Ak Parti hükümetleri 2002’den itibaren Cumhuriyet tarihinin kangren olmuş toplumsal problemlerini çözerken hayal edilemeyen hizmetlerini milletine kazandırdı. Eğitimden, savunma sanayinden, ulaşımdan, sağlık hizmetlerinden, sosyal devlet anlayışından tutun, Temel hak ve özgürlüklerden din ve vicdan hürriyetine, yasaklardan fikir özgürlüğüne, ağır sanayi ve teknolojik gelişimlerden ekonomiye ve istihdamda sayısız başlık altında sayısız reform gerçekleştirdi. -Ak parti iktidarları sürecinde insanı odağa koyan, “halka hizmet hakka hizmet anlayışı” ve “insanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu ile devamlı kendisiyle yarıştı. -Cuntacılar, darbe girişimleri, gezi parkı isyanı, uluslarası aktörlerin hamaset stratejilerine rağmen 20 yıl boyunca milletin teveccühüne mazhar olan Ak parti ve onun omurgalı lideri Başkan Erdoğan durdurulamadı. O, halkı ve inandığı davası uğrunda daima dik durdu, çalıştı, çabaladı ve küresel arenada saygı duyulan, sözü dinlenen, ulusal ve uluslararası arenada çözüm üreten, muassır medeniyette ülkesinin ve milletin hakettiği yeri alması için gayret eden küresel bir aktör oldu.  -Birileri bunu inkar etsede; hazmetmese de taraflı tarafsız iç ve dış dünya bunu böyle kabul etti… Tarih kitapları ve gelecek nesillerde bunu böyle hatırlayacak. Lakin hazımsızlar bunu dilleriyle ikrar etmekten imtina ediyor. -Ak parti hükümetleri millete yönelik öylesine değerli ve inanılması zor projeleri ve sorunları kısa sürede çözüp insanlığa kazandırdı ki; muhalifler dahi bu hizmetlerden yararlanmalarına karşın,  kıskançlıklarından veya utanma duygularından dolayı bu hizmetleri küçümsüyor ve konuşulmasına tahammül edemiyorlar. -Dünyayı buhran altına alan krizler, pandemi, küresel iklim değişiklikleri, tedarik ve çip krizi, ekonomik krizler, hammadde ve akaryakıt fiyatları, artan fiyatlar akâbi insanların yaşamlarında ciddi daralmalar baş göstersede; yinede mevcut sorunları çözmede Ak parti hükümetleri milletin nazarında umudun ve güvenin adresi olmaya devam ediyor. Muhalefet ise; proje üretemediği gibi, seçmene güven ve umut veremiyor. -İşte tamda burada 20 yıldır topluma sunulan bunca sorunun umum adına çözülmesi karşısında vatandaş devletinden, kendisini yöneten siyasi iradeden artık kendisine dönük bireysel dokunuş istiyor.  -Ak parti Hükümetlerinin yaptığı köprüleri, yolları, havaalanlarını, hastaneleri, özgürlükleri, teknolojik sunumları, savunma yatırımlarını, sanayi teşviklerinden ziyade “kişisel dokunuşları ve direk cebine girecek olan ekonomik dokunuşa” odaklanmış durumda... -2023’teki seçimleri belirleyecek temel unsurların başında vatandaşın ekonomik ve sosyolojik kaygılarını giderecek “kişisel dokunuş“ geliyor. -Toplumda gözardı edilemeyecek bir kesim var. Üzülerekte olsa söylemek gerekiyorsa: İktidarın tüm toplumun yararına olan devasa projelerine bir doygunluk var. Toplumda azımsanamayacak belli bir kesim; hükümetin sunacağı toplumsal vaadlerden ziyade, bireysel vaadlere dikkat kesilmiş durumda.. -2023 seçimlerini belirleyecek olan bireysel beklentiler olan: EYT sorunu, 3600 Ek Gösterge, Asgari ücret, emekli ve memur zamları, TOKİ’nin dar gelirli vatandaşa sunduğu iki kademeli kura çekilişi ile 500 Bin konut projeleri, 1 milyon hazine arsasının kura ile vatandaşa dağıtım projesi, dezavantajlı gruplar; engelli, yaşlı, kimsesiz, dul, yetim, bireysek sağlık sorunlarına bakış, elektrik ve doğal gaz faturaları, hükümetin vatandaşına sunacağı bireysel pozitif ayrıcalıklar, istihdam, atama bekleyen memurlar, kadro bekleyen sözleşmeli işçi ve memurlar gibi başlıklar belirleyecek. -Nasıl ki 2018 Genel Seçimlerini ve 2019 Yerel Seçimlerini belirlemede diğer etmenlerin yanında mutfakta çıkarılan yangının belirleyici olduğu gibi; 2023 seçimlerini belirlemede bilinen genel sorunlardan ziyade “ vatandaşa bireysel dokunuş“ belirleyecek.