Doğa kendiliğinden varolan, sürekli kendini yenileyen canlı ve cansız varlıkların tümüne verilen addır. Şöyle kafamızı pencereden çıkarıp dışarıya baktığımızda doğayı görürüz. Doğa; evren varolduğundan beri var olan iklim şartları ve farklı faktörlere göre değişen bir yapıdır. Doğanın sürekli kendini yenilemesi ve doğal dengenin korunması canlı hayatının vazgeçilmez unsurlarındandı. Son yıllarda gerek televizyon kanallarında gerekse de günlük hayatımızda küresel ısınma hakkında pek çok şey duymaktayız. Evren var olduğundan beri sürekli kendini yenileyen doğa maalesef son yıllarda insan eli ile sürekli sarar görmekte ve kendini yenilemekte sıkıntı yaşamaktadır. Evren var olduğundan beri sürekli kendini yenileyen doğa maalesef son yıllarda insan eli ile sürekli zarar görmekte ve kendini yenilemekte sıkıntı yaşamaktadır. İnsan doğaya; çöplerini atarak, çevresini kirleterek, canlıların yaşamını tehlikeye atarak, bilinçsiz avlanma yaparak, ağaçları kesip ormanları yok ederek, içme sularına zehirli atıklar atarak, radyasyon ve benzeri kimyasal maddelerin doğaya salarak, sürekli tüketim içerisinde olarak, tarım ilaçları atarak, doğaya sürekli zarar vermektedir. Verilen bu zararlar bir süre sonra doğada dönüş olmayan birçok yıkıma sebep oluyor. Bizlere düşen elimizden geldiğince doğaya sahip onu korumak olmalıdır. Unutmamak gerekir ki doğa bizim evimizdir. Doğanın göreceği zarardan en büyük payı alan yine insan olacaktır. Son yıllarda dünyamız küresel ısınma, su sıkıntısı ve birçok hastalıkla uğraşmakta ve maalesef çözüm için sonuç alamamaktadır. Daha yaşanabilir bir doğa için elimizden ne geliyorsa az çok demeden yapmalıyız. Doğayı koruyan kurum ve kuruluşlara destek vermeliyiz. Dinimizde doğayı korumamızı emreder. Peygamberimiz bir hadisinde “kıyametin koptuğunu duysanız dahi elinizde bir fidan varsa onu toprağa dikin” diyerek doğaya verdiği önemi gösterir.