?>
Göz Hakkı
Çocukluğumuzda bakkaldan ekmek almak bir lükstü.Ev hanımları toplanır ya tandır ya ya sac da yada mahalle fırınlarında ekmek yapardı.Keşik sırası verirdi fırın sahibi .Herkes sırasını bilirdi .Evinde yetişkin kızı olmayan yada eltisi ile kayinvalidesi ile küs olan kadınlar komşuları ile birlikte ekmek mayalayıp pisirirlerdi.Fırında pişirilen ekmekler sıcaklığı hafif azalınca sini denilen bir tepsi ile evin çocukları tarafından eve tasinirdi .Ekmekler sofra bezi (Sivas merkezde dastar da denilir )ne serilir ,tamamen soğuyunca poşetlenir çatı katına kaldırılırdı .İhtiyaç oldukça oradan alınır tüketilirdi. Yıllar içinde çatı katının yerini derin dondurucular aldı.
Mahallemizde ekmek yapıldığında o sokak mis gibi ekmek kokardı..Annelerimizden öğrendiğimiz için yolda gördüğümüz her komşuya başımızı eğip siniden ekmek ikram ederdik.
Sokakta oynayan çocuklarda bu ikramlardan nasibini alırdı.
Ekmek fırınını yaptıran kişi içinde yapılan ekmek oranında 4 5 tane ekmek bırakılırdı.Fırınlara ücret ödenmezdi..Yoldan geçen bir yabancı da olsa göz hakkı oldu der ona da ikram ederdik.
Hatta mahallemizde karakolda gece görevde olan polis memurları
Ramazan ayında iftarda yada sahurda dışarıda ekmek bulamayınca zaman zaman gelir fırından ekmek isterlerdi..
Biz çok güzel bir çocukluk geçirdik. Yardımlasmanın ,komsuluğun layıkıyla yaşandığı mahallelerde büyüdük. .Çocuklarımızı aynı kültürde yaşatmaya calissakta bunda çok başarılı olamadık.
.Taze ekmek koktu diye göz hakkı olarak ikram eden bizler simdi yedigimiz ictigimizi görgüsüzce paylasır olduk.Eve getirdiği sebzeyi eti komşular görürde mahcup olur diye dışı gözükmeyen paketlerde kese kagitlariyla taşıyan bir toplum iken yediği içtiği herseyi paylaşan mahremine sakınmadan her ortamda insanlara sunan bir toplum haline geldik.
Eşinin aldığı her hediyeyi paylaşan, eşler arasında kalması gerekeni herkese göstermekte bir beis görmeyen insanlar yığını olduk..
Gerçekten bu kadar çabuk nasıl yozlasabildik. Kendi kültürümüzden kendi güzel degerlerimizden nasıl bu kadar kopabildik...
YAZARIN DİĞER YAZILARI