20.07.2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulması ve istinaf kanun yolu başvurusunun yerel mahkemelerden bir sonraki başvuru mercii olarak kabul edilmesinin ardından, ülkemizde gelişmiş ülkelerdeki sistemin benzeri olan yerel mahkeme kararlarına karşı iki aşamalı bir üst denetim mekanizması oluşmuş durumdadır. Kanun yollarının uygulanmasında ;         Mahkeme kararlarının usul ve esas yönünden hukuka uygunluğunun kararı veren mahkemeden başka bir mahkeme tarafından denetlenerek, varsa eksikliklerin giderilmesi için taraflara tanınmış çağdaş bir hak ve başvuru imkânı olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu uygulama Denetim İhtiyacıdır.         Tabi yukarıda özetle yapmış olduğum mesleki açıklamalardan sonra halkımızın yargılamaya yönelik ihtiyaçlarında bu ikili üst kanun yolu başvurusu uygulamasının getirilerinden bahsetmekte fayda bulunmaktadır.         Maddi vakıa denetimi yapılması dünyanın gelişmiş birçok ülkesinde uygulanmakta olan vatandaşın lehine bir düzenlemedir. Çünkü bu kanun yolu ile öncelikle Yerel Mahkemelerde verilen kararlar istinaf kanun yolu başvurusunun yapılması dâhilinde bir daha gözden geçirilecek, bir daha incelenecek, verilen kararlarda yapılacak inceleme hata oranını en düşük seviyelere indirecektir. Bu durum denetim ihtiyacının bir doğal sonucu olduğu gibi aynı zamanda her somut olayda ülkede kanunların, mahkeme kararlarının uygulama birliğini sağlaması açısından da önem arz etmektedir.         Yargıtay´ın uzun yıllardır devam eden iş yükünün hafifletilmesi de istinaf kanun yolu uygulamasının getirilmesi ile birlikte fayda sağlayan unsurlardan bir tanesi olmuştur.         Bu özet bilgilerin ardından 2016 yılından bu yana her yılın sonunda istinaf ve temyiz başvuruları açısından yeniden değerleme oranları ile artırılmış bulunan rakamsal sınırlar hakkında bilgi vereceğiz.         Parasal sınırlardaki kesinlik uygulaması kararın verildiği tarihe göre belirlenir. Burada dava tarihi esas alınmaz. Aynı zamanda davada yasal yada ticari faiz talebi olsa da kesinlik sınırı uygulaması asıl alacağa uyarlı olarak belirlenir, faiz ve diğer fer´i alacaklar bu kapsama dahil edilmez.         6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yani özel hukuk alanında usul işlemlerinin iş bu kanuna tabi olduğu davalarda Hukuk Muhakemeleri Kanunu 200, 201, 341, 362 ve 369. Maddeler uyarınca;         01.01.2019 TARİHİ İTİBARI İLE % 23,73 LÜK DEĞERLEME ORANI UYARINCA;         - SENET İLE İSPAT ZORUNLULUĞU ve TANIK İLE İSPAT YASAĞI RAKAMSAL SINIR:3.660 TL olarak belirlenmiştir. ( Yani 3.660 TL üzeri ihtilaflarda tanık ile ispat mümkün olmayıp yazılı belge ile ispat zorunluluğu bulunmaktadır.)         - İSTİNAF MAHKEMESİ BAŞVURU SINIRI: 4.400 TL olarak belirlenmiştir. ( Yani Yerel Mahkemelerden verilen kararlara karşı 4.400 TL ye kadar olan / 4.400 TL dahil kararlar kesin, 4.401 TL ve üzeri rakamsal değeri bulunan davalara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Bu 4.400 TL lik rakam ve altında kalan bedelli davalarda istinaf kanun başvurusu yapılsa dahi, başvuru reddedilecektir. )         - İSTİNAF / BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARALRINA KARŞI TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURMADA SINIR; 58.800 TL olarak belirlenmiştir. ( Yani Bölge Adliye Mahkemelerinden verilen kararlara karşı 58.800 TL ye kadar olan 58.800 TL dahil kararlar artık kesinleşmiş olup, 58.801 TL ve üzeri rakamsal değeri bulunan İstinaf kararlarına karşı Yargıtay´a temyiz başvurusu yapılabilinecektir. Bu 58.800 rakamı ve aşağısında kalınan bedellere ilişkin davalarda başvuru yapılsa dahi, temyiz başvurusu reddedilecektir.)         - TEMYİZ İNCELEMESİNDE DURUŞMA İÇİN RAKAMSAL SINIR; 88.210 TL olarak belirlenmiştir. ( Yani dava değeri 88.211 TL ve üzeri olan davalarda ancak Yargıtay aşamasında duruşma talep edilebilir. Bu miktar 88.210 TL dahil ve aşağısında kalınan sınırlar da temyiz aşamasında Yargıtay´da duruşma isteminde bulunulamaz, bulunulsa dahi rakamsal sınırın altında kaldığı için başvuru reddedilecektir. )         Yeni düzenlemenin hayırlı olmasını temenni ederim?