?>

SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ

AVUKAT EYÜP DEMİRER

6 yıl önce

         Bu yazımızda sizler ile 31.03.2019 tarihinde yapılan ve etkileri uzun süre konuşulacak olan Mahalli İdareler Seçimlerinin en kapsamlı şekilde her açıdan değerlendirmelerini yaparak görüşlerimizi ve önerilerimizi paylaşacağım.          Mahalli İdareler seçimlerine giden süreçte sistemsel manada birçok aksaklığı, 2009, 2014 süreçlerinde yaşanılan sıkıntıları, bu aksaklıkların nasıl giderilmesi gerekliliği üzerinde birçok farklı bakış açısı ile durup görüş ve önerilerimizi sizler ile paylaşmış idik.          İlk tespitimiz, özellikle 16 Nisan 2017 tarihli referandum, 24 Haziran 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Cumhurbaşkanı seçimi süreci ve Milletvekilliği genel seçimleri üzerinde olmuş idi.          O dönemde de belirtmiş idim. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler süreçlerinde bu 2 yıllık geçmişten gelen sürecin etkin olacağı hususunu.          Kısaca bu tarihten geriye doğru yaklaşık 2 yıllık sürece gidildiğinde;          Başkanlık sistemine geçiş esasen uzun dönemdir ülkemiz gündeminde olup, Türk toplumumuzun en etkin yönetim modeli olarak hep tartışılıp uygulanması üzerinde durulmuş bir yönetim biçimidir.          10 Ağustos 2014 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk kez halkoyu ile seçilmesinin ile ülkemizde esasen Yarı Başkanlık modeline fiilen geçilmiş idi. Tam Başkanlık sistemine geçilmenin tartışıldığı dönemde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ( Yönetim Biçimi ) geçilmesi için 16 Nisan 2017 tarihinde halkoylamasına gidilmesine ilişkin olarak karar alındı. Vatandaşımızın önüne konulan sandıkta 18 maddelik Anayasa değişikliği referanduma sunuldu. % 51,4 oy oranı ile vatandaşlarımız evet diyerek anayasa değişikliğine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine onay verdi.          Bunun akabinde yaşanılan süreçlerde erken seçim kararı alınarak 24 Haziran 2018 tarihinde hem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Cumhurbaşkanı ve hem de Milletvekilliği genel seçimleri beraberinde yapılmış oldu.          Tabi son olarak oldukça uzun süredir konuşulan, tartışılan ve henüz yapılarak birçok tartışmaları beraberinde getirmiş olan 31 Mart yerel seçimleri yer almaktadır.  Her üç önemli sürecin birbiri ile irtibatı ve devam eden gelen sonuçları kanaatimizce ve toplumumuzda yaptığımız gözlemlerden yola çıkılarak mevcuttur.          Şöyle ki, oy oranlarına bakıldığında halkoylaması sürecinde % 51,4 lük bir evet oyu yer almakta iken, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise oy oranında artış yaşanarak Cumhurbaşkanı % 52,59 oy oranı ile seçilerek göreve gelmiştir. Tabi o dönemlerden bu yana gözlemlerimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modelinin yani Türk Usulü kendisine müşahhas Türk Başkanlık sisteminin uygulamaya konulması konusunda referandum sürecine gidilir iken tam manası ile vatandaşlarımıza aktarılamadığı,  vatandaşımızın da sistem değişikliği konusunda endişe yaşadığı görülmüş, ancak halkın Cumhurbaşkana olan inancı ile 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Başkanlık seçiminde ikinci tura kalmadan ilk turda seçilmeyi başarmıştır. Yani 16 Nisan 2017 referandumunda her ne kadar yürürlük 3 Kasım 2019 olarak belirlenmiş ise de yeni sistem arada kalan Parlamenter sistemin kaldırılması noktasında daha faydalı olabileceği ve o dönemin şartları itibarı ile seçimler öne çekilerek seçimler Haziran 2018 de gerçekleştirilerek fiilen de yeni sistem hemen uygulamaya konulmuştur. Tabi bu üç önemli tarihteki oylama, seçimler bir bütün halinde dikkate alındığında, yönetimsel değişikliklerin faydaları belki daha iyi ve daha etkin şekilde vatandaşımıza anlatılabilir, bu değişimlerin müspet getirileri üzerinde daha farklı şekilde yoğunlaşarak sivil platformlar kanalı ile halkımız daha da fazla bilinçlendirilebilirdi. 