?>

AKILLANIP DERS ÇIKAR

Yaşam diye adlandırdığımız olgu biz insanlar için eğitim alanıdır aslında. Aynı zamanda dersler çıkarma yeridir.

Mehtap BÖLÜKBAŞI

4 yıl önce

         Yaşam diye adlandırdığımız olgu biz insanlar için eğitim alanıdır aslında. Aynı zamanda dersler çıkarma yeridir. Çünkü yaşadığımız olumlu olumsuz olaylar,  bir sonuca ulaştırır bizleri. Başımıza gelen olumsuz olaylar bizi bu tür oluşumlara karşı tedbirli olmaya iter. Aldığımız önlemler elbette karşılaşacağımız sıkıntılı durumdan daha az hasarla çıkmamıza yardımcı olacaktır.         Hayat bizlere pek çok zaman ibret verici olaylar çıkartmakta. En yakında yaşadığımız ve halen yaşamakta olduğumuz korona virüs salgını gibi. Bu süreçte hiç olmadığımız kadar hijyenimize, temaslarımıza dikkat etmeye başladık. Ders çıkarmamız gereken yerleri anlayıp hareket ve davranışlarımızı olumlu yönde değiştirme çabası içinde olsak ta; tam da ibret aldığımız söylenemez.        Değişik dönemlerde doğadan ya da farklı yollardan başımıza gelen; seller, depremler, kasırgalar, çığlar, salgınlar gibi afetlerden o an için korkup endişelenmekteyiz. Hemen çözüm arayışlarına girmekteyiz. Peki, bütün sıkıntı giderilip her şey normale döndüğünde neler oluyor? Yaşadığımız ya da duyduğumuz üzüldüğümüz kazalar, tusunamiler, virüsler, bakteriler kanser gibi tedavisi zor hastalıklar, kimimiz tarafından Allah’tan geldi deyip birlikte kenetlenmeyle atlatılmaya çalışılmakta, kimimiz tarafından bilimsel oluşum olduğu düşünülerek bilim içerisinde arayışa dalınmakta. Ancak her şey düzelmeye. İyileşmeye başlayınca bütün sıkıntılar unutulup, arkaya atılarak normal yaşama hızla geçilebilmekte.         Birlikte yaşadığımız bu dünyada, sadece insan olup insanca davranış sergilememiz yeterli olacaktır. Kurallar insan olanlar için geçerlidir. Bireyler olmadan toplumlar, toplumlar olmadan ülkeler, ülkeler olmadan ise evren ve insanlık oluşamaz. Evrende yaşayan canlı cansız tüm varlıkların birbirine gereksinimi vardır. Ve bu gereksinimde; dil, din, renk gibi farklılıklarında hiçbir önemi olmamaktadır. Özellikle Toplumsal felaketlerde “her koyun kendi bacağından asılır” sözü ile yaklaşım hükümsüzdür. Dünyada yaşanılan, insanlığı etkileyen olaylar için ülkesel çözümlerde kalınmamalı, küresel işbirliğinin devreye alınması gerekmektedir.        Bu en yakın dönemde yaşadığımız salgın, deniz salyası gibi sıkıntıların bize öğrettiği şeyler sağlıkçıların ve bilimin ne denli önemli olduğudur. Bilime yaslanmadan hiçbir sorunu çözmenin mümkün olmayacağı net ve açık görülmüştür. Bu tarz durumlardan nemalanmak isteyen işten anlamaz insanların ellerine asla bırakılmamalı. Bilim ve bilim insanına inanarak, onların tavsiyeleriyle hareket etmeliyiz.  Çünkü tanımadığımız afetlerin ve hastalıkların ancak bilimsel açıklaması ve reçetesi en doğru yol olacaktır.        Sağlık sisteminin en az savunma sistemi kadar önemli, savaşçılar kadar kahraman olduklarını anlamalıyız.        En önemlisi ve en çok ta doğaya muhtacız. Ona ciddi ölçüde saygısız davrandık ve davranmaya devam ediyoruz. Doğaya yaptığımız hunharca ve şiddet içeren işgal, doğal yaşamda yaptığımız sınırsız tahribatlar eğer durmazsa, sonlandırılmazsa biz insanlara daha ağır faturalar çıkabilir.          Son 20 yılımıza bir göz atmamız yeterli. Gerekli dersleri çıkarıp, aklımızı başımıza alarak, doğamıza, birlikteliğimize, bilime sahip çıkalım.
YAZARIN DİĞER YAZILARI