Evliya Çelebi´nin seyahatnamesinden elde edilen bilgilere göre, yaklaşık 300 evin bulunduğu kalede, hakkında hiçbir kayıt bulunmayan Mengüceklere dair yeni bilgilerin elde edilmesi planlanıyor.
Erhan CEYLAN/
Türkiye´nin en zor kazı alanlarından birisi olan Divriği´de tarihin canlanmasına yönelik çalışmalar tüm hızıyla sürdürülüyor. Sınırlarında yer alan eserler nedeniyle ?Tarihin Başkenti´ olarak adlandırılan ilçedeki kalede, toprak altında kalan verilerin ortaya çıkarılması için başlatılan kazı ve restorasyon çalışmalarında önemli bilgiler elde edildi.
Sur içerisinde 300´e yakın ev, buğday depoları, su sarnıçları ve silah depolarının bulunduğu kalede yürütülen kazı çalışmalarında ikinci bir sur da ortaya çıktı. Bunun yanı sıra tarihi kalede, Demir Çağı´ndan kalma kaya yapı kalıntıları, yerel üretim tekniği, bezeme, boncuk, bilezik, gülle, sapan taşı ve metal eserler de gün yüzüne çıkarıldı.
Batı ve güneyindeki suların günümüzde ayakta kaldığı kalede, özellikle geçmişte herhangi bir kaydı bulunmayan Mengüceklerin tarihini araştıran kazı heyeti, kalenin 1930´lu yıllara kadar tahrip edildiğini saptadı.
Kazı heyetinden edinilen bilgiye göre, Divriği´nin adı kaynaklarda sadece Bizans ve Sasani mücadelelerinde ve daha sonrasında ise dünya kültür tarihini de oldukça etkileyecek bir topluluk nedeniyle geçiyor.