Uğur YİĞİT Anayasa Mahkmesinin barış bildirisini imzalayan akademisyenlerle ilgili hak ihlali kararına tepkiler sürüyor. Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul yaptığı açıklamada karara tepki gösterdi. Rektör Kul,?Temmuz 2015´te PKK terörüyle başlayan ve Doğu illerini yakıp yıkmak suretiyle Devletin varlığı ve bağımsızlığına, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne kasteden, doğudaki vatandaşlarımızı terörist eylemlerine canlı kalkan yapmak amacı ile yaşam, mülkiyet, eğitim-öğretim ve seyahat etme özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakıp evlerine ve mahallelerine hapseden hendek eylemlerine karşı anayasal sorumluluk bilinci ile hukuki çerçevede güvenlik güçlerimiz tarafından başlatılan operasyonlar sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletini ?kasıtlı ve planlı kıyım, katliam, bilinçli sürgün, işkence ve kötü muamele, milleti fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmek? gibi ancak terör örgütlerine yakıştırılabilecek ithamlarla itham eden sözde "barış bildirisi" adı altında terör propagandası yapan akademisyenlerin hak ihlaline uğradığına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı başta şehit ve gazi ailelerimiz olmak üzere Türk Milleti´nin vicdanında derin yara açmıştır.? dedi. Prof. Dr. Mehmet Kul, Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar? ilkesini hatırlatarak? Anayasal bir hüküm olmakla beraber Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı fikir beyan etmek, tespit ve gerekirse tenkitlerde bulunmak önünde bir engel bulunmadığı gibi bilimsel çalışmaların ve fikirlerin en çok üretildiği yükseköğretim kurumları açısından bu tür durumlarda halkın aydınlatılması adına gerekli açıklamaların yapılması bir mecburiyettir.  Yarım asra yakın devletimize ve doğuda yaşayan vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm halkımıza rahat yüzü göstermeyen, on binlerce vatandaşımızın ve güvenlik görevlimizin canına kasteden uluslararası terör çetelerine karşı tek bir eleştiri getirmeyen sözde "barış bildirisi" adı altında terör propagandası yapan akademisyenlerin hak ihlaline uğradığına hükmeden bu kararın, terör örgütlerini iç ve dış destekçilerini cesaretlendireceği de aşikârdır. Bu nedenle, Trük Milleti adına karar vermekle yetkili en üst yargı mercii olan Anayasa Mahkemesi kararlarının vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne kasteden mihrakların ve destekleyicilerini cesaretlendirecek istikamette değil tam aksine hukuka, hakkaniyete ve kamu vicdanına uygun olması gerektiğine inandığımızı belirtmek isteriz.  

HABERİ SİTEDEN OKU...