?>

NAMAZ AYETLERİ-15-

Bekir ÇÖL

3 ay önce

Mâ’ûn / 4لِلْمُصَلّ۪ينَۙ: lil-musallîn(e)namaz: “Allah'ın dinini (ya da din günü olan ahireti) inkâr edeni tasavvur edebiliyor musun? İşte odur yetimi (orada kalmışı) itip kakan, Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmeyen. Vay, o ibadet edenlerin haline ki,  Onlar ibadetin hakiki amacından gafildirler. Onlar öyle kimselerdir ki, (ibadeti çıkar amaçlı) gösteriye dönüştürürler, (Ama yardım etmeye sıra gelince) basit şeyleri bile esirgerler.   Erhan Aktaş Meali Mâ’ûn Suresi 4. Ayet Açıklaması     1- Gösteriş olsun diye veya çıkarları için yardım edenlerin vay haline. Söz konusu bu kimseler, Mekkeli müşriklerdir. Ayete, “Gösteriş yapmak için namaz kılanların vay haline.” şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. Mekke koşullarında Müslüman olduğunu bile gizlemek zorunda olanların, gösteriş için namaz kılmaları söz konusu edilemez. Surenin, bu ve bundan sonraki ayetlerinin Medeni olduğunu söylemek ise, bu yanılgıdaki tutarsızlığı izah etme düşüncesinden kaynaklanan ikinci bir yanılgıdır. Bu yanılgının esas nedeni, karşılaşılan her “salat” sözcüğüne “namaz” anlamı verilmesinden kaynaklanmaktadır. Oysaki Bu ayetteki salat sözcüğünün anlamı “yardım etmek, destek olmak” tır.   İhsan Aktaş Meali Mâ’ûn Suresi 4. Ayet Açıklaması   Bu ayet Enfâl 8: 35. ayetle okunmalıdır. Buradaki konu, Mekke’deki müşrikler ve yaptıklarını sandıkları ibadetleridir. [Musallîn] ifadesiyle“namaz kılanlar”ın kastedildiği yorumları vardır ancak [salât] ve [musallîn] kelimeleri [ekâme] (yerine getirmek) fiiliyle kullanılmadığında namaz anlamına gelmemektedir. (M. Okuyan Meali 4. Ayet Açıklaması) Musallîn; Allah’ın değerlerine sahip çıkıp destek olan ve Allah’a yönelenler manasındadır. Zıddı ile kullanımı Kıyamet sûresinin 31-32. âyetlerinde “sallâ/yöneldi - tevellâ/yüz çevirdi” şeklinde formülize edilmiştir. Ancak bağlamda bu yönelmenin Allah için olmayan sahte, gösterişçi bir görüntü olduğu anlaşılmaktadır. Burada Allah’ın değerler sistemine yöneliyormuş gibi yapıp sadece görüntü verenler kınanmıştır. (Kurandan Hayata) Ayrıca buradaki (مصلين) ‘’musallin’’ sözcüğünden ibadet kast edildiği zaman, önceki ayetlerden de anlaşıldığı gibi şirkin bulaştığı bir ibadettir, İslamdaki ibadet dğildir. (الله اعلم) Detaylı bilgi için aşağıdaki metne bkz:   Mustafa İslamoğlu Meali Mâ’ûn Suresi 4. Ayet Açıklaması   Salât için bkz: 87:15, not 15. Bu salât, mü’minlere ikame etmeleri emredilen namazla bir tutulamaz. Olsa olsa “ikame edilmemiş” bir salâttır. Allah Rasûlü’nün tasvirinden yardım alacak olursak, dini desteklemeyen ve dince desteklenmeyen salâttır. Bunun en tipik özelliği Yaradan’a kulluğu, yaratılana şefkatten kesip ayırmaktır. Böylesi bir ibadet, ibadet olma özelliğini de yitirir. Kur’an “Gerçek erdem, yüzlerinizi doğuya veya batıya döndürmeniz değildir” (2:177) derken de, kesilen kurbanlar için, “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır” (22:37) derken de bunu kasteder. İbadet’i adâletten ayırmak, ed-Dîn’i yalanlamakla eş tutulmuştur. Elbet, “Onların Beyt çevresindeki ibadeti (vahyi susturmak için) şamata çıkarmak ve (namazı) engellemekten ibarettir.” (8:35) âyeti, amacından kopartılarak içi boşaltılan ibadetlerin nasıl oyun ve eğlence halini aldığını veya oyun ve eğlencenin, amacından koparılmış ibadetlerin yerine nasıl ikame edildiğini gösterir.     Süleymaniye Vakfı Meali Mâ’ûn Suresi 4. Ayet Açıklaması   Âyetin metninde geçen el-musallîn = الْمُصَلِّينَ'nin türediği es-salât = الصَّلَاة kelimesinin kök anlamı, bir şeyi bırakmamak ve sürekli arkasında olmaktır. (Lisan'ul-Arab) Bunu yapan kişilere el-musallîn denir. Namaz da her gün, aksatmadan yapılması gereken ibadet olduğu icin ona salat, o ibadeti yerine getirenlere de musallîn denir. Burada anlatılan kişiler, Allah'ın verdiği görevleri, sürekli yaptığını sanan ama aslında O'ndan başkasının isteğine uyanlardır. [2] Yaptığı işten sevap almanın tek yolu inanarak Ahiret için çalışmaktır. "Kim de Ahireti ister ve inanarak onun için gereği gibi çalışırsa, işte onların çalışması teşekküre değer." (İsra 17/19)
YAZARIN DİĞER YAZILARI