?>

Acıyı Sevmek Olur Mu

Berat Yönez

1 yıl önce

İnsan yaşlandıkça kendisine acı veren şeylerden uzaklaşır. Aristoteles'e göre, akıllı insan acıdan kaçınandır, zevk peşinde koşan değil. Acı gerçek bir öğretmen ve kaçınılmaz bir şeydir. Ne kadar kaçmaya çalışsak da asla bizden ayrı olmaz. Özellikle de konu, insanın içsel dünyasında yaşadığı problemler olunca. Ben Aristoteles’in akıllı insan tanımına katılmıyorum. Acı, hayatın bir parçası ve kaçınılmaz olandır. Ondan kaçmanın, gerçeği çarpıtıp görmezden gelmenin bir faydası yoktur. Eğer en değerli şey samimiyetse, acıdan kaçmak veya onu görmezden gelmek samimiyete zarar verir. Madem acıya karşı kaçamayıp, paspasın altına süpüremeyeceğiz, o halde bu acıya karşı nasıl yaklaşılması gerekiyor? Acı arzulanacak bir şey değil, kabul. Ama arzulanmaması gereken bir şey de değil. Böylece, acı tercih edilip edilmeyecek bir şey değildir. Çünkü insan ancak gücünün yettiği şeyleri tercih eder. Bu nedenle, karşımızda tek bir yol var gibi görünüyor: Kararlarını kendi iradesiyle verebilen, yani kendi seçimlerinin farkında olan insanlar için (ve gerçekten de, seçim yapma yeteneğimiz olmadan yaşam tarzımızdan söz edemeyiz; aksi takdirde, sadece emirleri takip eden bir gölge oyunu oynarız) acıya karşı takınacağımız en iyi tavır, onu bir araç olarak görmektir. Bu, amaçlarımıza ulaşmamız için kullanabileceğimiz değerli bir araçtır. Diğer araçlara kıyasla çok daha işlevsel olabilir çünkü daha önce de belirttiğim gibi, insanların doğasında acıdan kaçma eğilimi vardır ve bu oldukça güçlü bir içgüdüdür. Ancak, seçim yapabilen ve iradesini kullanabilen bir kişi, bu doğal eğilimi yenebilir, böylece seçtiği veya hedeflediği şeylere yönelik, kontrolü zor bir gücü, yani acıyı, amacı doğrultusunda eğitip kendi yararına kullanabilir. Bu şekilde, acı, çok çeşitli fonksiyonlara sahip ve hayatımızda farklı yollarla kullanabileceğimiz bir araç haline gelir, tam bir İsviçre çakısı gibi. Özetle, insanın yapması gereken, acıdan kaçmamak ama onu arzulamamak; bir seçim yapmak ve bu seçimin peşinden dürüst bir şekilde gitmektir. Bu yolculukta karşılaşacağı zorluklardan biri, acıdan kaçma isteğidir. Bu istek bir engeldir çünkü bizi acıdan alıkoyar ve ondan öğrenmemizi engeller. Asıl mesele, acı değil, ona karşı sergilediğimiz tavırdır. İnsanın acıyla ilgili iki önemli deneyimi vardır: Birincisi, acıdan kaçınma isteği; ikincisi, seçtiğimiz ya da irade ettiğimiz yolda bize yardımcı olacak şekilde acıyı kullanabilmektir. Bu deneyimlerden başarıyla geçen bir kişi, kendi iradesiyle seçtiği yolda daha samimi olur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI