İŞTAHI OLAN PİLAV BULAMAZ, PİLAV BULANIN İŞTAHI OLMAZ !..
AVUKAT EYÜP DEMİRER
6 yıl önce
İştahı olan pilav bulamaz, pilav bulanında iştah olmaz sözü toplumumuzun uzun yıllardır aşağıda detayını belirttiğimiz gerçeklere yönelik algısını ortaya koymaktadır.
1981´de dünyaya gelmiş ve 80´ler nesli olan bir kardeşiniz olarak o günlerde bizlerin çocukluğu ve gençliğinde yaşadıkları ile gelinen noktada günümüz gençleri karşılaştırmak için bu yazımı sizlerle paylaşıyorum.
Öncelikle bizlerin 1980?1990´lar dönemlerinde yaşadıklarını o dönemleri yaşayan kardeşlerimiz oldukça iyi hatırlarlar.
İnterneti, bilgisayarı olmayan, her araştırmasını sadece kitap ve kaynaklar üzerinde yapan bir gençlikten bahsediyorum.
Bizlere verilen her ödev sadece kütüphanelerden, ansiklopedilerden temin edilebilir ve ancak bu şekilde yerine getirilebilirdi.
Sobalı evler, sadece tek odada soba yanan ve soğuk mevsimlerde hayatın bir odaya sığdığı dönemler..
Evin en büyük çocuğu olarak diğer kardeşlerimin yatma saati akşam olan 21.30 geldiğinde ışıkların kapatılması, yatakların konuşlandırılması durumunda çalışkan öğrenci olan şahsımın yapabileceği tek şey, dizlerimin üzerine çöküp üzerinde ders çalıştığım 1.50 cm. eninde 50 cm. yüksekliğindeki sehpayı, odanın balkon ışığına bakan kısmına yerleştirilip bu kez uyuyan kardeşleri rahatsız etmeden, balkonu olan odadan yansıyan ışığın altında ders çalışmaktı..
Günümüz şartlarına göre yokluğun oldukça fazla yaşandığı o dönemlerde sadakat ile ders çalışmak, öğrenciliğin hakkını vermek, öğretmenlerimize saygıyı her daim düstur edinmek,
Başarmaktan başka hiçbir konuyu düşünmemek ve buna göre sürekli odaklanmak,
Eğitim hayatımız ile birlikte tüm tatil süreçlerinde esnaf babaya destek ve yardım sağlamak,
Ara ara fırsat bulduğumuzda anne- babadan laf işitebileceğimiz korkusunu göz önüne alsak da vazgeçemediğimiz mahalle maçlarında plastik top peşinde koşmak, bundan da ciddi haz almak,
Tüm bunlar bizlerin o teknolojiden uzak dönemlerinde yaşadığı çocukluk ve gençlik idi.
Tabi burada bizden önceki 60´lı, 70´li nesillerin sıkıntıları, yoklukları belki bizlerden çok daha fazla olmuştur onlar da kusuruma bakmasınlar. Hayatın doğal sonucu olarak kendi yaşadığım dönemler ile şimdiki durumu karşılaştırıyorum.
O günlerde gerçekten bizlerde ciddi bir iştah vardı, ancak devrin şartları gereği pilav bulmak da oldukça zordu.
Şimdi ise klasik bir tabir ile devir değişti. Çocuklarımızın, gençlerimizin ulaşmak istediği her şey çok ama çok kolay bir şekilde ileri teknoloji ile kendilerine sunulmuş durumda.
Bizler o dönemlerde soğuk mevsimlerin yaşantısını tek odaya sığdırmış aileler iken artık her çocuğun müstakil ve her tarafı eşit ısıya sabit odaları bulunmasına ve her imkân kendilerine sunulmuş olmasına rağmen birçok gencimizi eğitime odaklandırmanın ciddi manada bizleri zorladığı dönemleri yaşamaktayız.
Bugün gelinen nokta, yaşanılan gerçeklik bakımından pilavın temini açısından hiçbir sıkıntı yaşanmaz iken, iştah açısından yaşanılan yokluk bizleri üzmektedir.
- O dönemlerde tebeşir ile yazılan tahtalar yerine şimdi tek dokunma ile tüm ders dokümanlarını önlerine seren akıllı tahtalara geçilse de,
- O dönemlerde kütüphanelerde saatlerce kaynak araştırmaları yerine, tek dokunuş ile akıllı iletişim araçları vasıtası ile her bilgiye ulaşılsa da,
- O dönemlerde küçük şeyler ile mutlu olunmasına rağmen, artık günümüzde küçük şeylere dönüp bakılmasa da, mutluluk kavramı günümüzde birçok gencimiz için tedavülden kalkmış gibi görünmekte ise de;
Yaptığımız mukayeseden çıkacak sonuç var olanın kıymetinin olmaması, ebeveynlerin fedakârlıklar ile yeni nesillerimize sunduğu hazır edinimlerin bir değerinin olmadığının hissedilmesi gerçekliği ile karşı karşıya olduğumuz bir dönemden geçtiğimiz aşikardır. Hazır sunulan ve hep fazlaca var olan yeni neslimize iştah yaratmamakta, asıl iştah kolay ulaşılamayanda kendisini göstermektedir.
Gençlerimiz için yarınlarımızın teminatı olarak bahsedilmesine hep karşı olmuşumdur. Bana göre gençlerimiz hem bugünümüzün hem de geleceğimizin teminatıdır. Gerek yukarıda ve gerekse bugüne kadar yazılarımda belirttiğim birçok hassasiyetler muvacehesinde;
Bugün ekmediğimizi yarın asla biçemeyiz derim.
Onun için de lütfen neslimizi yetiştirirken çocuklarımıza ve gençlerimize, ülkemizin dününü, bugününü ve geçtiğimiz zorlu şartları ayrıntıları ile anlatarak, bu düsturlara uygun hareket etmelerini, bizlerin yaşadığı çalışma iştahını evlatlarımız nezdinde de temin ederek, mutlu yarınlara da inşallah hep birlikte ulaşalım.
Saygılarımla?