?>

HAYDİ BAKKALA?

Mehtap BÖLÜKBAŞI

4 yıl önce

     Tüm Dünyada uzun süredir etkili olan pandemi, her kesimi farklı açılardan etkiledi. Ancak en dikkat çekicisi ve üzücüsü Küçük Esnaf´ın yaşadığı sıkıntı oldu. Zaten son yıllarda büyük kurumlar ve E Ticaretin yükselişi yüzünden zor günler yaşıyorlardı. Pandemi de bu durumun katlanarak çoğalmasına ve içinden çıkılmaz bir hal almasına neden oldu. Cadde sokaklarda dolaşırken üzerlerine asılı kiralık ve satılık yazısı olan dükkânlara o kadar çok şahit olmaya başladık ki bu insanlar bundan sonra ne yapacak, evini nasıl geçindirecek demeden kendimizi alamıyoruz.       Bir müddet zorunlu olarak kapatıldılar. Açıldıktan sonra ise kısıtlamalar nedeniyle eski müşterilerini bulamaz oldular. Bir yıldır ellerindeki birikimlerle tek başlarına mücadele veren bu esnafların daha fazla dayanmaya güçleri kalmadı. Bir de elinde idare edecek sermayesi olmayan ya da borçla harçla yeni bir iş yeri açanlar var ki işte onlar kapatıyoruz levhasını dükkânına mecburen asanlardır.      Elbette hastalık bu. Çok önemli bir sıkıntıyı toplum olarak yaşamaktayız. Tabii ki sağlık her şeyden daha önemli. Ancak bu durumu ağır hasarlarla atlatmaya çalışan bu esnafları da görmezden gelemeyiz. Bu yönde faydalı olabilmek için toplumda etkisi bulunan kişilerden, büyük market yerine mahalle bakkalından, AVM yerine butiklerden alışveriş yapılması konusunda çağrılar yapılmakta. Fakat öyle bir süreç ki büyük esnaf onlar, sarsılmaz dediklerimiz de E-ticaretin altında ezilmemek için mücadele veriyor. Çünkü bu işinde iyi bilinmesi iyi yönetilmesi gerekmekte. Belli bir bütçe ve donanımlı kişilerle bu sektörde de ayakta durma mücadelesi için çalışılmalı.      Önceden beri büyük marketlerin her ürünü bünyesin de bulundurup satması, tek yönlü ürünle piyasada tutunmaya çalışan küçük firmalara karşı bir haksızlık olduğu düşüncesindeydim. Bu durum hiç değişmeden devam etmekte maalesef. Zincir marketler ve mağazalar bu işin tadını aldığından dolayı ürün çeşitliliğini gün be gün artırıp, küçük esnafın bitmesine el birliğiyle sebep olmaktalar. Bu duruma bir sınırlandırma getirilmezse mahallemizde ki veresiye ürün alabildiğimiz küçük bakkalımızı kaybederken, onların açısından da bakınca eve ekmek götürme umutlarının bittiğini görüyoruz.      Bu süreçte devlet tarafından verilen desteklerin bu esnaflara çok ta faydası olmadığını gözlemliyorum. Daha sonra ödemek şartıyla verilen kredi zaten hep borç içerisinde olan küçük işletmelerin belini daha da büktü. İşleri açısından geleceğe pek te umutları kalmadı gibi.       Özellikle kafe, kahvehane, çay ocakları gibi küçük işletmeler artık bıçağın kemiğe dayanma noktasındalar. İş sahibi bu durumdayken yanında çalıştırabildiği bir kaç çalışanın durumu içler acısı hal aldı. Hangi tarafından bakarsak bakalım bu yaşanan dönem çok sayıda insan için maddi bir yıkımdır. Evine ekmek götüremeyen insanlar corona´dan kurtulsa açlıktan kurtulamıyor beraberinde de psikolojik sorunlar arka arkaya gelmeye başlıyor.     Bu sıkıntıdaki esnafları Devlet daha yakından izlemeli onlara daha sağlam destekler vererek sahip çıkmalı. Biz tüketiciler ise internet ya da zincir marketlerden değil bakkalımızdan, butiğimizden alışveriş yaparak onları canlandırmalıyız. Bir kişi olunca değil bin kişi olursak faydalı olabiliriz. O halde haydi bakkala?
YAZARIN DİĞER YAZILARI