Yunus BUDAKTAŞ AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Toy, Kadınların Şiddet ve Ayrımcılığa Maruz Kalmasının Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu toplantısında söz aldı.  Soykırımcı İsrail ve Esed canisinin yaptıkları bir film sahnesinde gerçekleşmediğini belirten Vekil Toy, “ Bilakis, yaşadığımız dünyada günümüzde hiçbir insanın güvende olmadığını, insanlığın ürettiği tüm anlam ve değer dünyasının tehdit altında olduğunu bize gösteriyor çünkü müşahede ettiğimiz vahşet ister bir insan ister topluluk ister bir devlet olsun, başka kimlerin benzer niyetlerine ruhsat teşkil edeceğini, ilham olacağını, bu ateşin ne zaman ve kime sıçrayacağını öngörülemez ve fakat mümkün kılabiliyor. Empati yapabilen herkes gibi ben de hâlâ gözlerimin gördüklerine, kulaklarımın işittiklerine inanamıyor nasıl bir hırs, nasıl bir motivasyon, hangi dinî ideolojik veya siyasi gerekçe ya da nasıl bir psikolojik altyapı ve ruhsal boşluk bu canilikleri düşündürüyor ve harekete geçiriyor idrak edemiyorum.” dedi. GÖZLERİMİZ ACIYOR, KALBİMİZ KANIYOR Katliamlarına devam eden Batı'nın sadist ve şımarık çocuğu İsrail'in Gazzeli bebek ve kadınları hunharca katledip kundaktaki bebekleri çürümeye bıraktığını hamile kadınları kanamalı ölüme terk ettiğini ifade eden Vekil Toy, “Tüm bunlar dünyanın gözü önünde oldu ve olmaya devam ediyor. Suriye'de çok şükür çöküşüne şahitlik ettiğimiz, yine birilerinin beslemesi devrik Esed ve Baas rejiminin bir devleti ve halkını yönetmek adına yaptıkları eğer bugün engellenememiş olsaydı daha ne kadar sürecekti düşünmek bile istemiyorum. Muhalifler iki gün içinde Şam'ı kurtardılar fakat günler geçmesine rağmen Sednaya cezaevindeki tüm tutuklulara maalesef ulaşamadılar. Dünyanın gördüğü en vahşi cezaevlerinden biri olan Sednaya'da 1,5 milyon insanın işkenceden geçtiğini, yüz binlerce kişinin sistematik olarak öldürüldüğünü, yine kadınların sistematik olarak tecavüze uğradığını, yer altına doğru ilerleyen katlarda on binlerce mahkûmun hâlâ kurtarılmayı beklediğini görüyoruz ve artık gözlerimiz acıyor, kalbimiz kanıyor. Asit odaları, pres makinaları, kazıklar, işkencenin en insanlık dışı uygulamaları, serbest kalan gencecik kadınların, erkeklerin kimi aklını kaybetmiş, kimi konuşma yetisini kaybetmiş, kimi adını bile unutmuş.” diye konuştu. KİM BİLİR KAÇ KADIN VE ÇOCUK ÖLECEKTİR Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayelerinde, eğer bu insanlara Türkiye’nin kapılarının açılmamış olmaması durumda, “Kim bilir daha nice kadın ve çocuk ölmüş olacaktı fakat sadece olanı biteni konuşur ve nedenleri göz ardı edip gerekli sorgulamaları yapmazsak, İsrail ve altmış bir yıllık Baas rejimlerine bir sonuç olarak bakarsak hem bireysel hem de küresel boyuttaki ahlaki ve insani çürümeyi net olarak kavrayamayız. Çünkü İsrail'in ve Esed'in bu kadar alçalabilmesinin en büyük nedeni her tür desteği aldığı, destekleriyle ayakta kaldığı bu şiddeti doğuran, besleyen ve destekleyen hepimizin malumu olan devletler ve kurdukları düzenlerdir. Geldiğimiz noktada, bu düzenin ürünü olan uluslararası kuruluşların acizliğini ve iflasını müşahede ediyor, insanlık adına yazılmış tüm bu metinlerin birer paçavraya dönüştüğü ve hiçbir anlamının kalmadığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz. İnsanın insana bu denli zulmettiği bir döneme müşahede etmenin hicabı içerisinde, Cumhurbaşkanımızın liderliği ve vizyonunda ne pahasına olursa olsun yine mazlumlardan yana olmaya, haktan ve adaletten yana olmaya, bu anlamda mücadele etmeye devam edeceğimizi, tek biz kalmış gibi daima zalime karşı duracağımızı şahsım ve davam adına ifade ediyorum” şeklinde konuştu.

HABERİ SİTEDEN OKU...