?>

SALİH AYHAN VE AHDE VEFA

Yunus BUDAKTAŞ

11 ay önce

Son günlerde sosyal medyada bazı aklı evveller Sivas’ın eski valisi Salih Ayhan ile ilgili birtakım güzellemeler yaparak Sivas’ın ahde vefa göstererek Salih Ayhan’ın isminin Sivas’ta yaşatılması gerektiği minvalinde bir takım görüş bildirmeye başladı. Konuyu enine boyuna düşünüyorum, neresinden tutsam elimden kalıyor. Öncelikle eski Türkiye’de bir devlet geleneğinden bahsederek konuya girmek icap ediyor. Eskiden ülkeye ya da şehre büyük katkıları olan, devrim niteliğinde işlere imza atan, toplumun hemen her kesiminin sevgisini ve övgüsünü kazanmış insanlar, ebedi hayata göçtükten sonra adını ve hizmetlerini yaşatmak adına o kişilerin isimleri çeşitli yerlere verilirdi. Ne yazık ki bu gelenek son yıllarda kayboldu ve kişi daha ölmeden ismi çeşitli yerlere verilerek yaşatılmaya çalışılıyor. Unutulan husus ise şu: Bu ismi verilen kişiler hayattayken isimleri herhangi herhangi bir olumsuzluğa ya da yanlışa karışırsa yazılan-verilen o isimler apar topar geri silinmek zorunda kalacak. Dolayısıyla hala hayatta olan kişilerin isimlerinin yaşatılma gayreti beyhude bir çabadan başka bir şey değildir. Hayatın neler sunacağını, iki gün sonra nelerle karşılaşacağımızı kimse tahmin edemez muhtemelen. Dönelim Salih Ayhan mevzusuna… Salih Ayhan uzun yıllar Sivas’ta önemli görevlerde bulunmuş pek çok çalışmaya imza atmıştır. Ancak yaptığı, yapmaya çalıştığı çalışmaların ne kadar başarılı olduğu ise muğlakta olan bir konudur bence. Salih Ayhan medyada olmaktan, popüler olmaktan haz duyan bir yapıya sahipti benim izlenimlerime göre. Yaptığı çalışmaları da bu nedenle hizmetten ziyade kişisel bir reklam unsur olarak kullandı. İşin reklam kısmını gayet başarılı bir şekilde yürüttü bence. Ama arka planda yaptığı, imza attığı işlere bir bakalım şöyle kabaca. Salih Ayhan’ın üzerinde ısrarla durduğu ve yoğun mesai harcadığı Yıldız Dağı projesine değinelim ilk olarak. Çok büyük bütçeyle girişilen projede hala arpa boyu kadar yol alınmış değil. Projenin Sivas’a ne kattığını, ne kazandırdığını gösterebilecek biri var mı? Sivas’ın kış turizmini patlatacağı söylenilen projede geride bırakılan yıllarda acaba Sivas’ın Sivaslının kasasına-cebine kaç kuruş girdi? Yıldız Dağı Kayak Merkezi kar mı ediyor yoksa zarar mı ediyor? Bunun mali tablosunu açıklayacak bir Yiğido var mı? Dönelim SİVTAŞ’a. Salih Ayhan’ın imzasının taşıyan Sivaslı çiftçinin, üreticinin kalkınmasına hizmet etmesi planlanan, yine Sivas’a ve Sivaslıya ciddi bir destek olması düşünülen SİVTAŞ ne oldu? Tarım Kredi Kooperatifine devredildi. Neden? Çünkü başlangıçta doğru bir fikirle ortaya konulan ancak sonrasında doğru politikalar üretilmeyen ve doğru hamleler yapılmayan SİVTAŞ deyim yerindeyse çöp oldu. Kovalı Bölgesine yapılan Canlı Hayvan Pazarı ve Ot Borsası da aynı kaderi yaşayan Salih Ayhan imzalı projelerden birisi. Gerek konumu gerekse inşa sürecinde yaşanan sıkıntılar ve iddialar nedeniyle sürekli tartışma konusu olan Canlı Hayvan Pazarı ve Ot Borsası da Sivas Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine devredildi. Yani yine sonuca ulaşmayan, amaçlanan hedefi tutturamayan bir proje olarak kayıtlara geçti. Sivas Hamidiye Millet Bahçesi de Salih Ayhan’ın vizyon projelerinden biriydi. Bugün yarın Sivas Belediyesi’ne devredildi devredilecek. Ne kadar para harcandığı, içerisine konuşlandırılan çeşitli tesislerin şehirden ne kadar rağbet gördüğü tartışılır. Arzulanan beklenen etkiyi yarattı mı? Hayır. Yani yine hüsran. Ve yine Hamidiye Millet Bahçesi ile ilgili ayyuka çıkan iddiaların ardı arkası kesilmiyorken bir başarı projesi midir yoksa başarısızlığın belgesi midir takdir okuyucuların. Yukarıda Salih Ayhan imzası taşıyan ve sonu hep hüsranla biten, aslında sonunun hüsranla biteceği baştan belli olan, “Balık baştan kokar” atasözünü bir kez daha doğrulayan birkaç projeyi ve yaşananları sıraladım. Bu projelerinin bu şekilde sonlanması ya da el değiştirmesi bir vatansever olarak benim canımı yaktı. Çünkü tüm bu projeler kamunun parasıyla yapıldı. Milyonlarca lira çöp oldu. Biz başka bir memlekette mi yaşıyoruz diye soruyorum kendime. Sivas’ı makus talihinden kurtaracak hangi proje hayata geçmiş ya da hangi gelişme yaşanmış merak ediyorum. Yiğidi öldür hakkını yeme desturuna binaen Salih Ayhan’ın şeker hastası çocuklar için yaptığı girişimlerde hakkını teslim etmek gerekir. Ancak tüm bunların dışında Sivas’a katma değer bir proje göremedim ben… Öte yandan eğer Salih Ayhan’ın ismi yaşatılacaksa Davut Gül’ün de isminin yaşatılması lazım. Devletçi duruşu ve yaptığı gayretlerin karşılığını İstanbul Valisi olarak alan Davut Gül’e de ahde vefa göstermek gerekmez mi. Bu yazıda maksadımız Salih Ayhan’ı yermek değil, gereksiz güzelleme yapmak isteyenlere yaşanan hadiseleri hatırlatmaktı. Elbette Salih Ayhan’ın bu projeler zarar etsin, kamunun parası çöp olsun diye yapmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak kraldan çok kralcı olmamak gerekiyor. Sivas’ın sorunları ortadayken ve bu sorunlara çözüm üretmek yerine popülist bir yaklaşımla hayali projelere girmek Sivas’ın faydalanacağı kamu kaynaklarını heba etmek, sanırım Sivas’ın ve Sivaslının yararına değil zararına olmuştur. Bundan ötürü de Sivaslıları ahde vefa göstermemekle itham etmek de akıllara farklı soruları getiriyor. Bu soruların yanıtlarının bir kısmını ben biliyorum, kalan kısmını da yazımızın muhattapları..
YAZARIN DİĞER YAZILARI