?>

DEĞİŞEN ŞARTLARA KARŞI DEĞERLERİMİZİN DE DEĞİŞMESİ

Berat Yönez

4 yıl önce

Bu yazımda geçen hafta karşılaştığım bir video sitesinde "aaaaa" kanalına konuk olan "bbbbbb" isimli felsefe profesörünün, programın küçük bir parçasında söylediği ve savunmaya çalıştığı düşünceyi ele almak istiyorum. Kanal ismini ve profesörün ismini söylemiyor olmam, mühim bir konu değildir. Bu konuyu ele almamın sebebi bu işe hayatını vermiş bir profesörü eleştirmek değil. Amacım; televizyon programına çıkan bu profesörün düşüncelerine benzer düşünceler toplumumuzun çoğunda görülüyor olmasından kaynaklı doğan yanlış düşünceleri gidermektir. "Toplumdaki şartlar değiştikçe, değerlerimizin de değişmesi gerekir." açıklamasını verdiği şu örnekle destekliyor; eskiden büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atılmasının ayıp ve saygısız olarak karşılanmasının artık günümüzde değişen şartlarla birlikte bunun çok önemli bir durum olmadığını söyleyerek, bu tarz değerlerimize karşı verdiğimiz tepkilerin değişmesi gerektiğini söylemiştir.  Herkeste şu düşünce var insan sevdiği kişinin yanında rahat olamayacaksa başka nerede rahat olacak. Büyüklerinin yanında bacak bacak üstüne atmanın ne gibi bir zararı olabilir ki. Saygı ve edep insanın içinde olması gerekir. Özellikle eski kuşaklardan gelen şu düşünceye hepimiz alışkınızdır; bizler babamızın yanında diz üstünde oturur, öyle babamıza her şeyi söyleyemezdik, bir dediğini iki etmezdik... Bu düşüncelere sahip Anadolu´da azımsanmayacak kadar fazla olan ebeveynler, ailelerinden gördüğü bu davranışları çocuklarına karşı uygulamamakta kararlılar. Bütün düşünceleri, ebeveynlerin karşısında rahat olmaları onların ailelerinde gördüğü sevgisizliği, kendi çocuklarında uygulamamak.   Başımıza ne geliyorsa hep bu rahatlığa olan düşkünlüğümüzden ve rahatlığa verdiğimiz anlamdan kaynaklanıyor. Rahatlık, ailenin yanında istediğimiz gibi oturup kalkabileceğimiz, her istediğimizi söyleyebileceğimiz bir olgu olmamalıdır.  Kim içsel çıkmazlarını aileleriyle paylaşabiliyor? Kim ailesiyle günümüzde demir parmaklıklar ardına kitlenen, dinimizin dahi yasaklamadığı konularda bilgi almak için cesurca konuşabiliyor?   Bunları yapamamamızın sebebi rahatlığa ve samimiyete verdiğimiz anlamdan kaynaklanıyor. Rahatlık düşüncelerde olmalı, merak ettiğin bir konuyu rahatsızlık hissetmeden aileyle paylaşabilmekle olmalı. Tam olarak sıkıntı burada kaynaklanıyor. Bizler rahatlığı üslupta, kelimelerde ve beden dilimizde anlıyoruz oysa rahatlık, birçok konuyu çekinmeden saygılı, edepli bir davranışla doğru kelimeleri seçerek konuşabilmektir.  Bulunduğumuz modern çağda teknolojinin getirdiği yenilikler hem toplumsal olarak hem de bireysel olarak yaşam tarzımı ve gündelik rutinlerimizi değiştirmektedir. Bu değişikliklerin getirdiği avantajlar olduğu gibi dezavantajları da vardır. Bu şartların değişmesiyle değerlerimizin yok olmasının getirdiği dezavantajlarından bir tanesidir. Bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Saygı ve edep yaşam şartlarına göre değişmesi gereken durumlar arasında yer almaması gerekir. Ahlak kuralları olarak görülmeyen eski değerlerimize duyarlılığımızı sürdürmemiz gerekir.   Yazımı edebin ve saygının ne kadar önemli olduğunu anlatan cümlelerle sonlandırmak isterim;  "İlim meclisine girdim, kıldım talep, ilim tâ gerilerde kaldı, illâ edep illâ edep." "Bir insanda yoksa edep, neylesin medrese mektep. Okusa alim olsa yine mekrep, yine mekrep..." "Ne demiş üstat. Bir dirhem ilim, bin okka edebe muhtaçtır."  Düşündüğümüzde güzel dersler çıkartacağımız Hz. Mevlana´nın şu düşüncelerine de yer vermek istiyorum.  "Beden ehli olanların huzurunda edep, görünüşe bağlıdır, çünkü Allah onlardan gizli şeyleri örtmüştür. Gönül ehline göreyse edep içi gözetmektir. Çünkü onların gönülleri, gizli şeyleri bilir, anlar. Sen ise tersine, körlerin karşısında, mevki kazanmak için edeple geliyor, kapı dibinde oturuyorsun. Gözlülerin karşısında ise edebi bırakıyorsun; bu yüzden de şehvet ateşine odun kesilip gidiyorsun."  Son olarak yazımı Hz. Mevla´nın şu duasıyla bitirmek istiyorum.  "Allah´tan, edepli bir insan olmak hususunda bizi başarıya ulaştırmasını niyaz edelim."
YAZARIN DİĞER YAZILARI