?>
SEVGİSİZ HAYAT, ANLAMSIZDIR…
Toplumun en büyük eksikliklerinden ve sorunlarından biri de sevgisizlik. Nerede suç, şiddet, bela, musibet, çürümüşlük, ilkellik, istismar, hastalık veya boşanmalar… var ise orada muhakkak sevgisizliğin tohumları vardır.
Sevgi her türlü canlının varoluşuna anlam katan en güçlü enerji kaynağıdır. Bu nedenle de sevgi sahip olduğumuz olumlu değerler içinde ilk sırada gelmektedir.
İnsanları güçlü kılan, kalpleri fetheden, hastaları iyileştiren, küsleri barıştıran, tabiatı güzelleştiren, gönülleri birleştiren, dostlukları pekiştiren hep sevgidir. Sevgiye hak ettiği değer verilmezse; sevginin yerini öfke, kin ve nefret gibi insanları birbirinden uzaklaştıran olumsuz duygular alır.
Sevebilmek insanın en büyük gücüdür. Sevgisiz insan, kendini değersiz hisseder, güvensizdir, ürkektir, korkaktır, uzaktır, soğuktur. Sevilmediğini hisseden kişi kendisini korumaya alma ihtiyacı hisseder. Çevresini kuşatan sevgisizliğe öfkelidir. Gücü yeterse saldırganlaşır, gücü yetmiyorsa ezik davranır. Sevginin gücünden yoksundur.
Sevgi tohumları, bebeğin anne ve babasından aldığı şefkat ve sıcaklıkla atılır. Çocuğa sevgiyi öğretmenin yolu sevgi dolu, sevgiyi verebilen ebeveynlerden geçer. Çocuk sevgiyi aldıkça, kendi değerini, yaşamın değerini ve başkalarıyla birlikte olmanın değerini öğrenir ve sevgi sayesinde aile, arkadaş gurubu, ülke ve millet ile sağlıklı bir bağ kurabilir.
Sevgi; insan için ekmek gibi, su gibi yaşamsal bir ihtiyaçtır. İnsan ruhunun besini ‘sevgidir’. Sevgisiz bir hayat, hedefini, huzurunu, anlamını kaybetmiş bir yaşam demektir.
Sevgi, yalnızca hayatı güzelleştirmekle kalmaz, insanın içini, dışını, yüzünü, gözünü, kalbini velhasıl her yerini, her şeyini güzelleştirir. Bu yüzden hayat sevgisiz ve sahte yaşamlar yaşanmaya değmeyecek kadar anlamsız ve boştur.
Sevgi ve bilgi paylaşıldıkça artan, çoğalan bir meta, insanı psikolojik ve sosyal anlamda insanlaştıran temel değer; insanoğlunun tüm canlılarla kurduğu ilişkilerde yararlandığı bir araç, gelişiminde etkili bir ihtiyaç ve ruhsal yapısını koruyan bir güç, olumlu duyguların hepsinde etkisini hissettiren temel bir duygudur. Sevginin davranışa yansıyan şekli ise, sevgi dolu gözlerle bakmak, dokunmak, öpmek, güzel sözler söylemek, zamanı paylaşmak, öncelik vermek, sevileni düşünmektir.
İnsanlar sevgi duygusunun etrafında toplanmayı başarabilse işte o zaman her şey çok daha güzel olacaktır.
Sevgi duygusu insanları birbirine gönülden bağlayan ve dost kılan bir özellik taşıdığı gibi kötülüklerin de en etkili ilacı olan dünyada insanlık adına en güçlü̈ duygudur.
Sevgi kalp ve gönül besleyen bir gıda gibidir. Sevginin olduğu bir ortamda kalp kimse incinmez, üzülmez. Çünkü sevginin olduğu yerde samimiyet vardır, saygı vardır, dostluk vardır, kardeşlik vardır.
“Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz aktif ilgidir. Bu etken ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur.” Erich Fromm “Sevme Sanatı” adlı eserinde sevginin gelişmek için emek isteyen bir duygu olduğunu;
Antoine de Saint-Exupéry Küçük Prens romanındaki "Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?" sözü ve
Resûlullah (s.a.v)’in “İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınızda aranızda sevgi oluşturacak bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yaygınlaştırın.” sözü sevginin insan hayatında neleri değiştirebileceğini ve önemini ne kadar güzel özetliyor.
