?>

MELEKLERİN DOSTLUĞU

MUAMMER OYTAN

6 yıl önce

Melekler, Allah´ın emir ve yasaklarına asla karşı gelmeyen, Allah´ı öven, O´na secde eden ve asla kibirlenmeyen nuranî varlıklardır. İnsanlar için dua ederler, ölüm zamanı gelen insanların canlarını alırlar, cennet kapılarında müminleri karşılayıp onları selamlarlar ve müminleri cennetle müjdelerler. ?Rabb´imiz Allah´tır deyip sonra dosdoğru olanların üzerine melekler iner, (onlara) ?korkmayın, üzülmeyin, siz va´dolunduğunuz cennetle sevinin, biz dünya hayatında (olduğu gibi) ahiret hayatında da sizin dostlarınınız, orada size canlarınızın çektiği her şey var, orada size istediğiniz her şey var´ derler.?(Füssilet,41/ 30-31) .(İsmail Karagöz, Sevgi ve Dostluk, s.214)   ALLAH´A  DUA ETMEK Dua kelimesi çeşitli ayetlerde  Allah´a ibadet etme, yakarma, istek ve ihtiyaçlarını O´na arz ederek lütfunu dileme, seslenme ve yardıma çağırma gibi anlamlarda kullanılmıştır. Dua, bütün benliğimizle Allah´a yönelerek maddi ve manevî isteklerimizi O´na arz etmemiz ve O´na niyazda bulunmamızdır. Bir başka deyişle dua, sınırlı, sonlu ve aciz olan bizlerin sınırsız ve sonsuz kudret sahibi ile kurduğumuz bir köprüdür.( Mustafa Güney, Duanız Olmasa Rabbim Size Ne Diye değer Versin ,Kur´andan Öğütler 1, D.İ.B.Yayını, s.210) ??Allah´a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin ?? ( Â´raf ,7/ 55) -?(Ey Muhammed !) De ki:?Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin !... ?(Furkan,25/77) Dua, Allah ile kul arasında bir iletişim kurma yöntemidir. Dolayısıyla kime muhatap olduğumuzun bilinci içinde yapılmalıdır; gerçekten Rabbimizin huzurundayız gibi yapılmalıdır! Dua, insanın bütün benliği ile inandığı yüce Varlığa sığınması, O´na yönelmesi, O´nunla arasında bir köprü kurması ve Allah´ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesi, yaratıcıdan lütuf ve yardım dilemesidir Şûrâ suresinin 26. ayetindeki: ?Allah, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir.? şeklindeki ayette, dualara karşılık verilmesi için, yakaran kişinin iman edip salih ameller işleyen bir kişi olmasını yani mü´min olmasını tercih etmektedir. Duanın vazgeçilmez unsuru ihlas, samimiyet ve içtenliktir.Yüce Rabbimiz, ??alçak gönüllüce ve için için dua edin!? (A´râf, 7/55); ?Bana dua edin, duanızı kabul edeyim?(Mü´min,40/60) buyurmakta; Peygamberimiz (s.a.s) ise ?Dua, ibadetin özüdür? (Tirmizî, Daavât,1) buyurmaktadır. Allah, dua edenin duasına icabet eder. İnsanın sadece, hastalandığı zaman, bir ihtiyacı olduğu zaman,  korktuğu-tedirgin olduğu zaman değil, her zaman-daima dua etmeliyiz..?Evet, insana nimet verdiğimiz vakit yan çizer ve kendi bildiğine gider; kendisine şer dokununca da, artık uzun uzun duâya dalar.!? (İbrahim,41/51) İslâm âlimlerine göre,  Ana-Babanın, evlatları için yaptığı dua, Cenab-ı  Allâh´ın nezdinde Peygamber duası gibidir. Ancak, Allah Teâlâ, ?Bana dua edin, kabul edeyim !?(Mü´min,40/60) buyruğuyla doğrudan insanın şahsına hitap ederek, her kişinin, bizzat kendisinin dua etmesini istemekte ve beklemektedir. Ne var ki dua edenin haram lokma yememiş olması gerekir. Hz.Peygamber (s.a.s), ?Nefsimi kudret elinde tutan Allah´a yemin ederim ki, kul, haram lokma yediği zaman kırk gün duası kabul olmaz, haramla beslenen vücut ateşi hak eder.? .( Buhari, Daavât,  3)  buyurmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI