalıktır. Kötü gidişata aynı anda el koyar ve sahibi ile aşık olduğu, koruduğu hayvanın en hassas dengesini mutlaka buluşturur ve o ortak dili konuşur. Devletimizin bu köpeklerimizin genetik çalışmalarını tamamlayıp, ırkı kayıt altına alınması gerekiyor. Dünyada doğal safkan çoban köpeği ırklarından ikisi bizim ülkemizde. Bizimkiler bu anlamda doğal safkanlığını yüzyıllarca korumuş. Bu yüzden bu ırk gerektiği gibi korunmalı ve gelecek nesillere tertemiz aktarılmalıdır."