Sivas’ta 1977 yılında kurulan Türkiye’nin ilk eksantrik (kam) mili üreticisi olan ESTAŞ şimdi de dökme demirden ürettiği ve asırlarca kullanılabilecek mutfak tencere ve tavalarıyla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Yakın bir tarihte piyasaya sunulan döküm tava ve tencereler tüketicilerden yoğun ilgi gördü. Piyasada ki alüminyum, teflon gibi insan sağlığına olumsuz etki edebilecek mutfak gereçlerinden ziyade tamamen kaplamasız ve dökme demir ile imal edilen tencere ve tavaların sağlamlıklarıyla asırlarca kullanılabileceği belirtiliyor.
ESTAŞ Genel Müdürü Osman Mavuş, ürettikleri dökme demir tava ve tencerelerin bin yıl sonra bile kullanılabileceğini söyleyip nesillerce devam edecek bir aile geleneği oluşturmak istediklerini söyledi.
Kuşaktan kuşağa miras olacak
Mavuş, üretilen ürünlerin uzun ömürleriyle kuşaktan kuşağa miras kalacağını belirterek, “Döküm tavalarımız kendi ihtiyaçlarımızdan doğan bir üretim tarzı. Mutfağa meraklı olduğumuz için kendimize kimyasal barındırmayan kaplamasız ürünler yapmak istedik. 5 yıldızlı dünya standartları üstünde bir dökümhanemiz var. O vesileyle ufak ufak üretimler yaptık. Bu üretimlerden arkadaşlarımıza da hediye ettik. Bazı arkadaşlarımızda bu ürünleri internet ortamından satışa koydu. Gerçekten güzel bir talep oluştu. Bunları görünce bizde heveslenerek çeşitlerini attırdık. Şuanda ürünlerimiz kaplamasız demir döküm. Tamamen organik ay çiçeği yağıyla üstünü sizzling dediğimiz bir işlem yapılıyor. Sağlıklı yaşamı hayatının bir parçası yapmak isteyenler, kampçılar, uzun ömürlü bir miras oluşturmak isteyenler bu tavayı alıyor. Kaplamalı ürünler çiziliyor, kırılıyor, tel değdiremiyorsunuz fakat bizim ürünlerimiz bin yıl sonra bile kaybolmayacak bir ürün olduğu için aile içerisinde bir mirasınız oluşuyor. Böyle bir ürün olduğu için oldukça fazla bir talep gördü. Bizde bunu uygun fiyatlarla direk üreticiden halkımıza hitap edecek şekilde online olarak satışlarını yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“Hiçbir kimyasal madde içermiyor”
Mavuş, ürünlerinin kimyasal içermediği için sağlıklı olduklarını ifade ederek, “Örneğin alüminyum sinir sitemini direk etkileyen ve ileriki yaşlarda alzheimer gibi hastalıklara sebep olabiliyor. Teflonun zararlarını anlatmaya gerek yok. Dolayısıyla yapışmama için koyduğumuz ürünler temizlik yaparken kolaylık sağlıyor ama buradan çizilme anında yada yüksek sıcaklık anında yemeğimize geçebilecek herhangi bir kimyasallarda hayatımızı olumsuz olarak etkiliyor. Bizim demir döküm tavalarımızda bu tür durumlar söz konusu değil. Tabi ki paslanmaması için bazı tedbirler üretiyoruz. Meraklıları bunları iyice geliştirmiş durumda. Güzel yorumlar alıyoruz bazı müşteriler pikniği çok seviyor fakat evinden çıkamıyor. Bu müşterimiz evinde mangal tadı alabiliyor. Kimi müşterimiz biraz esprili bir dille ürün çok sağlam olduğu için mahallede kavga çıksa ilk alıp çıkacağım ürün diyor. Vatandaşımız bu ürünü sevdi” ifadelerini kullandı.
"Milyonlarca dolar boşa gitmeyecek"
Mavuş, ürettikleri ürünlerin kolay yıpranan ve sağlıksız olan tencere ve tavaların yerini aldığı taktirde milyonlarca dolarınboşa gitmesinin önleneceğini vurgulayarak, “Bazı müşterilerimiz tavaların arkadaşına isimlerinin yazılmasını istiyor bizde yazıyoruz. Aslında çok mantıklı çünkü örnek vermek gerekirse belki kendi torununa o tavadan bir yumurta pişirip yedirecek. İleriki zamanda torunu büyüyüp oda kendi çocuğuna veya torununa yedirecek. Yani bir aile geleneği oluşturuyor. Büyük aileler için sofraya çok güzel bir değer katıyor. Sofralarınızda ve masalarda yemekler soğumuyor. Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki insanımız bu ürünü kullanmayı öğrendiği zaman bozulup atılan birçok ürün yüzünden milyonlarca dolarlık boşa giden bir sermayenin önüne geçilecek. Sadece sağlık yönü değil tasarruf yönüyle de ön plana çıkıyor. Marketlerde görüyoruz çok ince ve ithal ürünler satılıyor ve çok fazla kullanılıyor. Fakat vatandaşımız bir kere döküm tavayı alıp torununun torunu dahi kullanabilir” dedi.