?>

GÜL DÜŞÜNÜRSÜN GÜLİSTAN OLURSUN

Mehtap BÖLÜKBAŞI

4 yıl önce

Dünyada her şeyin bir enerjisi vardır. Bugün farklı bilim dalları bu tezi onaylamakta. Modern tıpta kullanılan bu enerji sisteminin kendimce en önemlisi düşünce gücüdür. Düşüncelerimizde her şey gibi enerjiden oluşur. Yaşamımızın her anında önemli bir yer alan düşüncelerimizin bize faydalı olması için onları olumlu yönde değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada, kişisel gelişimlerde en çok söz edilen pozitif düşünceye gelmekteyiz.                 Karamsarlığın ya da olumsuz bütün düşüncelerin bedensel ve ruhsal sağlığımız için, kötü alışkanlıklardan farksız olduğunu onaylayan ve raporlayan sayısız araştırma ve sonuçlar bulunmaktadır. Bir bilim insanının yaptığı araştırmaya göre kötü senaryolarla yaşamayı seven, karamsar insanların depresyona yatkınlığı, daha pozitif düşünenlere oranla 5 kat daha fazla olduğu görülmüştür. Bu olumsuz düşünce sistemini benimsemiş insanların; stres hormonunu yükseltip, bu kişilerin kalp damar rahatsızlıklarına daha yatkın, bağışıklık sistemlerinin daha kolay düştüğü araştırmalarda onaylanmaktadır. Örneğin; korktuğumuzda dudağımızda uçuk çıkar, bir üzüntü yaşadığımızda tansiyonumuz yükselir, heyecanla paniklediğimizde midemiz ya ağrır ya da bulanır. Psikolojimizin karışışında bunun gibi bedenimizin bizlere verdiği tepkiler vardır. Başarısızlık, gelecek kaygısı, korkular ve hastalıklar negatif düşüncelerden beslenir. Pozitif düşünce ise tüm bu sıkıntıların panzehridir. Mutlu ve kaliteli yaşamında en önemli formülüdür.                 Olumlu düşünce ciddi bir motivasyon ve başarı kaynağıdır. Aynı zamanda yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. O halde pozitif düşünceyi hayatımızın temeline yerleştirmeliyiz. Olumluya odaklanabilmek için bir çaba göstermeliyiz. İlk önce en sevdiğimiz, sohbetinden hoşlandığımız insanlarla bağlantıyı güçlendirip, negatif enerji yayanlardan uzaklaşmalıyız.                 Çok hızlı ve hareketli yaşıyoruz. Gün içinde iyi düşün, iyi yaşa felsefesini uygulamaya çalışmalıyız. Gün sonunda ise kendimizle baş başa kalıp beynimize yerleşen olumlu olumsuz her şeyi temizleyip ?yaşadıklarımızı yaşadık geride kaldı, şimdi onları unutup önümüze bakmalıyız.? Telkinini kendimize vermeliyiz.                 Evrene verdiğimiz sinyal aynı şekilde bize dönen bir enerjidir. Bu bir çeşit etki tepki olayıdır. Yaşanacaklar konusunda iyi niyet önem taşımaktadır. Acaba olur mu? Olursa hayırlı mı? Gibi çelişkili, şüpheci istekler olumlu enerjimizi kesintiye uğratıp ?olursa iyi olur, ama olmasa da olur.? Düşüncesini evrene aktarıp bizi negatif sonuca yönlendirir.                  O halde çocuksu yanımızdan kopmamak, hırslarımıza yenilmemek, kendimize değer verip zaman ayırmak, bir olay konusunda çözüm odaklı olabilmek, daima olumlu bakış açısında olmak, karşılıksız sevmek, duyguları bastırmak, insanları, doğayı iyi dinlemek, kendini sevmek, insanları olduğu gibi kabul etmek ve daha fazla olumlu eylemleri uygulamaya çalışmalıyız. Daha yaşanası bir dünya için evrene olumlu istekler göndermeliyiz. Ki karşılığını en güzel şekilde alabilelim. Mevlana´nın dediği gibi; Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin? Gül düşünürsün Gülistan olursun.  Diken düşünürsün, dikenlik olursun?
YAZARIN DİĞER YAZILARI