?>

“ADALET KARARIRSA, ZALİM SAZINI ALIP MEYDANDA NARA ATAR”

Toplum bilimcinin, habercinin, yazarın, eleştirmenin, gazetecinin görevi amasız fakatsız, şartsız, şurtsuz bir gözlemle hakikatleri görmesidir.

Uğur YILDIRIM

3 yıl önce

-Toplum bilimcinin, habercinin, yazarın, eleştirmenin, gazetecinin görevi amasız fakatsız, şartsız, şurtsuz bir gözlemle hakikatleri görmesidir. Tarafsız ve bağımsız araştırmalarıyla sistemin dejenere olmuş ve olmakta olan hastalıklarına yapıcı eleştiri sunup müdahalede bulunmasıdır. İlgilileri ve kamuoyunu tarafsız bir bakışla bilgilendirmeli ve onları aydınlatmalıdır.   -Toplum üzerinde sorumluluk sahibi olan kişiler; kamuoyundaki güzellikleri ve sevindirici gelişmeleri okurlarına takdir edip alkışlarla sunduğu gibi, yanlışları haykırmaktan korkmamalı, endişeye düşmemelidir... Toplum bilimci, haberci, araştırmacı yazar, gazeteci ve eleştirmen, Sosyal hayatı aksatan ve nizamı bozan hususlara açık yüreklilikle ışık tutmalıdır. Aksi halde olumsuzluklara kör, toplum düzenini bozan gelişmelere dilsiz kalmış olurlar...    -Bir toplumu ayakta tutan, huzurun, güvenin, toplumdaki ilişkilerin sağlıklı olarak tesis edilmesinde, sosyal ve ekonomik hayatın etkin olarak sürdürülmesinin en temel unsurlarının başında “ADALET ve HUKUK SİSTEMİ” gelir. Toplum vicdanı; Mahkemelerin terör Ve adi suçlulara verdiği kararlarından memnuniyet duymadığı artık bir HAKİKAT...   -Hukuk Sistemi işlemezse, adalet “topal ördek” olur. Adalet Sistemi “üç maymunu” oynarsa hak arayan kişi öksüz ve yetim kalır. Sonuçta toplumun sinir sistemi felç olur.   -Bu gün hakim karşısına çıkacak her sanık, her tanık ve her müşteki adaletin ne kadar adilane nihayete ereceği hususunda şüphe duyuyor.   -Günümüzde bırakın kanunların, savcının, hakimin vereceği kararı; artık iş bilir kişi raporları dahi adaletin tecellisine mi, yoksa bilirkişilerin niyetlerine mi hizmet ediyor tam bir muamma...   -Hukuk sistemi ve adalet sistemi mağduru korumalı, suçluyu ise en adil şekilde yargılayıp cezalandırmalıdır. Bir toplumda cezalar suçluyu koruyorsa, onu cesaretlendiriyorsa adalet mekanizması işlemez. Hukuka ve Adalete olan güven vicdanlarda mahkumiyete müebbet yer. Adalet, adil olmazsa; her mağduriyet yaşayan kişi kendi hukukunu oluşturmaya, kendine göre hak aramaya yönelir...   -Suçu işleyenin işlediği suç yanına kar kalmamalıdır... Suçluya verilen ceza; vicdanları sızlatıp yürekleri kanatmamalıdır. Unutulmamalı ki ! Kaos, bozulan adalet sisteminden beslenir. Zulüm bu fırsatları değerlendirip sokağa çıkar.   -Dünyanın neresine giderseniz gidin, toplumun ve kamuoyunun barışını, huzurunu, güvenini, vatandaşlarının vücut ve ruh sağlığını, kamu otoritesinin sürdürülebilir kılınmasının yolu, terazisi şaşmayacak bir hukuk ve adalet sisteminden geçer.    -Öyle suçlar ve suçlular var ki; bunlara verilen cezaların hem toplum vicdanında, hem hukuk sisteminde tartışılmasız sonuçları olmalıdır. Verilen kararlar çifte standart taşımamalıdır... Milletin vicdanının da onaylanmalıdır.   -Vatanın, bayrağın, huzurun, inancın, barışın ve kardeşliğin bekası hususunda hamaset besleyen, ölüm ve nefret kusan ve bu değerlere tetik çeken eller hukukça kırılmalıdır.   -Askerin, polisin, güvenlik mensuplarının, vatandaşların canına kasteden, vatandan bir karış toprak koparmak isteyen, masumun, mazlumun yaşamına dahleden caninin, teröristin hakkı “darağacı” olmalıdır. Aksi cezalar; şehidin çocuklarına, eşine, ailesine, milletin vicdanına pranga vurmaktır.   -Uyuşturucu üretenlere, satanlara, aracılık edenlere, insanları zehirleyen uyuşturucu tacirlerine, baronlarına ömür boyu hapis ve ağır para cezasının yanında, caydırıcılığı olan ağır müeyyideler uygulanmalıdır.   -Kadınlara, engellilere, çocuklara cinsel taciz ve istismarda bulunan tecavüzcülere hadım cezası ve müebbet hapis cezaları gibi ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.   -Bilerek ve tasarlayarak kasten insan öldürenlere, kadınlara şiddet uygulayıp onları hunharca katledenlere, şehirlerde iç isyan çıkarmak isteyen vandallara, uyuşturucu alıp alkollü araç kullanırken ölüme sebebiyet verenlere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla birlikte ağır para cezaları da uygulanmalıdır.   -Evden, işyerinden, araçtan hırsızlık yapanlara, Vatandaşı gasp edenlere, devletinden vergi kaçıranlara, fahiş fiyatlarla piyasada kartel oluşturanlara, piyasaları aşırı fiyat artışıyla manipüle eden gözü doymaz esnaf bozuntularına da ağır para cezaları ve ciddi hapis cezaları uygulanmalıdır.   -Milletin hayatına ve bekasına kast edenler, hapishanelerde milletin ödediği vergilerle huzur içinde yaşamamalı... Ceza ve Tutukevlerinde topluma fayda sağlayacak “üretim tesisleri” oluşturulup burada üretimde çalıştırılmalıdır.   -Kanunun suçlulara verdiği para cezaları, el konulan malları; mağdur olanlara ve mağdur yakınlarına mağduriyetlerini hafifletmek için adaletin eliyle verilmelidir.   -İşlemeyen hukuk ve adalet sistemi mağdura zulmederken; zalime gaz ve motor olur.   -Cezalar ve kanunlar toplumda caydırıcı olmadıkça namussuzlar, katiller, hırsızlar, tecavüzcüler, madde bağımlıları toplumda elini kolunu sallayarak, ıslık çalarak gezerler. Hukuk Ve adalet sistemi işlemez. Toplumun adalete olan inancı bir kez sarsılmaya görsün !   -Ev soyan, iş yeri patlatan, gasp yapan, cana kasteden adi suçlular zaman zaman hız limitini aşan sürücüler kadar cezaya çarptırılmıyor. Veya hafif yaptırımlarla tutuksuz yargılanıp serbest bırakılıyor. Yine bunlar utanmadan, yüzleri kızarmadan, Allahtan korkmadan pervasızca, pişkinlikle suç işlemeye devam ediyorlar.
YAZARIN DİĞER YAZILARI