?>

ENES VAKIASI?

AVUKAT EYÜP DEMİRER

5 yıl önce

Değerli okuyucular; Bu yazımızda sizler ile Güngören Belediyesinde yaşanılan olay ve sonrasında Belediye Başkan Yardımcısının istifasının alınması olayı ile ilgili görüşlerimizi paylaşacağız. Haberler şu başlıklar ile toplumumuza yansıyıp duyuruldu. Güngören Belediyesi´nde Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi, "kendisini görüp ayağa kalkmadı" diye belediyede çalışan bir şoföre her gördüğünün önünde ayağa kalkma cezası verdi. Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından açıklama yapan Güngören Belediyesi Başkanı Bünyamin Demir, başkan yardımcısının istifa ettiğini duyurdu. Güngören Belediye Başkan Yardımcısı mesai saatinin bitimine dakikalar kala belediyedeki bir ofise girdi. İpekçi, aynı ofiste işlem yaptıran, belediyenin kadrolu şoförü E.T.´ye kendisini görüp ayağa kalkmadığı gerekçesiyle ?Beni tanımadın mı? Neden beni görünce ayağa kalkmıyorsun?? diye çıkıştı. 30 yaşındaki E.T., ?Başkanım sizin olduğunuzu fark etmedim.? dedi. Buna karşın İpekçi, ?Peki öyle olsun gel bakalım.? diyerek E.T.´yi çağırdı. Başkanlık katındaki koridora çıkan Başkan Yardımcısı İpekçi, bir odadan aldığı sandalyeyi koridorun başındaki çocuk tuvaletinin bulunduğu bölüme koydu. Şoför E.T.´ye dönen İpekçi, ?Bundan sonra burada oturacaksın.  Buradan geçen herkese selam verip ayağa kalkacaksın.? diye talimat verdi. İşe gelen şoför E.T. ise; kovulup işsiz kalkmaktan korktuğu için çaresiz bir şekilde koridordaki sandalyede oturup mesaiye başladı. Gelen tepkiler üzerine bu kez Belediye Başkan Yardımcısı görevden alındı. Enes vakıası isimli bu yazımda şu hususu önemle belirtmek isterim ki, bugün yaşanılan vakıanın yüzlercesi geçmişte birçok kamu kurum ve kuruluşunda yüzlerce belki binlerce kez yaşandı. Yönetimi tevdi ettiğimiz bireylerin bu hususta en nitelikli şekilde eğitilmemesi durumunda her süreçte ve her yerde yaşanmaya devam edecektir. Bu konunun partisi olmaz, bu mesele toplumsal bir mesele olarak ele alınmadığı müddetçe hiçbir surette de çözüm bulmaz, bulamaz. Bu eylem, bu davranış, bu tarz ülkemizde maalesef ki hep yaşandı. Ortaokulda öğrenci idim. Ekonomik yokluğu sebebi ile okul eşofmanını alamayan ve beden eğitimi dersine normal kıyafeti ile katılmak zorunda olan Ömer isimli sınıf arkadaşımı beden eğitimi öğretmeni ceza olarak okulun bahçesindeki elektrik direğine selam durdurmuş ve böyle cezalandırmış idi. Sokağa bakan okulun bu cephesinde arkadaşıma bir öğretmen tarafından yaşatılan bu çirkin davranış aradan geçen 25 yıla rağmen aklımdan hiç çıkmamıştır. Tabi bu konu çok daha fazla örneklendirilebilir. Üniforma üzerinde iken bir başka davranan kamu görevlileri, Vatandaşımızın ve kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan bir çok kamu görevlisinin yaşadığı sıkıntılar her dönem olduğu gibi bu dönemde de hep karşımıza çıktı. Geçmişte sosyal medya, internet ağı bu kadar yaygın değildi. Gel gör ki Enes konumunda daha ne kadar görevli kardeşimiz bu baskılara ve ego tatmin eden çirkin davranışlara maruz kaldı da sesini çıkaramadı, sesini duyuramadı. Belki Enes bugün yaşadığı olayda kısa bir süre zarfında sahiplenildi ve hak etmeyerek orada oturan başkan yardımcısı hakkında gerekli müdahale sağlandı. Yönetim, filolojik olarak, yönetme işi yada yönetme eylemi olarak tanımlanabilir. Ancak bu tanım sadece kısa bir tanım olup, yönetim denilince her platformda çok farklı tanımlama yapılabileceği aşikardır.  Yönetim, insan hayatının her aşamasında toplum merkezli ihtiyaç duyduğumuz olmazsa olmazlarımız arasındadır.  Tabi bu anlamda yönetimi etkin kılan yöntem konusu üzerinde de oldukça ciddi bir şekilde durmak gerekir. Yöntem, insanın evrendeki doğal ve sosyal olguları anlamak ve açıklığa kavuşturmak hususunda izlediği yollar, kullandığı araçlar olarak tanımlanabilir. Yöntemi belirleyen etkenin akılcı temeller olması belki beklenir iken mevcut durumda ve gelinen noktada akılcı temellerden ziyade sosyolojik ve psikolojik etkenlerin daha belirgin olduğunu görmek mümkündür. Yönetim genel bir kavram olsa da her platformda yönetimi etkin kılan yöntemlerdir.  En doğru yöntem tevazu ile yapılan iştir. Zaten aynası iştir kişinin lafa bakılmaz düsturu ile hareket edebilmek bilincine sahip herkes işini, başarısını açıkça ortaya koyabilecek olup, tevazu ile de gönülleri feth etmeyi başarabilecektir. Bu düsturda yol yürüyen her bir yönetici üretmeyi, beklenilenin ötesinde projeler üretebilmeyi, kamu kaynaklarını gereği gibi ve etkin kullanabilmeyi başarabilecek, kamusal israfın her anlamda önüne geçebilecek, aynı zamanda toplum ile olan ilişkilerini de gayet iyi seviyelerde yürütebilmeyi sağlayacaktır. Sonuç olarak yönetim merkezi/ yerel/ askeri/ idari hangi manada olursa olsun genel bir kavramdır. Yönetimi başarıya götüren, etkin ve esaslı yöntemlerdir. Bir daha bu tatsız hadiselerin yaşanmaması için gerekli olan insani hazırlıklar başta olmak üzere yasal düzenlemelerin de bir an önce hayata geçirilmesi temennilerim ile. Kalın sağlıcakla?
YAZARIN DİĞER YAZILARI