REKTÖR KİM OLMALI?

Yunus BUDAKTAŞ

6 gün önce

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde rektörlük seçimleri yaklaşırken adaylar da belli belirsiz ortaya çıkmaya başladı. Adaylığını açıktan duyuranlar olduğu gibi pek çok akademisyenin ismi de kulislerde rektörlük için konuşuluyor.

50 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde kimin rektör olacağı merakla beklenirken adaylığını açıklayan ve ismi konuşulanların hiçbirinin Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne gram katkısı olacağını düşünmüyorum.

Yıllardır aynı isimler konuşulup duruyor. Buna karşılık üniversite de yıllardır yerinde sayıyor. Bir nevi iktidar mücadelesine ve koltuk kavgasına dönüşen rektörlük seçimlerinin sonucunun ne olursa olsun ne Sivas’a ne de akademik camiaya bir kazanım sağlayacağını düşünmüyorum.

2008 yılında öğrencilik hayatımla başlayan üniversiteyle tanışıklığım, mesleğim gereği de hala devam ediyor. Geçen 16 yıllık süreçte üniversitenin ciddi bir atılım yaptığını söylemek benim açımdan pek mümkün değil.

Gerek lisans eğitimim süresince gerekse lisansüstü eğitim dönemimde ilim ve bilim yuvası olması beklenen üniversitenin kısır çekişmelerden, eşe dosta kadro ayarlamaktan, döner sermaye kovalamaktan başka bir işe yaramadığını gördüm.

Seçimlere az bir süre kalmışken rektör adaylığı için konuşulan isimlere baktığımda birçoğunun zaten geçmiş dönemlerde üniversite yönetiminde yer aldığını, yıllardır süren başarısız yönetimin bir parçası olduğunu görüyorum. Bu dönemlerde üniversiteye ve şehre ne katkıları oldu da bundan sonra ne katacaklar merak ediyorum doğrusu.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde 18 Fakülte, 4 Enstitü, 1 Devlet Konservatuarı, 4 Yüksekokul, 14 Meslek Yüksekokulu, bin 893 akademik personel, 3 bin 542 idari personel ile 50 bin 305 öğrenci bulunuyor. Şimdiye kadar 238 bin 168 öğrenci mezun etmiş. Bununla birlikte bir kaç akademik çalışmanın dışında kayda değer herhangi bir başarı yok. Cumhuriyet’in 50. Yılı anısına kurulan ve herhalde Türkiye’nin ilk 10-15 üniversitesinden biri olan 50 yıllık köklü bir üniversitenin bugün mevcutta Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında olması beklenirdi.

Sivas’ın genel durumundaki vizyonsuzluk üniversiteye de sirayet etmiş gibi görünüyor. 50 yıllık koskoca üniversite için rektör adayı olanlar sadece Tıp Fakültesinden dem vuruyor ve sağlık alanında yapmayı düşündükleri birkaç çalışmayla üniversiteyi parlatacaklarını söylüyorlar. Onlarca bölümün olduğu bir üniversite için neden sadece “tıp” konuşuluyor anlamakta güçlük çekiyorum. Bilim yuvası olan üniversite sadece Tıp Fakültesinden mi ibaret? Şayet öyleyse diğer fakülte ve bölümleri kapatın ve var gücünüzle sağlık alanında çalışmalara eğilin. Belki öyle başarılı olabilirsiniz…

Akademisyenlerin mutlu olmadığı ve bir bir terk ettiği Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde başarı nasıl yakalanır kestirmek güç. Siyasi ideolojilerin üniversite yönetiminde etken olduğu, yandaş akademisyenlerin desteklendiği, liyakatsiz atama ve görevlendirmelerin ayyuka çıktığı bir ortamda akademik başarıdan ziyade farklı iddiaların konuşulması da gayet normal. Şehirden kopuk, akademisyenlerinden bi haber, öğrencisinin derdini sıkıntısını bilmeyen bir üniversite yönetimi akademik başarıyı elbette yakalayamayacaktır.

Eğer bir akademisyen üniversite yönetimine talip olmayı düşünüyorsa, rektörlük seçimlerine 3-5 ay kala seçim çalışmasına başlamamalı. Rektörlük seçimlerinin hemen ardından, rektör belli olduktan sonra çalışmaya başlamalı. Üniversitenin hangi konularda yetersiz kaldığını tespit etmeli, buna yönelik projeler geliştirmeli ve ekibini kurmalı. Mevcut yönetimin yanlış yönetim politikalarını izlemeli ve sonraki seçim süreci için ona göre değerlendirmelerde bulunmalı. Aksi durumda seçimlerden 3-5 ay önce “ ben rektör olacağım” diye ortaya çıkarsan derdinin üniversiteyi geliştirmek, akademik başarıyı artırmak değil; huzur hakkı, döner sermaye getirisi ve yüksek maaş beklentisi olduğunu düşünürüm.

Son olarak acaba şu an üniversitede bir rektör olmasa üniversitenin akademik başarısı bundan daha kötü olur mu diye soruyorum kendime. Gerçekçi olmak gerekirse rektörü olmayan bir üniversite sanırım bundan bir tık daha başarısız olurdu. O nedenle de rektörlük seçiminin nasıl sonuçlanacağının Sivas ve akademik camia için bir önem arz ettiğini düşünmüyorum. Elbette seçilecek rektörle arası iyi olan ve birçok idari görevi bir arada yürüten ve yürütmeye talip olanları kastetmiyorum. Onlar 3-5 idari görevi aynı anda yürüterek ceplerini daha fazla doldurmak, üniversitenin nimetlerinden daha fazla faydalanmak isteyeceklerdir.

Peki Rektör kim mi olmalı? Bunun cevabını ben de bilmiyorum. Elbette olmasını istediğimiz, rektör olması halinde üniversiteyi başka noktalara taşıyacağına inandığımız isimler var. Ancak mevcut rektör atamalarında bu da çok mümkün değil. Siyasi iradenin atamasıyla yapılan rektörün bir başarı sağlaması çok mümkün gözükmüyor benim için…

YAZARIN DİĞER YAZILARI