?>

HAYATA YENİ DEĞERLER KATMAK!..

Metin ÇAĞAN

1 yıl önce

Yarınları dünden daha ileriye taşıyabilmek adına, değişime ayak uyduran misyonu ve vizyonu ile geleceğe ışık tutan, topluma değer katmayı hedefleyen; daima yarınlar için çalışan; sağlığa, bilime, eğitime kısacası yaşama değer katan öngörü sahibi, çalışkan, dürüst, azimli ve başarma isteği ile dolu; edindiği tecrübe ile de aynı değerleri yaşatmak için çaba gösterecek, var olan ilkeleri ileriye taşıyacak, geliştirecek yeni nesiller yetiştirecek bireylere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.   Bir ülkenin en kıymetli varlığı eğitilmiş insan gücüdür. Türkiye'yi kalkındıracak, yarınlara güvenle, umutla taşıyacak olan sistem ise eğitimdir. Bir ülkenin gelişmişliği, çağdaşlığı eğitimiyle doğru orantılıdır.   İnsanlık, değerli insanların hayata yapacakları katkılarla gelişecek ve güçlenecektir. Bu nedenle insan da değerli bir varlık olarak bilgisini, enerjisini vb. insanlık yolunda doğru bir şekilde kullanmalıdır.   Eğitimin sürekliliği ve gerekliliği göz önüne alındığında gelişen dünya ve teknoloji öğrenilen bilgilerin insanda bir ömür boyu kalmayacağından, bilginin her yaşa ve her çağa ayak uydurmak zorunda olduğu gerçeğini açığa çıkarmaktadır.  Çünkü bilgi arttıkça insan daha da fazlasına ihtiyaç duymaya başlamaktadır.   Gönülden bağlı olunan ülkenin dünü, bugünü ve geleceğine katkı sunmaya, topluma faydalı çalışmalarla ortak değerler katmaya devam edebilmek için bilgili, bilinçli olmanın yanı sıra araştıran, soran, sorgulayan aynı zamanda sosyal, kültürel yönden de kendini geliştirmiş, yetiştirmiş bireyler olunması gerekmektedir. Çünkü bir toplumun bilgisiz ve ilimsiz kalması o ülkenin ahlaki çöküşünü hızlandıracak; onur, sevgi, saygı, şefkat, edep, hayâ, bilgi, cömertlik, ahde vefa, doğruluk, dostluk gibi birçok üstün özelliklerin de yok olması neden olacaktır.     Oysa bilindiği gibi İslâmiyet, ilmi daima methetmekte, Müslümanları daima ilme teşvik etmekte, geçmişte olduğu gibi bugün de ilme, ilim öğrenmeye ve âlimlere büyük önem vermekte, insanın kendisini geliştirmesini öğütlemekte; bütün yeni keşifleri öğrenmesini ve yapmasını istemekte; akıl ile elde edilen bilgilerin, din bilgileri ile birlikte öğrenilmesini ve sonuçlarının İslamiyet’e uygun, insanlara faydalı olacak şekilde kullanılmasını, iyilik yapılmasını, kötülükten sakınılmasını emretmektedir.   Hadis-i şeriflerde “İlmi, Çin’de de olsa, alınız!”,  “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, çalışınız!” , “Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!” buyurulmaktadır.   Millet olarak amacımız,” iki günü aynı olan ziyandadır” düsturundan hareketle her zaman daha çok çalışarak ülkemizin geleceğini düşünen, mücadeleci ruha sahip, çalışkan, vatanperver ve Atatürk'ün dediği gibi "Fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli" milyonlarca muhafız yetiştirmek olmalıdır.   Ancak ne acıdır ki Müslüman ülkelerin bu manada çok geri kaldığı görülmekte, buna karşın dün olduğu gibi bugün de Müslüman olmayan milletler elde ettikleri teknolojiyi, zulüm ve işkence vasıtası yapmakta, kendilerini üstün görmekte ve kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımamaktadırlar.   Bilindiği gibi dinlerin de ana gayesi de insanları huzura, mutluluğa, başarıya götürmektir. Bütün dinlere göre insan büyümek, gelişmek istiyorsa öncelikle kendini tanıması, kabiliyetlerini ve sınırlarını bilmesi gerekir ve hem kendi içinde hem de sosyal çevresiyle barışık, her an hayata katkı sağlayan bir varlık olmalıdır. Çünkü yaşamak sürekli gelişmek, kendini geliştirmek demektir.   Her birey içinde yaşadığı toplumun bir aynasıdır. Dili, dîni, gelenek ve görenekleriyle toplumunun özelliklerini yansıtır. O halde İslâm anlayışını benimsemiş toplumların insanları bilgili, bilinçli, âdil, güvenilir, cömert, fedakâr, hayâ sahibi, vaktini boşa harcamayan, öfkesine hâkim, çalışkan, azimli aynı zamanda ihtiyatlı; güzel, hayırlı ve yararlı işler yapanlar olmalıdır.   Bir insanın hayat boyu yapacağı tüm çalışmalar, faaliyetler insanlığın yararına olmalı; sağlığa, bilime, ülkemize kısaca yarınlarımıza değer katmalı; dünden bugüne, atılan her adımda insanımızın ve ülkemizin yarınları düşünülmeli, en iyisine ulaşma çabasından hiç vazgeçilmemelidir.    Öyleyse; eğitimin ne yaşı, ne de zamanı var. Öğrenmeye, öğretmeye ve paylaşmaya devam edilmelidir. Çünkü hayat okudukça, öğrendikçe, geliştikçe, paylaştıkça hem insanın kendisi,  hem ülkesinin yarınları için çok daha anlamlı ve güzel!.. Hayat boyu kendini bilen, geliştiren, yetiştiren insanımızın çok olması dileğimle...
YAZARIN DİĞER YAZILARI