?>

EL-CEVAP

Yunus BUDAKTAŞ

5 saat önce

Bize ayrılan köşede kaleme aldığımız fikirlerimiz ve altında imzamız olan haberler bazı kesimlerde rahatsızlık oluşturmuş. Böyle bir rahatsızlığın oluşmasını tabii karşılıyorum. Rahatsız olanları da anlayabiliyorum.

Yazdıklarımız hiçbir zaman birilerinin güdümünde olmadan, tamamen kendi fikirlerimizden oluşan ifadeler. Yazıp çizdiklerimiz tartışılabilir, ortaya koyduğumuz düşünceler doğru bulunmayabilir. Zaten biz bunları kaleme alırken birilerinin onay vermesini yahut da birilerinin doğru bulması gayesiyle yazmıyoruz.

Bize yöneltilen eleştirileri anlamakla birlikte yapılan eleştirileri, eleştiri kültürünün toplumun işleyişindeki bazı çarkların hareket etmesine olanak sağlaması bakımından da makul kabul ediyoruz. Çağdaş bir toplumda olmasını arzu ettiğimiz temel taşlardan birinin “eleştiri” olduğu gerçeğini savunurken şahsımıza yönelik yapılan eleştirileri kabul etmemek de mümkün değil bizim açımızdan.

Bizim gibi düşünenleri “iyi” olarak tanımlayıp yüceltmemiş, bizim gibi düşünmeyenleri de “kötü” olarak yaftalayıp yermemişizdir. Düşünce bireyin kendi mahsulüdür. Bu bakımdan düşünceler kişiyi bağlamakla birlikte genel bir mutlak doğru anlamı taşımamaktadır.

Düşüncelerimizin ve fikirlerimizin odağını her zaman saygı oluşturmuştur. Ortaya konulan bir düşünce ya da uygulamayı doğru bulmadığımızı ifade ederken saygı çerçevesinde kalarak aynı şeyleri düşünmediğimizi ifade etmişizdir. Ancak bizim gibi düşünmeyenleri de hiçbir zaman farklı şekilde adlandırmamışızdır.

Yazdıklarımızdan rahatsız olanların bizlerden ders almaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bilakis bizlerin onlardan öğrenecek çok şeyi var. Mesela bukalemun gibi renkten renge nasıl girilir biz bilmiyoruz. Mesela göz göre göre yanlışı savunmak nasıl olur biz bilmiyoruz. Mesela sırf yanımızdaki yöremizdekilere şirin görünmek adına hakikatlerden kaçmak nasıl olur biz bilmiyoruz. Mesela çıkarlar uğruna şekilden şekle girmek nasıl olur biz bilmiyoruz…

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI