Aslında yazıma “Bunları da mı görecektik” başlığını atmayı düşünüyordum. Ancak, soru sormak yerine gördüklerimizi yazmanın daha doğru olduğuna karar verip “Bunları da gördük” dedim.
Dünyadaki yaşam süresinin kaç yıl olduğu konusunda bilim adamlarının çeşitli teorileri var. Geçen bu sürede yaşam standartlarının da nasıl olduğu yapılan kazılardan görülüyor ve anlaşılıyor .
Fakat geçen bu sürede gıda veya gıda maddeleri ile yediklerimizin genetiği, hammaddesi ve yapısının bu kadar değiştirildiği veya oynandığı bir döneme rastlandığını sanmıyorum.
Gün geçtikçe daha organik, daha kimyasal maddelerden arınmış sebze, meyve, süt, et, peynir ve gıda maddesi tüketmeyi beklerken; tam aksine sütsüz süt, sütsüz peynir, etsiz et, balsız bal ve benzeri gıda maddelerini görmeye başladık.
Her hafta birçok konuda yaptığımız tespitleri, gördüğümüz eksikleri veya yaşanan olumsuz ya da olumlu olaylarla gelişmeleri sizlerle paylaştık, paylaşıyoruz.
Ama “Gıda Terörü” olarak nitelendirilen konu; hepimizi yakından ilgilendiriyor.
Bundan 45-50 yıl önce ilkokul yıllarında süt tozu ile süt içmişliğimiz mutlaka olmuştur. Ancak nasıl süt olmadan peynir üretilir? Nasıl içerisinde yağ olmadan tereyağ, kaşar üretilir?
Demek ki; bu işin içinde bir iş var. Arının yüzlerce çiçekten topladığı özlerden sonra ürettiği balı şekerli yapmak gibi; sütü sütsüz, peyniri sütsüz, tereyağı yağsız, zeytinsiz zeytin yağı, ayçiçeksiz sofralarda kullandığımız yağ veya son günlerde bildik marketlerde gördüğümüz gibi yarım yağlı tereyağı ve kaşar peyniri üretmek de hem sağlığımız, hem de gelecek nesillerimiz adına tam bir facia değil midir?
Bir de yapay zekâ ile üç boyutlu sistem kullanılarak et olmadan üretilen ete ne demeli?
Cidden yaşanan bu “Gıda Terörü” neden görmezden geliniyor?
O zaman yazımın başında belirttiğim dünyanın geçmiş yaşının kaç olduğunu araştırmak yerine; dünyadaki yaşam süresinin ne kadar kaldığını hesaplamak doğru bir tespit olacaktır kanaatindeyim.
Geleceği tabii ki yüce yaradan Allah bilir. Ama biz insanoğlu yaptığımız tüm bu ve benzeri olaylarla hem kendi yaşam süremizi, hem geleceğimizin yaşam süresini, hem de üzerinde yaşam sürdüğümüz dünyanın ömrünü her geçen gün bu “Gıda” ve diğer yaşamsal ürünleri birer birer tüketerek yok ediyoruz.
Hava kirliliği, suların azalması, yer altı zenginliklerimizin de birer birer yok olduğu bu süreçte yeterli besini alamayan ve ileriki süreçte alamayacak olan bu insanoğlunun kendi kendine yaptığı bu "Gıda Terörü"ne bir an önce dur denilmeli diyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle bir yazımın daha sonuna gelirken; sağlıklı bir şekilde beslenip sağlıklı bir yaşam sürmenizi temenni ederek hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Kalın sağlıcakla...