Asırlar ötesinden "Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için / Dost’un evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldim" ve “Gelin tanış olalım/ İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” diye seslenen Yunus Emre,
"İncinsen de incitme" diyen Hacı Bektaş Veli ve
"Ne olursan ol gel" diye çağrıda bulunan Mevlâna ovalarında çiçeklerin sevgiyle açtığı, ırmakların sevgiyle coştuğu, kuşların sevgiyle şarkılar söylediği Anadolu’da yaşayan isimleri coğrafyanın sınırını aşmış sevgi elçilerinden üçüdür.
Hz. Muhammed (s.a.v.) Müslümanlara sadece insanlara değil, bütün canlılara karşı merhametli olmalarını öğretmiştir. Geçmişten günümüze Türk milletinin kültürel yapısında hayvan sevgisi de farklı yer tutmuş; başta at, köpek ve kedi olmak üzere evcil ve doğal yaşamdaki hayvanlar Türkler için hep önemli olmuş, hayvanlara kötü muamele yapılmasından hep kaçınılmıştır.
Şu kısa hayatta bizlere bahşedilen hayatın kıymetini bilmeden yaşıyoruz. Sevmek sevilmek varken ufak çıkarlar uğruna dünya heveslerine kapılıp gidiyor kısır bir döngünün içinde hayatın çarkları içinde birbirimizi öğütüyoruz. Maalesef zamanımızı hoyratça harcıyoruz, bazen sevdiklerimiz kırılır mı diye düşünmeden kırıcı sözler sarf ediyoruz.
Oysa seven insan olumlu düşünür, geleceğe umutla bakar. İnsanın hayatını karartan sevgisizliktir. Sevgi ve paylaşmak en yakından başlar. Sonra yayılarak devam eder.
En büyük varlığımız, para, mal ve mülk değil, sevgimiz ve bilgimiz olmalıdır. Çünkü sevmek inanmaktır, yaşamaktır, paylaşmaktır, gücenmemektir, güvenmektir, onaylanmaktır, yakınlıktır, doğallıktır, bir olmaktır, mutlu yaşamaktır.
Unutmayalım ki ‘sevgisiz’ ; zekâ, bizi küstah / başarı, bizi kibirli / çalışma, bizi köle /zenginlik, bizi haris /güzellik, bizi gülünç / sadelik, bizi değersiz /uysallık, bizi hizmetkâr / yoksulluk, bizi mağrur, aksi / kudret, bizi zorba, despot / yasa, kural, bizi tutsak /siyaset, bizi bencil / inanç, bizi bağnaz yapar. Velhasıl sevgisiz hayat, anlamsızdır…
Güçlü ve huzurlu olmanın tek yolu ise sevmeyi bilmek ve gerçekten sevebilmektir. Sevgi insanın kişiliğinin oluşmasında, kişinin de çevresine toplumuna, milletine, dünyasına ve hatta evrenine doğru yönelişidir.
Yıllardır diksiyon çalışmalarımda ilk günün sonunda sorduğum o zor sorumu size de sorayım.
Bir düşünün bakalım sevgiye dair ne örnekleriniz var hayatınızda, neler biriktirmişsiniz şimdiye kadar içinizde? Bir de en son içten duyarak, isteyerek, canı-ı gönülden kime, ne zaman “seni seviyorum” dediniz?
Sevgisiz hayat anlamsızdır. Her zaman sevgi kokan çiçekler açsın tüm sevgi dolu yüreklerde. Kucaklaşmalar coşkuyla, heyecanlar büyük, gün güzel, gün neşeli hep mutlu günlere yürek yüreğe olsun insanlar…
Gününüz güneş kadar parlak, yolunuz okyanuslar kadar açık, kazançlar helâlinden bol, sevgi, barış ve mutlulukla dolu sağlıklı, güzel yarınları sevgiyle yaşamanız dileğimle…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
ANLAMLI BİR HAYAT YAŞAMAK
02-12-2024
-
Öğretmenlik Değerini Yitirmemeli!..
17-11-2024
-
Ahilik Kültürü Yaşatılmalıdır
01-11-2024
-
Bilinçli Birey ve Bilinçli Toplum Olabilmek
13-10-2024
-
Gençlik insanoğlu için çok önemli bir evredir
23-09-2024
-
Yeni Eğitim Öğretim Yılı Başladı (2)
10-09-2024
-
Yeni Eğitim Öğretim Yılı Başladı (1)
09-09-2024
-
Tesadüfen mi yaşıyoruz?
26-07-2024
-
Daha Temiz Bir Çevre-Şehir-Ülke ve Dünya İçin Neler Yapmalıyız?
15-07-2024
-
Neden Okuma-Yazma Tembeli Bir Toplum Olduk?
