MANGAL-MUTLULUĞUN SICAKLIĞI

Ahmet Mahir PEKŞEN

10 ay önce

Üzerinde ince demir çubuklar vardı ve buralarda peksimet ısıtır, çıtır çıtır yerdik. Babamın maşa üzerinde sucuk kızarttığı ve buram buram baharat tüttüğü de olurdu.Ama bütün bunların ötesinde benim yazı tahtamdı bu mangalın geniş zemini. Ateşi kavuruculuğunu kaybedip yaklaşmama müsaade ettiğinde soba küllerini aşağı dökmekte kullandığımız gelberinin ucuyla yazı yazardım.Şehrimizin adını karalardım. Bozardım kendi adımı çiziklerdim. Kendime ait imza arayışlarım yine bu gri küllerin üzerinde olmuştu.Ve en önemli sırrım, sınıfta herkesin hayran olduğu büyük, çok büyük şehirden gelen ve bizden çok farklı, çok erişilmez gördüğüm kızın adıydı.Sevmenin yaşı var mıydı?Yoktu.Belki her yaşın sevgisinin manası farklıydı. O yaşlarda ki sevgide büyük ve övülesi bir saflık vardı. Bir masumiyet de renklendirirdi bu sevgiyi.O kızın adını yazardım küle ve geldiği şehrin adını.Annem, babam, ablalarım görmesin diye hemen karalardım. Daha doğrusu külü deşerek yazıyı bozardım.Tekrar yazar, tekrar demir çubukla üzerini çizerdim.Kaç kez küller bu kızın adını yazdığıma şahit olup bana gülmüştür kim bilir?Ama şunu söyleyeyim. Kara mangal da gri küller de ketumdu.Sırrı mı hiç kesmeye vermediler?Kül, bana, defalarca karıştırıldığı, çizilip kurcalandığı için küsmedi.Mangal sitem etmedi.Küle yazılan ismi merak mı ettiniz?Üzülerek söyleyeyim, bu merakınızı gidermeye hazırlıklı değilim.Bu konuda hala eskisi kadar utangaç, eskisi kadar mahcubum.Kara mangal eskicide geçirdiği kısa süre içinde ona bir şeyler fısıldadı mı diye düşünmeyi hakaret kabul ediyorum.Söylememiştir!Ben ona güveniyorum ve bu güveni sarsacağına asla ihtimal vermiyorum.Şimdi ağaran saçlarımla nostalji yaşamak için meşe odunu arıyorum. Sac sobadan çektiğim korları yine bu artık çürümeye yüz tutmuş mangalla buluşturacağım.Yine o isimleri karalayacak mıyım bilemiyorum?Ama onun sıcaklığında geçmişin güzelliğini, korunda hiç sönmeyecek ümidimi yaşatacağım. DEVAMI YARIN

YAZARIN DİĞER YAZILARI