?>

ŞİMDİ ANLADIM

Sabri KARAKAYA

4 saat önce

Kamudan emekli olduktan sonra bir süre kendimi dinlenmeye çekmiş, sadece haftada bir köşe yazısı yazıyordum.

Ancak, sonrasında mesleğimi kısmen bıraksam da, gerek eşimden, kızlarımdan ve çevremden gerekse arkadaşlarım ile iş insanlarından gelen baskıyla altı ay önce sosyal medya üzerinden açtığım sayfam ve grupla gazeteciliğe dönüş yaptım.

Şimdilerde ise; yeni yıldan itibaren yayına girmesini planladığımız bir haber sitesi ile inşallah tamamen gazeteciliğe başlayacağız gibi görünüyor.

Sizlere bu girişle kısa bir bilgi verdikten sonra, benim yaşlarımdakilerin belki daha sık yaşadığı, ama hepinizin de bir şekilde gördüğü anne ve babalarımızın neden ödemelerini otomatik talimat vererek yaptırmadıklarına değinmek istiyorum.

Babamın vefatı akabinde çıkan tayinim sonrasında Sivas'ta görev yaptığım üç yıllık süre zarfında kışları annem bana yarenlik ederken, o da babamın yalnızlığını hissetmemişti.

Tüm vefat etmişlerimize Yüce Allah'tan rahmet dilerken; annem gibi yaşına rağmen tüm işlerini kendi gören büyüklerimize de sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

Rahmetli babam üzerinden emekli maaşı alan ve o maaşıyla tüm ihtiyaçlarını da gören annemle yaşadığımız bir günü sizlere anlatarak neden ödemelerini bire bir kendilerinin yapmak istediklerini anlatmaya çalışacağım.

Yazımın başlığında da "Şimdi anladım" diyerek annemle maaş aldığı bankada yaşadığımız olaydan başlayarak bir günü aktaracağım sizlere...

Yanlış hatırlamıyorsam her ayın 20-21'i maaşını alan annemle bankamatik (ATM) belli bir limitin üstünde para vermediği için sıra alarak bankaya girdik.

Tabi, havada sıcak; ama bankanın içerisi klimalar nedeniyle çok rahat. Buna rağmen annem maaş hesabından para çekeceği için bize verilen sıra numarasının önünde başka başka numaralarla birçok müşteri gelip gitmeye başladı.

Günlerden de Pazartesi ve hafta başı. O gün de ilçemizin pazarı kuruluyor. Köylerden gelenler var ve o gün maaşlarını alacakları için epey de sıra var.

Ben dayanamayarak; "Anne, bankamatik ne kadar veriyorsa alıp gidelim" derken, annemin bir tanıdığı geldi. Hoş sohbet derken, "Annem bak gördün mü? Maaşı böyle çekince mutlaka bir tanıdıkla görüşüyorum" dedi.

Sonuçta bir saat kadar beklemenin ardından maaşını çeken annemi ilçe pazarına bırakıp arabamı park ettikten sonra ben de yanına gittim.

Annemin alacağı üç-beş bir şey olmasına karşın hemen hemen tüm sokaklara girmeye çalıştığını fark ettim.

Orada da gördüm ki, annem bu vesileyle de eşiyle, dostlarıyla Pazartesi günleri ayak üstü de olsa görüşme imkânı buluyor.

Konuyu fazla uzatmadan o güne devam edelim. Annemle sırayla su faturası ödemek için belediyeye, elektrik ve doğalgaz faturalarını ödemek için de ödeme noktasına gidiyoruz. Tabii, annem buralarda da birkaç kişiyle görüşüyor.

Sonuç itibariyle; annem bir günde öyle veya böyle maaş çekme, pazar alışverişi yapma ve fatura ödemesi nedeniyle birkaç arkadaşı, dostu veya akrabası ile görüşme fırsatı yakalamış oluyor.

Bu, annem ve annem yaşındakiler için büyük bir mutluluk.

Onlara iyilik yapmak için her ihtiyaçlarını internet aracılığıyla veya otomatik sistemle çözmüş olsak eve kapatmış olmuyor muyuz?

Şimdi bir kere daha anladım ki, bizler için vazgeçilmez olan teknoloji, annemler için hayat değil. Çünkü onlar hem bizimle, hem de diğer insanlarla zaman geçirmek isteğinde...

Bir yazımın daha sonuna gelirken; siz değerli okurlarıma sağlıklı ve mutlu günler dileyerek Allah'a emanet ediyorum.

Kalın sağlıcakla...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI