-Günümüzde öyle asılsız ve mesnetsiz haberlere şahit oluyoruz ki; insanın aklı almıyor. Bilen bilmeyen, anlayan anlamayan, aklı yeten yetmeyen, bilgisi olmadığı konuda sadece kulaktan duyduğunu, sosyal medyadan okuduğunu, haberlerin sunduğu ile kanaat sahibi oluyor. Lakin işin aslını astarını merak edip araştırmıyor. Politika, ekonomi, spor, sanat gibi alanlarda toplum öylesi yalan ve sağlıksız bilgilerle manipüle ediyor ki bunları hayretle izliyorum. Sosyal medya hesaplarında, youtuberr kanallarında eline mikrofon alan, sahiplerinin maşalığını, sözde röportaj yapan kişiler, toplumu öylesine provoke ediyor ki, bu duruma ne toplum, ne yetkililer, ne de kanunlar ses çıkartmıyor. Bazen gazetelerde, bazen ise ekonomi bloklarında öylesine aldatıcı, öylesine hatalı ve amacı aşan yazılar yazılıyor ki! İnsan düzeltmeye kalksa; ne bu kirli bilgileri düzeltecek zaman bulabilir, nede bu sağlıksız ve nifak saçan bilgilerle zehirlenen topluma gerçeği anlatabilecek imkanı bulabiliyor. -Nihayetinde bir şeyler yapmak için, bu nifak eken iradelere toplum bilimci olarak seyirci kalmakta olmuyor. Sorunun ciddiyetini ve kirli bilgilerin vahametini düşününce kendi kendinize hayıflanıp “Ben bunun neresini düzelteyim” diye düşünceye kapılıyorsunuz.. -Tüm bu olumsuzluklara sessiz kalmamak adına; Sosyal medyadaki, ana haber bültenlerindeki, gazete ve internet sitelerindeki, haberci, uzman ve politikacıların seçmeni etkilemek, ticari rant sağlamak için mesnetsiz ve desteksiz paylaştıkları demeçleri hakkında bunları anlatmayı, kamuoyunu aydınlatmayı, halk arasında meşhur olan bir kurban fıkrasıyla anlatmak yerinde olacaktır. -Vaktin birinde adamın biri kurban hakkında aklına takılanları sormak için bir hocanın yanına gider ve soruları sormak için izin ister. Hoca “tabii ki buyurun” der ve adam başlar anlatmaya: “Çocuğu olmayan Hz. Davut, Allah’a rabbim bana bir kız çocuğu verirse onu Allah’ım sana kurban edeyim diye dua etmiş der. Gel zaman git zaman adamın duası kabul edilmiş. Ayşe adında bir kız çocuğu olmuş. Kız çocuğu büyümüş ve kızın kurban edileceği vakit gelmiş. Hz. Davut, kızı Ayşe’yi tam kurban etmek üzereyken, Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş. Azrail kızın Ayşe’yi bırak, al bu keçiyi kurban et demiş.” Hararetle adam anlatmaya devam ederken… -Hoca, artık daha fazla dayanamaz ve araya girer: “Evladım yeter, dur der. Bir kere anlattığın peygamber “Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kurban edilecek olan Ayşe değil İsmail, gelen melek Azrail değil Cebrail, kurban olarak sunulan hayvan keçi değil koç.” Ben bu anlattığının hikayenin neresini düzelteyim der. -Velhasıl kelam teşbihte hata olmaz. Toplumda ciddi bir ahlak problem yaşanıyor. Lafın tamamı anlama sorunu yaşayana anlatılır, arife tarif gerekmez. Arif olan toplumdaki bilgi kirliliğini, had bilmez sözde kamuoyu spekülatörlerinin söylemlerinin maksadını idrak eder. Sosyal medya tetikçilerini etüt etmeden, bir konu hakkında sağlıklı bilgi edinmeden karar verilmemelidir. At izinin it izine karıştığı bir zamanda toplum provokeye çok açık duruyor. Bilmemek ayıp değil bilmeden konuşmak ukalalık olur. Kul hakkına girmek için kaynağı teyit edilmeyen haber, paylaşım ve telkinlerden uzak durmak gerekir.