?>

PEK ÇOK KONUDA BİLGİMİZ YOK AMA FİKRİMİZ ÇOK!..

Metin ÇAĞAN

7 ay önce

Sokrates “Bildiğim bir şey var o da hiçbir şey bilmediğimdir” demiş ama biz hemen hemen herkesin, her konuda bilgisi olmasa da bir fikrinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Örneğin, herkes doktor, öğretmen, mimar, mühendis, usta… Ülkemizde ne kadar iş kolu varsa bizim insanımız kendi mesleği dışında bütün mesleklerin bilmesi gereken bilgiye sahip!.. Ne mutlu bize ki herkesin her şeyi bildiği bir ülkede yaşıyoruz. Aslında bilgimiz yoksa fikrimizin de olmaması lâzım ama genelde öyle olmuyor. Bilgimiz olmayan bir sürü konu hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Sokrates’in söylemindeki amacı sanırım özellikle yetersiz, sığ bilgilerle her konuda her şeyi bildiğini düşünen, iddia eden insanların bildiklerini zannettikleri şeyleri tam olarak bilmediklerini göstermektir. Kimi insanlar koca bir bilgi denizinde küçücük bir damla kadar bildiğini sandığı bilgilerle, yeteri kadar bilgi sahibi olmadan, bilgiliymiş gibi davranarak, kulaktan dolma bilgilerle hâkim olmadıkları konular hakkında bile fikir beyan ediyor, bilgi sahibi olduklarını iddia ediyor, her türlü konuda da mutlaka söyleyecek yalan ya da yanlış kulaktan dolma bir şeyler buluyorlar ancak bir şey bilmedikleri konuştukça açığa çıkıyor. Nedense günümüzde hemen hemen herkes her şeyi biliyor. Arama motorlarından alınan bilgilerle kendini zeki hissedip filozof kesilenler çoğalıyor. Evet teknoloji hayatımızı kolaylaştırdı, pek çok konu hakkında fikrimiz de var ama bilgimiz var mı?  Herkes her şeyin uzmanı kesilmiş gözüküyor bu sanal ortamda. Sizin uzmanlık alanınız hakkında bile sizden daha iyi bilgi sahibidirler. Yani öğretmenden daha iyi öğretmen, doktordan daha iyi doktor gibi... Durum böyle olunca da bilgiye gerçekten ulaşan kişi, bilgi okyanusunda kaybolduğu için cahil, cahiller ise bir şey öğrendiğinde kendini âlim sanıyor. Fazla değil bundan 25-30 yıl öncesine kadar kendindeki bilgi eksikliğini bilenler ve bu eksiğini gidermek için çaba harcar, her yeni bilgi öğrendiğinde de gözleri ışıldar ve bilgiyi verene de saygı duyardı. Her konuda fikir sahibi olduğunu söyleyen, akıl veren, bütün işlerde deneyimli olduklarını düşünen kişiler menfaatleri doğrultusunda her şeyi anladıklarını ifade eder ve her şeyi yapacaklarını da iddia eder, başkalarının fikrine fazla değer vermez; başarıya ulaşanları da aklınıza gelmeyecek şeylerle eleştirmeyi ve aşağılamayı severler. Oysa Şadi Şirazi bu hususta “Bildiğini zannetmek cahil olmayı kabul etmekten çok daha elim.” diyor ve ekliyor “Sorun cahil olman değil, kendini âlim sanman.” Kendilerini öne çıkarmak için hiçbir şey bilmemelerine rağmen “Ben, her şeyi bilirim” diyen kişiler, konuşmayı da çok severler iki düşünüp bir konuşmak yerine, bir düşünüp yüz konuşurlar. Bu tip bazı şahısların yüzeysel ve genel bilgileri iyidir ama bilgi vermekle yorum ya da çıkarım yapmak arasındaki farkı bilemezler. Bunlar için sadece kendi düşündüklerinin önemi vardır. Bilmedikleri konu, yapmadıkları iş yoktur.  Sanırım iletişim araçlarının günümüzde bol ve yaygın olması da kimi insanların bilgisi dâhi olmayan birçok konu hakkında fikir sahibi olması, özellikle de bilmekten ziyade, biliyor olduğunu öne sürerek, kendini gösterme çabası içinde olmasının, “bilgiçlik” taslamasının da önünü açmaktadır. “Ben zaten bunları biliyorum.” deme alışkanlığından vazgeçmek gerekir. Yeni bir şeyler öğrenmemizin önündeki en büyük engel, her şeyi ya da çok şeyi bildiğimizi düşünme alışkanlığımızdır. Ne kadar bilirsek bilelim, hâlâ bilmediğimiz, öğrenmemiz gereken bir şeyler mutlaka vardır. Hayatımızı etkileyecek olan şey, ne kadar çok şey bildiğimiz değil, bildiklerimizle ne yaptığımız ne yapabildiğimizdir. Pek çok kişi kişisel gelişim ve iletişimle ilgili çok şey bildiğini söylüyor ama bildiklerini uygulayanların sayısı yok denecek kadar az. Herhangi bir konuyu ne kadar çok bilirsek bilelim, bildiklerimize anlam kazandıracak ve gerçekten işe yarar hale getirecek küçük bir ayrıntıya gözümüzü, kulağımızı kapatırsak, kendimizle ilgili çok önemli bir fırsatı kaçırıyor olabiliriz. Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah: “(Resulüm!) Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” ikazı ile ilmin üstünlüğüne önemli bir şekilde dikkat çekmektedir. (Zümer suresi 9. Ayet) Bu nedenle “Ben bunları biliyorum.” demek yerine, hayatın her anından, her deneyimden çok şey öğreneceğimizi bilmeli, her konuda ilgi ve merakımızı artırmalı, çok iyi bildiğimizi sandığımız şeyler hakkında bile yeni tecrübeler kazanacağımızı düşünerek doğru adımları atmalıdır. Hep yeni şeyler öğrenmemiz ve öğrendiklerimizi de hayatımızda uygulamamız, kendimizi sürekli yenilememiz ve geliştirmemiz dileğiyle; sağlıklı kalın, mutlu kalın, sevgi ve bilgiyle kalın…
YAZARIN DİĞER YAZILARI