Okumak aslında yeni sorulara muhatap olmaktır, yeni dünyalara yelken açmaktır. Okumak zihni, kuşatılmış çemberinden uyandırmaktır; yeni pencereler açmak, yeni diyarlara zihnen, kalben ve fikren yolculuğa çıkmaktır. Okumak hayatı tanımak, insanı tanımaktır bir bakıma, daha doğrusu kendini, ne olduğunun, ne olmadığının ve ne kadar olduğunun farkında olmaktır. O nedenledir ki okumak hayata tutunmak, daha konforlu olmasa da daha kaliteli bir hayat sürmeye talip olmaktır. Bilerek fikir sahibi ve düşünmeye yönelmektir. O nedenledir ki ilk emir “oku!”dur. gözün gördüğü, gönlün hissettiği herşeyi anlama, idrak etme ve değerlendirmekdir okumak... Okumak çevreyi algılamakla başlar, kendini tanımakla ve kitapla tanış olmakla devam eder. Bu sene 58.ncisi kutlanan Kütüphaneler Haftası vesilesiyle Şems-i Sivasi Kütüphanesinde haftanın açılış sohbetinde konuşan şair Nurullah Genç’in ifadeettiği gibi, dünü unutmamanın, geleceğe açılmanın mankurtlaşmamanın en önemli dinamiği kitap okumaktır. Kitaplar bize genlerimizi, geleneğimizi, tarihimizi ve kim olduğumuzu öğreten ve geleceğe uzanan medeniyet yolculuğumuzda yol gösterici klavuzudur. Kitap medeniyet yolculuğunun yol ışıklarıdır. İnsanlık tarihine doğru bir yolculuk yaptığımızda karşımıza hiç şüphesiz ki kitap medeniyeti çıkar. İster bu yolculuğu düne, tarihin ilk dönemlerine doğru yapalım, ister gelecek yüzyılların ötelerine doğru, önümüze çıkacak olan, kitap medeniyetidir. Çünkü kitap bilginin, bilimin, keşfin ve insanı ve yaşadığı coğrafyayı hep daha üst seviyelere çıkaracak olan temel dinamağin kaynağıdır. Tecrübî olarak hayatta keşfedilenin, öğrenilenin kayıtlara geçtiği ve geleceğe miras kaldığı yazılı belgelerdir kitap... O nedenledir ki; kitapla hayatı içiçe, yanyana ve birlikte sürdüren milletler, bilimin yol göstericiliğinde hayat standartını merhale merhale üst seviyelere yükseltirler. Yol kitapla yürünür; insan kitapla hayat bulur, huzur bulur ve yol bulur.. Bizim binlerce yıllık medeniyet tarihimiz, yükseliş dönemimiz kitabın gösterdiği güzergahta devam etmiştir. Medeniyetimiz, ilme, öğrenmeye, dolayısıyla kitaba ve kütüphaneye gereken önemi vermiştir. Medreselerde, okullarda ve bilim yuvalarında yazılan kitaplarla aydınlanan hayat yolculuğu üç kıtaya hükmeden adaleti, eğitimi ve sosyal yaşamı toplumun ve devletin temel dinamiklerine yerleştirerek bir medeniyet inşa etmiştir. Kitabın yani bilginin hayata yön verdiği dönemlerde güçlü devletler, özgün sanatlar, sağlam toplumlar vucut bulmuştur. Aksi, çöküşün, yıpranışın ve çözülmenin süreci olmuştur. Günümüz dünyasında da hala en geçerli ve değerli olan bilgidir. Bilgiyi elinde bulunduran toplumlar, ekonomik, siyasal ve teknik açıdan da dünyaya hâkim duruma gelmektedirler. Medeniyetimize beşiklik eden kadim şehirlerimizden birisi olan Sivas’ta “Dar’ül ülema” ismiyle, ilme ve kitaba verdiği önemle anılan bir şehrimizdir. Yine bu şehrin yetiştirdiği devlet adamlarından söz ustalarına kadar zengin bir geçmişi ve birikimi bulunmaktadır. Bu şehrin medreselerinde kaleme alınan eserleri gün yüzüne çıkarmak ve onlara toplumumuzun geleneksel yapısını, kültürünü, örf ve adetini incelemek önemlidir. Bu topraklarda var olmamızın bir vefas borcu ve gelecek kuşaklara bu vatanı emanet etmenin sorumluluğudur. Okumak bizi bizi yapar, güçlü kılar, mutlu ve bahtiyar eder. Gelecek nesillerimizin güçlü ve güvenliği için okumanın ve kitabın ekmek kadar su kadar gerekliolduğu bilindiği ve gereği yerine getirildiği sürece umutvar olmak gerekir. Kitaba, kitap dostlarına selam olsun !...