09-07-2024
-
İnsanın Gözü Doymaz!..
04-07-2024
-
Bir Bayramı Daha Geride Bırakırken Düşündürdükleri
19-06-2024
-
HAYATI DOĞRU VE ANLAMLI YAŞAMAK
03-06-2024
-
Asalak Yaşamak!..
26-05-2024
-
Sevgi + Saygı + Özen + Şefkat + Anlayış + Güven = Mutlu Evlilik
22-05-2024
-
Toplumumuzdaki Değişim
19-05-2024
-
Öğretmenliğin Dünü Bugünü
15-05-2024
-
ÖĞRETMENİN EMEKLİSİ OLMAZ
05-05-2024
-
PEK ÇOK KONUDA BİLGİMİZ YOK AMA FİKRİMİZ ÇOK!..
29-04-2024
-
MUTLULUĞA VE BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN
21-04-2024
-
ANCAK AKIL SAHİPLERİ OKUR, İYİCE DÜŞÜNÜR, ÖĞÜT ALIRLAR!..
16-04-2024
-
RAMAZANIN VE BAYRAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
07-04-2024
-
RAMAZAN AYININ SONUNA YAKLAŞIRKEN
29-03-2024
-
İSLÂM BARIŞ, SEVGİ, HOŞGÖRÜ DİNİDİR
25-03-2024
-
İSLÂM, BİLİM DİNİDİR
17-03-2024
-
YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA!..
12-03-2024
-
HAYATIMIZA GİREN HER İNSANIN BİR SEBEBİ VARDIR
08-03-2024
-
ARKADAŞ!..
25-02-2024
-
HOŞGÖRÜ
19-02-2024
-
DOĞRU İFADE ÇOCUK BÜYÜTMEK Mİ, ÇOCUK YETİŞTİRMEK Mİ?
12-02-2024
-
BİRBİRİMİZİ ANLAMIYORUZ, ÇÜNKÜ DİNLEMİYORUZ!..
05-02-2024
-
AİLE OLABİLMEK!..
28-01-2024
-
OKUMUYORUZ!..
22-01-2024
-
KENDİMİZİ NE KADAR TANIYORUZ?
15-01-2024
-
ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ DE BÖYLE OLDUK?
07-01-2024
-
ACISIYLA TATLISIYLA BİR YILI DAHA GERİDE BIRAKTIK…
31-12-2023
-
SEVGİSİZ HAYAT, ANLAMSIZDIR…
28-12-2023
-
KALP KIRMANIN VE HAK YEMENİN BEYHUDELİĞİNİ BİLSE İNSANLAR HİÇ YANLIŞLIK VE KÖTÜLÜK OLUR MU?
22-12-2023
-
HAYALLERİMİZİN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTİYORSAK
18-12-2023
-
DOĞUM, YAŞAM VE ÖLÜM!..
15-12-2023
-
KADINLARINI EĞİTMEYEN ÜLKELER GERİ KALMIŞ ÜLKELERDİR!..
11-12-2023
-
HAYATA YENİ DEĞERLER KATMAK!..
04-12-2023
-
GÜZEL VE ETKİLİ KONUŞMANIN ÖNEMİ
29-11-2023
-
KİŞİSEL GELİŞİM NEDİR, ÖNEMLİ MİDİR?
23-11-2023
-
İNSAN "KİM VE NE OLDUĞUNU ASLA UNUTMAMALI!.."
17-11-2023
-
BİR İLİN GELİŞMESİNİ ENGELLEYEN TUTUM VE DAVRANIŞLAR: DEDİKODU - HASETLİK - ÇEKEMEMEZLİK – KISKANÇLIK
14-11-2023
-
CAMİLER, CAMİDE BULUNMANIN BAZI KURALLARI VE ADABI!..
06-11-2023
-
Pazarcı Esnafının Tutumu ve Düşündürdükleri!..
01-11-2023
-
CUMHURİYETİMİZİN İLK 100. YILI KUTLU OLSUN
27-10-2023
-
“Z KUŞAĞI” DEĞİL, “TÜRK GENÇLİĞİ”
25-10-2023
-
“YURTTA BARIŞ, CİHANDA BARIŞ”
18-10-2023
-
Hayatımızı Etkileyen Alışkanlıklar!..
11-10-2023
-
Komşuluk - Ev Alma, Komşu Al
05-10-2023
-
Müslüman’ım Diyoruz Ama!..
25-09-2023
-
SİVAS İÇİN BİRLİKTE HAREKET ETME VAKTİ
14-09-2023