Hatice KOYUNCU YİĞİT Vajinismus’un cinsel ilişkiye girememe durumu olduğunu ifade eden Medicana Sivas Hastanesi Aile ve Evlilik Danışmanı, Psikolog Begüm Özkaya,  yaptığı açıklamada, “Başta vajina etrafında olmak üzere tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku, tiksinme ve panik hali olmaktadır. Bunları yaşayan kadınlar, kendilerini savunma ve koruma çabası içine girerler. Bu duruma da vajinismus denmektedir. Bir başka deyişle vajinayı çevreleyen kasların birleşmeyi engelleyecek veya ağrı hissi yaratacak şekilde algılanmasıyla, istem dışı kasılmaya vajinismus denmektedir.” dedi.

CİNSEL MİTLERE YOL AÇIYOR

Hastalığın nedenleriyle ilgili de bilgi veren Begüm Özkaya, “Çocuklara cinsel eğitim ve cinsel bilgi verilmemesi, cinsellikle ilgili her şeyin ayıp sayılması, bilgisizliğe ya da cinsel mit dediğimiz aslı olmayan bilgilere sahip olunmasına neden olmaktadır. Hastalığın nedenlerini beklenti korkuları, bilgi eksiklikleri, problem eğilimi taşıyan normlar, değerler, hurafeler, kişisel korkular, eşler arasındaki sorunlar, organik nedenler şeklinde sıralamak mümkündür. Genel olarak vajinismus, geçmişte yaşanan travmalardan, duyulan abartılı hikayelerden, bilgi eksikliklerinden, baskıcı yetiştirilme tarzından ve çarpık düşüncelerden oluşmaktadır” diye konuştu.   

Vajinismus’un genellikle sadece kadının yaşadığı bir sorunmuş gibi algılandığını belirten Özkaya, “Şunu bilmek gerekir ki, genellikle sadece kadının yaşadığı sorunmuş gibi algılansa da; kadının ve erkeğin ortak bir sorunu olan vajinismus ailesel bir problemdir. Oldukça karmaşık ve dikkat çekici bir sorun olan vajinismus yüzde 100 tedavisi olan bir hastalıktır. Önemli olan çiftlerin olumsuzluğu kabullenip, bir cinsel terapiste başvurmaları tedavinin yarısıdır. Tedaviyle birlikte, cinsel ilişkiye pozitif bir yaklaşım sağlamak, bilgi eksikliğinde yardımcı olmak ve uyarılmaya yönelik davranışsal tedavi ile uyarılmayı öğretilmektedir. Vajinismus kolayca teşhis ve çabucak tedavi edilmektedir. Tedavisi her zaman başarılıdır”  ifadelerini kullanduı

 

 

 

HABERİ SİTEDEN OKU...