31 Mart 2019 tarihli yerel seçim sonuçları da gözlemlediğimiz kadarı ile geçmişteki tarihlerde yapılan seçimler ile doğru orantıda bir etkiyi önümüze koymuştur.           Her ne kadar yerel seçim gibi görünse de son 2 yıllık döneme tekabül eden birçok etkenin bu seçimde her bir siyasi partiye uygulama noktasında tesir ettiği, genel politikaların da vatandaşımız tarafından yerel seçimler için de değerlendirildiği oylamalarda değerlendirmelerde tasnife tabi tutulduğunu gözlemleyebilmekteyiz.          Yani 16 Nisan 2017, 24 Haziran 2018 seçimleri ile 31 Mart 2019  yerel seçimlerde seçmen değerlendirmelerinde bir sirayetin olduğu gözlemlenebilmektedir.          ADAYLARIN BELİRLENMESİ SÜRECİ; Adayların belirlenmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde olmuş idi. Bunun için öncelikle başarıyı elde edebilmek için Önümüzde değişim ve dönüşümleri, aydınlık geleceğe yatırımları, kazanımları, buna dair sonuçları net olarak görebileceğimiz ve toplumun reflekslerini bariz bir şekilde gözlemleyebileceğimiz fırsatları bizlere tanıyacak yeni bir döneme girdiğimiz açık ve net bir gerçekliktir.  ?         Tüm platformdaki seçilenlerin bilmesi gerekli olan en önemli husus, vatandaşımızın tahayyülü / ileriye dönük tahminleri muhakkak ki doğru ve ortak kanaati belirleyecektir. Vatandaşımız; ülkemiz geneli için, özelde de şehirlerimiz için artık yönetime seçilen yerel yöneticiler ve ekiplerine yönelik çok ama çok daha fazla irdeleyen / masaya yatırıp tartışan idraki en üst düzeydeki yoğunluklarla yaşamaktadır. Eski dönemlerin klasik anlayışları ortadan kalkmış, bu klasik anlayışlar yerini reflekslerin aksine yönelebileceği gerçeğine bırakmakta, her aday da bu süreçte zaten bu tereddüdü açıkça yaşamıştır. Bir araya gelen değerlerin, toplam değerden daha büyük olmasını sağlayan işbirliği sinerji olarak tanımlanmaktadır. Bu birliktelikleri en etkin şekilde oluşturmak, bu sinerjiyi sağlamak için; -      Kişiler arasında güçlü ve etkin iletişimin hakim kılınması, -      Ekipte yer alacak her bir bireyin uygun vasıflara sahip olması gerekliliği, -      Ekibin her bir bireyinin karşılıklı olarak güven ve saygılı ilişkiler içerisinde olmaları yönlü gereklilikler, -      Doğru ve nitelikleri uygun olan bireylerin tercihe şayan üstün nitelikte tutulması yönlü gereklilik, -      Ekip ruhu ile etkin olunabileceği maddi gerçeğini idrak etmiş, bireysel olarak ön plana çıkmak düsturuna asla tevessül etmemiş, her bir başarının kamusal hizmet alanında ekibin gücü/ etkinliği ve varlığı ile gerçekleşebileceği inancı olan, ancak bu detayda imkân dâhilinde olabileceğini idrak etmiş bireylerin bir arada olması koşulları ana temalardaki gerekliliklerdir. Her bir yönetici, her bir idareci, gerek kamusal hizmet alanında ve gerekse özel sektörde kendisi vasıflı olsa da etkin yönetim anlayışı sunabilmek için ekibinin varlığı olmadan yada daha doğrusu ekibi olsa da bu ekibinin liyakat ile tercih edilmemiş kişilerden oluşturulmasının hiçbir anlam ifade etmeyeceğini bilmeli ve açıkça idrak etmelidir.          Mahalli idareler seçimleri sürecinde adayların belirlenmesi sürecinde her parti oldukça sıkıntılı süreçler geçirmiştir.          Zaten partilerce gösterilen adaylarda vatandaşımız tarafından ilk süreçlerden itibaren gerekli tepkiler verilmiş, talep görmeyen adaylar ise seçimlerde sandıklarda çıkamamıştır.          Gerçek manada ekip ruhunu ve buna ilişkin sinerjiyi oluşturan partiler ise sahada güçlü şekilde varlığını göstermiş ve seçimlerden başarı ile çıkmıştır.          O süreçte de belirttim ki yukarıda belirttiğim hassasiyetler tercihlerde 31 Mart 2019 sürecinde ciddi manada etkin olmuştur.            Başarılı seçim için olmazsa olmazlardan bir tanesi de oluşturulmuş koordinasyon merkezleridir. Koordinasyon merkezlerinin başarıda etkisi oldukça fazla olmuştur.         Bu doğrultuda; her bir siyasi partinin saha çalışmaları ve yine özellikle de seçim hukuku noktasındaki hukuki çalışmaları gelinen noktada etkin olmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI