?>

Erzurum ve Sivas Kongrelerinde Parlayan Sivaslı Bir Yıldız: FAZLULLAH MORAL

Fatih ÇINAR

4 yıl önce

Sivas, millî mücadelede çok seçkin ve müstesna konuma sahip bir ildir. Bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararların alındığı Sivas Kongresi, millî mücadele için bir dönüm noktası niteliğindedir. Kongrenin öncesi ve sonrası yakın tarihimiz için son derece önemli olaylarla doludur. Özellikle kongrenin toplanarak manda ve himayenin kabul edilmemesi, (Ahmet Necip Günaydın, Millî Mücadelede Sivas 108 Gün, Sivas Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yay., Sivas 2009, s.94-25.) tam bir bağımsızlık için top yekûn bir mücadeleye girilmesi konusunda vatanperver birçok ismin samimi gayretleri son derece dikkat çekicidir ve onların bu samimi gayretleri yurt çapında vatandaşların bağımsızlık fikri etrafında toplanmalarında büyük bir etkiye sahip olmuştur. (Recep Çelik, ?Sivas Kongresi ve Yankıları?, Cumhuriyet Döneminde Sivas Sempozyumu Bildirileri, Sivas 2009, s.51?85.) Sivas Kongresi´ne uzanan süreçte Erzurum Kongresi´nin doğu illerini bir araya getirme ve daha etkili bir birliktelik sağlama noktasındaki fonksiyonu ise inkâr edilemez bir hakikattir. (Cevat Dursunoğlu, Millî Mücadelede Erzurum, Kaynak Yay., Ankara 946, s.67-68.) Bu çalışmamda, böylesine önemli kongrelerde etkili roller üstlenen Fazlullah Moral hakkında bilgi sunmak istiyorum. (Kongreye katılan Sivas Delegeleri hakkında detaylı bilgi için bkz; Ahmet Necip Günaydın, Erzurum Kongresine Katılan Sivas Vilayeti Delegeleri, CÜAİAUM Yay., Sivas 2002, s.13-14.) Moral, halk arasında Mûr/Mor Ali Baba şeklinde tanınan Şeyh Mehmet el-Muttalib b. Mor Ali İbn Ahmed Paşa´nın (Ömer Demirel, Osmanlı Şehir-Vakıf İlişkisine Bir Örnek: Sivas Şehir Hayatında Vakıfların Rolü, Ankara 2000, s.64.) torunu ve Abdülkâdir-i Gulâmî´nin (ö.1886) oğludur. Moral, 1876?8 yılında Sivas´ta doğmuştur. Divan sahibi babası gibi şairlik yönü çok güçlü olan birisidir. Ömrünün çoğunu okullarda öğretmenlik görevi ile geçiren Fazlullah Efendi, Amasya, Tokat, Urfa, Mardin, Şebinkarahisar, Sivas Lisesi ve Sivas Öğretmen Okulu´nda Türkçe, Arapça, Mantık, Farsça ve Felsefe dersleri okutmuş, Sivas Darü´l-hilafe Medresesi´nde uzun bir süre müdürlük yapmıştır. (Kadir Özköse, ?Osmanlı Devleti Döneminde Sivas´ın Tasavvufî Kültür Yapısı´, Osmanlılar Döneminde Sivas Sempozyumu Bildirileri, Sivas Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay., Sivas 2007, c.II, s.62.) 1942 yılında Sivas´ta vefat eden Moral´ın eserlerini şu şekilde gösterebiliriz: (Yayınlananlar) el-İtidal fî luhabbeti´l-al, Münâcât-ı Bedia, Kudret fî recmi´l-Fikret. (Yayınlanmayan) Miftâhu´l-basîret, Rûhu´r-rûh, Mürşîdü´l-müsterşidîn, Muhabbetü´l-Ali Baba, Atatürk Sevgisi, Cumhuriyet Neşideleri, Ölüm Felsefesi, Miraciye, Mevlîd. (İbrahim Aslanoğlu, Sivas Meşhurları, Sivas Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, Sivas 2006, c.I, s.332.) Fazlullah Moral, resmi görevlerinden daha çok Erzurum Kongresi´ne katılışı ve bu kongrede kendine has üslubu ile kongreye yön veren isimlerden birisi olması ile dikkatleri üzerine çekmiştir. O, kongrede ilk olarak seçilecek başkanın itilaf veya ittihatçı olması ile ilgili tartışmalarda kendine has üslubu ile sorunun çözümüne katkıda bulunmuş ve neticede Mustafa Kemal Paşa´nın kongre başkanlığına seçilmesine vesile olmuştur. Kendisi bu olayı şu şekilde anlatmıştır: ?Erzurum mümessillerinden Kadı Raif Efendi kürsüye gelerek ?Efendiler, kongreyi açıyorum? dedi. Bunun ardından Trabzon delegelerinden birisinin, ?Biz ittihatçıların makam-ı riyasete geçmelerini istemiyoruz. İn aşağı! Hitabıyla karşılaşan Hoca Efendi kürsüden indi. O gün daha başka kimse konuşmak için ortaya çıkmadığı için dağıldık. Ertesi gün de diğer biri kürsüye gelerek, ?Muhterem beyler kongreyi açıyorum? dedi. Bunu da tanımayanlar, ?Bizim itilafçılarla alakamız yoktur. Sen de aşağıya buyur? dediler. O gün de öyle geçti. Ben kendi kendime düşündüm. Burada toplanan heyet azaları ya ittihatçı ya da itilafçı idi. Tarafsız olan pek azdı. Kıymetli günlerimizin boşuna geçip gitmesine canım çok sıkılıyordu. Üçüncü gün ben Erzurumlu Hüseyin Avni Bey ile Yüksek Tedrisat Müdürü Cevat Bey´in arasında oturuyordum. Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey arka tarafta oturuyorlardı. Ben hiç olmazsa bir gün kazanmak ve boş geçen günler gibi o günü de boş geçirmemek ümidiyle kürsüye çıkmayı ve diğer arkadaşlarım gibi bir harekete maruz kalarak kürsüden inmeyi iki ayıp telakki ederek yerimden kalktım. Ve ?Muhterem Beyler, aziz arkadaşlar!? hitabıyla söze başlayarak dedim ki ?Vatanın ücra köşelerinde müntehayı hudut olan Erzurum´a kadar geldik. Ne için geldik? Millî ve vatanî vazifemizi ifa için değil mi? O vazifeyi birbirimizin izzet-i nefsini kırmak hissiyatını rencide etmek suretiyle mi ifa edeceğiz? Bugün üçüncü gün oluyor ki az kalsın bunu da diğer günler gibi heder edecektik. Hepimiz o makama layık zevat bulunmamış olsaydınız, memleketlerinizden murahhas mümessil seçilip buraya gönderilmezdiniz. Vatanımız ve necip milletimiz hain ve zalim düşmanların yırtıcı pençeleri altında ezilip dururken bizim hala başkanlık davasıyla ittihatçılık veya itilafçılık gayeleri peşinde dolaşmamız ve yekdiğerimizi rencide etmemiz hakikaten şayan-ı teessüf hallerdendir. Eğer aramızda tesanüt husule gelmemiş vatan ve millet düşüncesi yoksa buraya kadar beyhude zahmet çekmişiz. Efendiler, geçirdiğimiz felaketlerden ibret dersi alamıyorsak bize çok yazık. Vakit dar, zaman azdır. Hepimiz de vatan aşkı ve millet sevgisiyle dertliyiz. İçimizdeki bu aşk giderek daha taşıyor. Vahdet-i Milliyeyi meydana getirmek için kongrenin açılması zaruridir. Yine heyet-i âliyeniz içerisinden velev muvakkat olsun bir reis seçelim ve müzakerelere devam eyleyelim. İşte ben sizinle beraber tanımakta olduğumuz iki şahsiyet var ki, biri Mustafa Kemal Paşa, diğeri Rauf Bey´dir. Bu iki zattan birisini ezcümle Mustafa Kemal Paşa´yı kendi namına reis seçiyorum. Siz de muvafık görürseniz Paşa makam-ı riyasete geçsin.? (Fazlullah Moral´ın Erzurum Kongresi Anıları, TİTEA, Kutu:112, Gömlek:3, Belge:3; Günaydın, Erzurum Kongresine Katılan Sivas Vilayeti Delegeleri, s.76; Muzaffer Taşyürek, ?Erzurum Kongresinde Bir Sivaslı: Fazlullah Moral?, Sultan Şehir, Yıl: 2, Sayı:8, Sivas 2008, s.14?17.)             Moral´ın bu birleştirici ve ortamı yumuşatan bu konuşmasından sonra Mustafa Kemal Paşa, kongre başkanlığına seçilmiş ve kongre faaliyetlerini sürdürebilmiştir. Moral, kongrenin tamamlanmasından sonra Sivas´ta daha geniş çaplı ve içerik yönünden daha zengin bir kongrenin düzenleneceği bilgisini Mustafa Kemal Paşa´dan almış, Sivas´a dönerek burada gerçekleşecek ve yabancı devletlerin temsilcilerinden gizli yapılacak olan kongrenin fiziki ve psikolojik hazırlıklarını büyük bir aşkla temin etme gayretinde olmuştur. Bu anlamda Vilayet-i Şarkiyye Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti´ne Mustafa Kemal Paşa´nın tavsiyelerini iletmiş ve Sivas´taki kongreye katılacak delegelerin kalacakları mekânların durumu ile bizzat ilgilenmiştir. Daha sonra kongre delegelerini zaman zaman ziyaret eden Moral, onlara şu uyarıda bulunmuştur: ?Aziz arkadaşlar, bendeniz Sivas temsilcisi olarak Erzurum Kongresi´nde bulundum. Bizim infaz ve icrasına karar verdiğimiz maddeler şunlardan ibarettir: Doğu vilayetleri temsilcilerinin kararlarına Batı vilayet temsilcilerinin de katılması şarttır. Bundan dolayı bu arz ettiğim maddeler üzerinde dolaşmış olacaksınız. Bu günlerde Gazi Mustafa Kemal Paşa da gelecek.? Moral´ın bu uyarılarına delegeler, ?Allah senden razı olsun Hoca Efendi, iyi ki söyledin. Yoksa biz beyhude yorulacaktık? diyerek tavsiyelerinden duydukları memnuniyeti dile getirmişlerdir. (Günaydın, Erzurum Kongresine Katılan Sivas Vilayeti Delegeleri, s.111; aynı müellif, Millî Mücadelede Sivas 108 Gün, s.31?32.) Fazlullah Moral, millî mücadele ve bu süreçte gerçekleştirilen iki büyük kongrede önemli görevler üstlenen gizli kahramanlardan birisidir. Bu çalışmamız ile anlaşılmaktadır ki, bağımsızlık fikrinin halkımızın gönlünde yeşermesi ve bu uğurda canları pahasına bir mücadeleye girmeleri noktasında Moral´ın büyük bir etkisi olmuştur. Bugün bizlere düşen görev, Moral´ın yaptığı gibi milletimizi birleştirip bütünleştirmeye çalışmak ve bölünüp ayrılmasına fırsat vermemektir. Farklılıklarımızı zenginliğimiz görüp, vakit kaybetmeden ülkemizin faydasına olan faaliyetlere devam etmektir. Çalışmamızı, Sultan Şehrin/Sivas´ın bu seçkin mensubunun millî mücadeledeki faaliyetlerini daha net anlayabilmek için fikirleri ve eserleri üzerinde derinlemesine çalışmaların yapılmasını temenni ederek noktalayalım.  
YAZARIN DİĞER YAZILARI