SCÜ Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Fatih Kartal, son yıllarda yaşanan yağış azlığı ve küresel ısınma hakkında açıklamalarda bulundu. Küresel ısınmanın gelecek yıllarda su sorunları ve kesintilerine neden olabileceğini söyleyen Dr. Kartal, "Genel itibariyle bakıldığı zaman küresel ısınma dediğimiz vakayla karşı karşıyayız. Bu noktada en büyük sebep, insanların doğayı harap etmesi ve zararlı bir şekilde kullanması. Araba sayısının ve egzoz gazlarının artması, yerleşim yerlerinden ve sanayi bölgelerinden yükselen zehirli gazların artmasının hepsi 'kloroflorokarbon' adını verdiğimiz zehirli gazların atmosferde birikimine, dolayısıyla ozon tabakasının incelmesine ve güneş ışınlarının süzülmeden gelmesiyle, küresel ısınma dediğimiz vakanın oluşmasına neden olmaktadır. Sorunun temelinde de bu yatmaktadır. Artan nüfusa bağlı olarak yerleşim alanları ve kullandığımız araçların sayıları da artmakta. Bu durum da ister istemez çevreyi kirletmektedir" diye konuştu. 'EKOLOJİK ÇÖZÜMLER BULUNMADIĞI SÜRECE SORUN ARTARAK DEVAM EDECEK' Nüfusun artmasına ekolojik çözümler ve koruyucu önlemler bulunmadığı sürece sorunun artarak devam edeceğini belirten Dr. Kartal, şunları söyledi: "Şu an yaşadığımız şehirden örnek verecek olursak, su sıkıntıları ve kesilmeleri başladı. Burada en büyük sebep buharlaşmanın artması. Buharlaşmayla beraber de sular kesilmekte ve su sıkıntısı yaşamaktayız. Bizleri bekleyen en büyük sıkıntı bu, diye tahmin ediyorum. Bununla birlikte kuraklık vakası söz konusu. Kuraklıkla birlikte ürünlerde azalma ve rekoltelerin yıldan yıla düşmesini yine bunlara örnek olarak verebiliriz. Bu da tabii ki insanların yaşam standartlarını ve kalitesini zamanla düşürmekte ve etkilemektedir. Eskilere baktığımızda yağışların biraz daha sonbahar dönemine yayıldığını görüyoruz. Ancak şu an yağışlar küresel ısınmayla ve dünyadaki sıcaklıkların artışıyla yağışın azalmasına sebep oluyor. Yağışın azalması ve küresel ısınma nedeniyle mevsimlerde ve iklimlerde kaymalar meydana geliyor. İklim kayması dediğimiz ise yağışların mevsimlere düzensiz dağılışıdır. 10 yıl öncesine kadar bakıldığında eylül-ekim dönemlerinde biraz daha artış söz konusuydu. Şu anda bakıldığında yağışların azaldığını ve yıldan yıla Sivas ve İç Anadolu çevresinde mart-nisan yağış ortalaması önceleri çok daha fazlayken şimdi mayısa ve haziran ayına kısmi olarak kaydığını görüyoruz. Bu da tarım ürünlerinin yetişme mevsimlerine vejetasyon sürelerini otomatik olarak etkilemektedir. Bu şekilde süre gelir bir hale dönüşürse buna göre önlemler alınacak. İklimde çok büyük anlamda kaymalar olmaz ancak aydan aya kayma söz konusu. Bu da yıldan yıla iklim salınımlarıyla birlikte değişiklik gösterebilir. İnsanların buna göre önlem alması, çiftçilerin buna göre tarım yapması, don riskini, yağış olaylarını buna göre hesaplamaları gerekmektedir"

HABERİ SİTEDEN OKU...