28 Şubat post modern darbesinin 22. yılında Cumhuriyet Üniversitesi´ndeki programa katılan 28 Şubat mağduru Arzu Özşeker, ?Bir dönemim şahitliğini yapmak, o dönemde onun farkında olmamak? 90´lı yıllar İmam Hatip´te idealleri olan bir öğrenci ve tek ideali edebiyat öğretmeni olmaktı? dedi.
Cumhuriyet Üniversitesi öncülüğünde ÜNİAK ve Millî Türk Talebe Birliği İl Temsilciliği tarafından İlahiyat Fakültesi Abdulvahabi Gazi Konferans Salonu´nda 28 Şubat darbesinin 22. yıl dönümü dolayısıyla program düzenledi.
Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Kılıç, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar ve 28 Şubat mağduru Ayşe Özşeker´in yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.
28 Şubat mağdurlarından Arzu Özşeker, ?Bir dönemim şahitliğini yapmak, o dönemde onun farkında olmamak; ama o gün verdiğin mücadeleyle dik duruşla bugünlere gelmek. Aslında kısaca benim hikâyem bu. 90´lı yıllar İmam Hatip´te idealleri olan bir öğrenci ve tek ideali edebiyat öğretmeni olmaktı? ifadelerini kullandı.
?ETKİLERİ HALA
DEVAM EDİYOR?
Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, ?İki dönemlik dekan yardımcılığı süresi tam da 28 Şubat sürecine denk gelmişti. Hem üniversite olarak hem de İlahiyat Fakültesi olarak birtakım şeyleri yaşadık? dedi.
Dik duruşuyla Sivas İlahiyat Fakültesi´nin farklı olduğunu belirten Akpınar, ?Yoksa bizim üzerimizden de o tankların paletleri geçti diyebilirim. Bizim dekanımız, hocalarımız ağladılar. Çoğu zaman biraz erkeklik, biraz hocalık mani oldu içimize ağladık, kızlarımız, anne babalarımız ağladı. Hem sesli ağladılar hem içlerine ağladılar. Dolayısıyla aslında hepimizin üzerinden geçti ve etkileri de hâlâ devam ediyor? diye konuştu.
?DARBEYİ
BİZZAT YAŞADIK?
Sivas İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan ise ?Bizler daha önce 12 Eylül Darbesi´ni gördük, 28 Şubat post-modern darbesini bizzat yaşadık. 100 öğrenci gelirken 20 öğrenciye düştük? dedi.
O dönemde 80 öğrenci ve 60 hocanın olduğu dönemleri yaşadıklarını kaydeden Prof. Dr. Doğan, ?Bizzat canlı olarak o dönemin her türlü psikolojik baskısını her yönüyle İlahiyat Fakültemiz olarak yaşadık; ancak o zamanki başta dekanından, dekan yardımcılarına, bütün hocalar olarak dimdik durarak o zulmü en çok yaşayan fakültelerden biri olduk. Biz, başörtüsü zulmünü en az yaşayan fakültelerden biri olduk. Geldiler bizi tehdit ettiler, Türkiye yönünü Batı´ya döndü, siz artık şu öğrencilere söyleyin, başörtülerini indirsinler, gereğini yapın diye akademik kurulda gelip bizi, tehdit ettiler. Zulümle abat olmaz, zulüm baki kalmaz? diye konuştu.