?>

ÖNSEÇİM DAHA ETKİN KILINSA?

AVUKAT EYÜP DEMİRER

6 yıl önce

        Önseçim kavramı esasen 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkında Kanunda ve yine 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununda açıkça düzenlenmiş temel bir kavram olup, Yüksek Seçim Kurulu takvimi her bir seçimde esasen her iki kanundan dayanağını alan önseçim düzenlemesi ile ilgili ayrıntılı olarak tarihsel takvim belirlemiş olsa da boşuna yorulduğu açıkça ortadadır.         Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimini irdeler iken, takvimin birçok bölümünde tarihleri ile siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinin, özellikle de 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununda;         36. madde ve devamı maddelerde adaylık tespiti ile buna ilişkin önseçim usulleri yer almıştır.         2820 sayılı kanundan dayanağını alan bu adaylık tespiti hususu; -      İlçe Seçim Kurullarına talep üzerine müracaat eden siyasi partilerin aday yoklamalarını kendi parti tüzüklerine uygun olarak yaptırmaları bir ön seçim ile yerine getirilmesinden ibarettir. -      2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu yapılacak seçimin şekli unsurlarını belirlemiş, bu hususta oluşacak sandık kurulu üyelerinin seçimini, adaylık kriterlerini, oy pusulalarını, müşahit ve parti görevlilerini, sonuç tutanaklarını ve ilgili tüm evrakların muhafazasına ilişkin hükümleri düzenlemiştir. Tabi önseçim hususuna uyarlı olarak da 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna atıflar yapılarak Yüksek Seçim Kurulu tarafından her seçimde yer aldığı gibi, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerine ilişkin olmak üzere, ilgili takvimde seçime katılma yeterliliği bulunan tüm siyasi partilerin aday belirleme hususlarındaki düzenlemelere istem halinde başvurulmasına ilişkin tarih ve usuller yer almıştır.         YSK takvimi irdelendiğinde her ne kadar bu hususa değinilse de takdir edileceği üzere uygulama eğilim yoklamaları şeklinde kendisini göstermiştir. Bu doğrultuda eğilim yoklamaları içerisinde yer verilen kriterlerin tümü adayların belirlenmesi sürecinde etken olmuştur. Her bir siyasi parti dahil olduğu ittifak bloğunun hak ve menfaatlerini de düşünerek adaylarını eğilim yoklama kriterlerine uygun olarak belirleyip kendi tercihini basın yayın yolu ile ilan etmiştir.  Bu durumda da önseçim uygulamasına hiçbir siyasi parti başvurmamıştır. Tüm demokratik platformlarda şartlar en adil şekilde oluşturulur ise, önseçim uygulamasına gidilmesi vatandaşlarımızda kanaatimce çok daha fazla memnuniyet oluşturacaktır. Zira bu uygulama sağlıklı, demokratik ve adil şekilde hayata geçirilebilse, vatandaşımız sadece seçim günü oy kullanmaya gidip, karmaşık tercihlerde kalmak yerine, adayların da belirlenmesi sürecinde daha etkin rol alabilecek ve bu şekli ile de vatandaşımızın hassasiyeti, değerleri, beklentileri, psikolojik rahatlığı daha da olumlu seyirler gösterecek, bu durum da seçimlere ve hizmetlere müspet bir seyir kazandıracaktır. Her ne kadar YSK aday belirleme kriterleri ve önseçim uygulamasına yönelik kanundan kaynaklı düzenlemeye yer verip tarihlerine ve takvimine bunu yerleştirse de uygulanabilirliği bulunmayan bu durumda maddi gerçeklik eğilim yoklamalarından çıkan sonuçlara endeksli olarak gerçekleşmiştir. Gelinen noktada YSK takviminde yer verilmiş olsa da önseçim uygulamasına hiçbir şekilde hiçbir bölgede fiilen gidilmeyeceği de görünen gerçekliktir. Önseçim mi eğilim yoklamaları mı denildiğinde, aday belirlemede etkin olan kıstas kamuoyu, parti üst yönetimi, yerelde teşkilat birimleri ve ittifakın ortak menfaatleri önseçimi fiilen ortadan kaldırmış durumda olsa da ilerleyen zaman dilimlerinde bu yasal düzenlemelerin yeniden değerlendirilip, adaylık süreçlerinde de seçmenin etkin kılınması aranmalı, bu hususta önseçim düzenlemesinin ilerleyen süreçlerde etkin kılınabilirliği daha ciddi araştırılmalı ve tartışılmalıdır.         Bu şekli ile önseçim daha etkin kılınırsa konusunda faydalar masaya yatırılmış olabilecektir?
YAZARIN DİĞER YAZILARI