-Ülkemizde pandemiden nihayet futbolda nasibini aldı. 3 Temmuz´la ?akciğer kanseri? olan futbolumuz; ne yazık ki Covid-19´a yakalanıp yoğun bakıma girmek üzere... Futbolda gelinen noktada ?güçlü zayıfı yutar? anlayışı egemen oldu. Çok ayrıntılara girmeden; ?VAR´I YOKU? irdelemeden Futbolun kangren olan genel hatlarını işleyeceğim. Futbolun sahalarda geçerli olması gereken ?VAR? yerine kullanılan yeni müsabaka talimatı ?Orman kanunu? geçerli hal aldı. Artık futbol keyifle, zevkle izlenen bir hobi olmaktan çıktı. Kazananı önceden belirlenmiş, taraftarın parasıyla işkence çektiği bir kumpanya halini aldı.   -Futbolda hakemler tartışmalı pozisyonlar için ?VAR´A YOK´A? artık bakmıyor. Çünkü futbol saha içinde oynanmıyor. Lakin masum futbol severlerin bunu anlaması zaman alacak. Ne yazık ki fanatizm gözlüğüyle bakanlar, sahadaki gerçekleri göremiyor. Oysa; Büyük takımlar büyük paralar harcayarak kurdukları takımlarıyla ve seyir zevki kaliteli taktik oyunlarıyla konuşulmalı, yetenekli oyuncularıyla taraftarlarına parmak ısırtmalı ve futbol severleri büyülemeli. Futbol, tüm unsurlarıyla saha içinde oynanmalı.   -Küresel ilgi odağı olan futbol mertçe, dostça, herkesin zevk alarak izlediği bir sportif faaliyet olarak ayakta kalmalı. Kazananın kaybedeni teselli ettiği, kaybedenin kazananı tebrik ettiği, centilmenliğin ön planda olduğu, emeğin gasp edilmediği her şeyin saha içinde başlayıp sahada bittiği, hak edenin galip geldiği, spor sevgisinin ve spor ahlakının egemen olduğu bir dünya olarak kalmalı. Hal böyleyken futbolun geldiği nokta: Futbol lobilerinin, büyük takımların azarından korkan hakemlerin, para babası kulüp başkanlarının ayak oyunlarıyla şekilleniyor. Şampiyonun sezon başında ve kapalı kapılar ardında belirlendiği zevksiz, sinir bozucu bir mecra oldu.   -Al gülüm ver gülümle maç kazanıp şampiyon olduklarını zannedenler, maç alıp ve maç satmakla kümede kalanlar; acaba kendi vicdanlarında küme düştüklerinin ve futbolun katili olduklarını bilmiyorlar mı?  Futbolun bir oyun olduğuna olan inancımı, büyük kulüplerin lobi çalışmalarıyla, taraflı federasyonların oyunlarıyla, hakemlerin adaletsiz yönetimleriyle kaybediyorum.   -Soruyorum; Hakemler yanlış kararlara müdahil olsun diye, milyonlarca lira ödenen bu ?VAR? kime ?VAR? kime ?YOK.? Futbol artık sahada iyi oynayanın değil, saha dışında lobilerin, fırıldak çevirenlerin, büyük kulüplerin, futbolu bırakıp iş arayan beyhudelerin ?rant devşirme? kapısı olmuş.   -Futbol, büyük takımların sözcülüğünü yapan, sözde spor yorumcularının, yağcılık yapanların geçim kaynağı olmuş. Spor programlarında sözde adalet dağıtıyor gözüken, tarafsız gözüktüğünü zanneden, üzerinde tuttuğu takımın formasını çıkaramayan maskaralar sadece kendilerini tatmin ediyorlar. Futboldan geçinenler, yayıncı kuruluş dahil ?şark kurnazı olmuş.? Teşbihte hata olmazmış: Kemal Sunal´ın başrol oynadığı eski bir film vardı. ?İşçiler kardeş, Patron kalleş? misali olmuş ülkemizdeki Futbol sektörü. Bütün bunlar süper ligde olurken, alt ligleri düşünmek dahi istemiyorum.   -Bu şekilde Türk futbolu mesafe alamaz. Uluslararası arenadaki futbol başarımız uzun soluklu olamaz. TRT Sporu, A Sporu, Beyaz Futbol programları hepsi belli lobilere hizmet eden figüranlar olmaktan ileriye gidemiyor. Bu spor programları hiçte masum değil. Alnındaki karayı göremeyenler, kendi kapısının önünü süpüremeyenler, kendi yüzünü tertemiz zanneder. Şerefli ikincilikler, onuruyla mücadele edip küme düşenler, masa başında ve kirli oyunlarla kazanılan şampiyonluklardan daha erdemli ve kutsaldır.