?>

MÜSLÜMANA DOĞRU YOLU GÖSTERMEK

MUAMMER OYTAN

5 yıl önce

İnsanoğlunun tek başına yaşaması, her türlü ihtiyacını tek başına karşılaması, her türlü bilgiyi öğrenip uygulayabilmesi mümkün değildir. Toplum halinde yaşamak, birbirimize yardımcı olmak, bilgi ve tecrübeye ihtiyacı olanlara samimi şekilde açıklamalarda bulunmak, doğru yolu göstermek zorundayız. Müslümanlar halis niyetle davranıp, muhtaç olanlara Allah rızası için nasihat etmek, alacağı kararlarda doğru yolu göstermek, yanlış yollara sapmaktan kurtarmak zorundadırlar. Böyle durumlarda ilgisiz kalmak, samimi davranmamak, yanlış yollara sevk etmek yahut da bilgisini esirgeyerek yardımcı olmamak Müslümanlıkla bağdaşmaz. ?Kim bir Müslümanın bir dünya darlığını giderirse ve sevindirirse, Allah da onun ahiret sıkıntısını giderir!? ( Buhari, Mezalim, 3)             ? Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun, işte kurtuluşa erenler onlardır.?( Âl-i İmran, 3,/104)             Hiç şüphesiz hayır üretme idealindeki insanlar arasındaki yardımlaşmalar, iyiliği yayma amacına yönelik yardımlaşmadır. Yüce Allah, iyilik yapmakta ve kötülükten sakınmada yardımlaşmamızı emretmiştir. Allah için iyilik yapan, Allah için maddi ve manevî yardımda bulunan kimsenin mükâfatını da şüphesiz Yüce Mevlâmız verecektir. Yüce dinimizde hayrın, iyiliğin sınırı yoktur. İnancımızda Rabbimizin rızasına vesile olan her bir davranış hayırlı ve güzel bir davranıştır. Şüphesiz hayır işlemenin hem maddi hem manevî bir çok çeşidi vardır. Hayır herkesin gönlüne ve gücüne göredir Atalarımız, ? iyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir ? diyerek daima iyilik yapmamızı öğütlemişlerdir. Kişilere, yere, zamana göre değil, herkese, her yerde, her zaman iyilik yapılması gerektiğini ifade etmişlerdir.       İyilik yapanların, salih ameller işleyenlerin mükâfatsız kalmayacağı müjdelenmektedir: ??İyilik yapanları müjdele.?(Hacc,22/37) Hz. Peygamber Efendimiz de: ? Su nasıl kirleri temizlerse, iyilikler de kötülükleri öyle temizler !?.(Ebû Mesher, Nushatu Ebî Mesher, Dâru´s-Sahâbe li´t-Turas, 1410, s. 49)  buyurmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI