?>

?KADININ BEYANI ESASTIR?

Uğur YILDIRIM

4 yıl önce

Doğruları alkışladığımız gibi eksikleri de, yanlışları da görüp konuşmalıyız. İnsan olmanın gereği olarak hakkı, hukuku, ahlakı, doğruyu, erdemi savunmaktan korkmamalıyız. Bir yerde adaletsizlik varsa, toplumun ve insanlığın çiğnenen değerleri varsa; insan olmanın onurunu yaşatmak için hukuki ve etik değerler ışığında tepki koymalıyız. İçinden geçtiğimiz zaman zarfında Ulusal bir Tv kanalında, seviyenin çukurdan da aşağıya düşüp alçaklaştığı, namusun ve haysiyetin dip yaptığı öylesi bir kepazeliğe toplum olarak şahit olduk ki; buna sessiz kalmak, bu edepsizliğe ses çıkarmamak, hayıflanmamak bu kepazeliği ancak onaylamak olurdu. ATV´de Esra Erol´un sunduğu evlilik programındaki evli bir kadının kendisinden 28 yaş büyük bir erkekle gayri meşru yaşayıp Dünyaya getirdiği çocuğu, zina ile başka bir erkekten peydahladığını, çocuğun DNA testinin gayri meşru ilişki sonucu olduğunun belgesinin canlı yayında açıklanmasına sevinç çığlıkları atıp Allah´a hamd ederek dua eden bir ihanete şahit olduk. Ve o an, tüm seyirciler alkışlıyor, Esra Erol ve ATV Reyting rekorları kırıyor. Olay kadının resmî nikahlı eşi de, çocuğun kendisinden olmamasını öğrenmesine rağmen çocuğu vermeyeceğim diye rezalete alet oluyor.  Olayın faili olan ve benim isim bulamadığım bu sözde olay kadına bakar mısınız? Evliyken zina yapıp başkasından çocuk peydahlamış ve bunu ispat etmek için yüzsüzce, fütursuzca milyonların önüne çıkıp DNA testinin açıklanmasını istiyor. Ve bunu milyonlarca izleyicisi olan ATV gibi Ulusal bir kanal canlı yayında açıklıyor. Çocuğun başka bir erkekten olduğunu ve DNA sonucunun canlı yayında açıklanmasıyla o an stüdyoda sevinç çığlıkları atılıyor, seyirciler alkış tufanı koparıyor. Sunucu Esra Erol, bir toplumun manevi ve ahlaki değerlerinin çöküşünü zafermiş gibi sunuyor. Yıkılan bir aileyi, zinası tescillenen bir olayı, İslam´ın dinamitlenen en temel değerlerini, yozlaşmayı, mide kaldırmayan iğren bir faciayı Reyting uğruna kamuoyuna başarı gibi sunuyor. Ne denilebilir ki ! Allah bildiği gibi yapsın...  Türk toplumundaki aile yapısı bu rezilliklerle nasıl ayakta kalır. Şerefin, İzzet-i nefsin, ar damarı çatlamasının, kutsalların ayaklar altına alınmasının resmidir bu rezalet... Yıllardır Tv ve dizilerde ahlakın, aile yapısının ayaklar altına alınması için ince ince doğranan ahlaki değerlerin, izletilip beyinlere enfoze edilen sapıklığın, ensest ilişkilerin, ailelerin ve bireylerin iç dünyasına nasıl dikte edilip narkozlandığının kanıtıdır bu hadise...  Sosyal medyanın kontrolsüz iletişim araçları gibi Tvlerdeki bu ve buna benzer programlar tam bir fecaat. İslam´ı ve onun ulvi değerlerini doğrayan ve bunlara ses çıkarmayanlara da yazıklar olsun. Ülke olarak bunlara kayıtsız kalıp, tepki göstermeyen bir toplumun yaşadığı çöküşün tezahürüdür bu zillet durum... Milli ve manevi değerlerin hiçe sayıldığı, haya ve ar duygusunun umursanmadığı dramatik bir vakadır bu olay... Toplum vicdanı ve dini duygular ağır yaralanmıştır.  ?Kenar-ı Dicle´de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de Adl-i İlahi sorar Ömer´den onun hesabını? Kıssası gereği bu rezalete kör ve sağır olan sorumlulara sesleniyorum. Aile ve Sosyal Politikalar, Diyanet, Eğitim ve RTÜK camiası başını önüne alıp düşünmelidir. Lamı, çimi yok... Yok kadının beyanı esastır, yok kadın korunmaya muhtaçtır diye diye erkeği onursuzlaştırıp, bu toplumun aile ve namus değerlerinin ayaklar altına alınmasına ses çıkartmayanlar masum değildir. Kadını eşinden daha üstün hangi kanun koruyabilir. Kadın ve Kocanın arasına giren kanun tarafsız olabilir mi ? İslam´ın edebini, Allah´ın kadına yüklediği değeri bilmeyen hangi insan kanundan çekinir. Bu ve buna benzer örnekler namussuzluğa pirim verip, onları cesaretlendirip ortam hazırlıyor. Yıllardır kanayan bu yara konusunda hata üstüne hata yaptınız kardeşim... Bu ülkede bu rezilliğe müsaade ettiniz. Şimdi soralım. Bu olayda sahi ?esas olan? kimin beyanıdır ? Mağdurlar kimdir? Mağdur edilen değerler nelerdir ?
YAZARIN DİĞER YAZILARI