GÜNDEM / 2023 E DOĞRU / SİYASETİN YOL HARİTASINI BELİRLEYECEK OLAN ETKENLER?
AVUKAT EYÜP DEMİRER
4 yıl önce
İTİTFAK HUSUSU;
O süreçte de belirtmiş idim, yine belirteyim. MİLLLETVEKİLLİĞİ GENEL SEÇİMLERİ AÇISINDAN İTİFAK GÜNDEME GELEBİLİR, UYGUN DÜŞEBİLİR ANCAK MAHALLİ İDARELER SEÇİMLERİNDE İTİTFAK UNSURU HİÇBİR SURETTE UYGULANABİLİRLİĞİ OLMAYAN BİR DURUMDUR. ÖZELLİKLE SEÇİM HUKUKUNA HAKİM OLAN BİR KARDEŞİNİZ OLARAK, MAHALLİ İDARELER SEÇİMLERİNİN İTTİFAK DÜZENLEMESİNDEN TÜMÜ İLE ZARAR GÖRDÜĞÜNÜ NET BİR ŞEKİLDE GÖZLEMLEMİŞ BULUNMAKTAYIM.
Mahalli İdareler seçimlerinde bunun uygulanmasının hem hukuken hem de siyaseten yaşatacağı olumsuzlukları daha bu seçimlere girmeden birçok köşe yazımda dile getirmiş idim. Gazetenin kayıtları, internet sitesinden bu yazılarıma da ulaşabilirsiniz.
Esasen ittifak düzenlemesi ve bu doğrultudaki uygulaması genel seçimlerde de bir kısım olumsuzluklar yaşatmıştır. Ancak, mahalli idareler seçimlerindeki kadar bu olumsuzluklar hissedilir olmamıştır.
Bir diğer durum da mahalli idareler seçimlerinin bir sonraki süreçlere yönelik olarak ışık tutmasıdır. Takdir edeceğiniz üzere, mahalli idareler seçimleri sonrasında sıra genel seçimlere gelmektedir. Bu sebepler ile de mahalli idareler seçimleri sonuçlarının bir sonraki genel seçime yönelik etkileri peyder pey kendisini hissedilir kılar.
Mahalli İdareler Seçimlerinin en büyük sıkıntılarından bir tanesi de muhtarlık seçimlerinin bu kapsamda yer alması ve ciddi ekonomik şartlar sağlanan muhtarlıkların mahalli idareler seçimlerine özellikle belde ve ilçelerdeki olumsuz etkisidir.
Bu hususta da geçmiş süreçlerde görüşlerimi içeren köşe yazılarım mevcut olup, görüşlerimizi merak edenler için gazetenin internet sayfasından okunabilir.
Önemli bir dönüm noktası, önemli bir süreçtir 2023?
Millet İttifakı kanadı 2020 sonlarında olsun, 2021 başlarında olsun erken seçim var beyanlarını sunmakta, Cumhur İttifakı kanadı ise asla böyle bir durumun söz konusu olmadığını, erken seçimin gündemde olmadığını, seçimlerin Haziran 2023 te yapılacağını vurgulamaktadır.
Tabi burada akıllara geçmişte 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliğinin 3 Kasım 2019 da seçime götüreceğinin kararlaştırıldığı ancak, seçimlerin 24 Haziran 2018 tarihine ani bir karar ile geri çekilerek alındığı gerçeğini de yakın tarihimizden hatırlamakta fayda vardır.
Salgın hastalık, aşılama süreçleri toparlanıp, normalleşmeye dönüş olduğunda seçim hususunun gündemde daha fazla yer alabileceğini, bu tartışmaların daha fazla önümüze konulacağını tahmin etmekteyim. Bu zaman dilimini de 2021 Haziran sürecinden sonra öngörmekteyim. Zira, toparlanma, biraz daha hissedilir seviyede normale dönüşün bu zaman dilimlerine tekabül edebileceğini herkes gibi ben de hissetmekteyim.
YAZIMIZIN BU BÖLÜMÜNDE İSE, TEK TEK MEVCUT SİYASİ PARTİLERİ DURUMUNA VE YENİ KURULAN PARTİLER İLE İLGİLİ NELER DÜŞÜNDÜĞÜM HUSUSUNDA FİKİRLERİMİ SİZLER İLE PAYLAŞACAĞIM.
İlk olarak Cumhur İttifakı kanadı olan Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi ile başlayayım.
Adalet ve Kalkınma Partisi ; 14 Ağustos 2001 yılında kurulduğu süreçten bu yana 3 Kasım 2002 tarihinde aldığı tek başına iktidarı 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar getirip, 7 Haziran 2015 tarihinde yönetim konusunda kısa süreli bir buhran yaşamış olsa da 1 Kasım 2015 tarihinde yeniden ve rekor bir oy ile aldığı tek başına iktidarı devam ettirmektedir.
24 Haziran 2018 tarihine kadar yani sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine dönene kadar özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi için teşkilatlanma oldukça önemli konumda idi.
Tabi ki siyasette her bir siyasi kuruluşun, partinin olmaz ise olması ülke genelinde mahalleden, beldeye, beldeden ilçeye, ilçeden ile, ilden de genel merkez varan etkin teşkilatlanmasıdır.
Adalet ve Kalkınma Partisi özellikle son 5 yıldır sürekli dile getirilmesine ve belirtilmesine rağmen teşkilatlanmada ciddi şekilde sorun yaşamakta bu durum toplum tarafından da sürekli dile getirilmektedir. Liyakat bu manada sadakate tercih edilince teşkilatlarda ciddi manada bir zayıflık baş göstermiştir.
Artık Adalet ve Kalkınma Partisine teşkilatların oldukça zarar verdiği şeklinde serzenişler had safhaya çıkmıştır.
Ancak şu hususu da özellikle belirtmek isterim ki, teşkilatlanmaların etkinliği geçmiş dönemlerde idi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devreye girmesi ile birlikte özellikle teşkilatların eskisine nazaran etkisi ciddi manada zayıflamıştır. Yine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi illerde Valilik Makamlarını ciddi manada etkin ve güçlü kılmıştır.
Yine, son süreçlerde İŞKUR üzerinden yaşanılan iş tercihleri ve etkin programlar Adalet ve Kalkınma Partisinde teşkilatların eski etkin gücünü de büyük bir oranda yitirmesine sebebiyet vermiştir.
Tabi bugün gelinen noktada 18 yıllık yönetim sürecinde yaşanılan yıpranmalar, özellikle son süreçlerde hissedilir şekilde iş oranlarındaki kayıplar, enflasyonda yaşanan artışlar ve buna bağlık bir çok etken 2023 e giden süreçte ciddi şekilde belirleyici olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde teknik olarak başından bu yana belirttiğim en önemli husus % 50+1 seçim kazanma modelidir. Bu oldukça zor bir durum olup, seçim sisteminin adaylardan en yüksek oy oranını alan adayın başkan olması kanaatimce daha uygun olacak idi.
Bu sebepler ile de ittifakların kurulması ve etkinleştirilmesi bu sistemin ve seçim sonucunun bir gerekliliği olarak da doğmuştur. Belirttiğim şekilde olsa idi yani en yüksek oyu alan aday başkan olur, bunun da % 50+1 zarureti olmaz şeklinde düzenlemesi yapılsa idi bu kez keskin şekilde yer alan bu ittifaklar da kurulmayabilirdi.
Adalet ve Kalkınma Partisinin yeni süreçteki Milletvekilliği tercihlerini oldukça önemsemekteyim. Mevcut şekilde devam etmesi, ciddi şekilde parlamentodaki sandalye ve temsil sayısına zarar verecek, belirgin bir düşüş yaşanacağı görüş ve kanaatindeyim.
DEVAMI YARIN