?>
SİVAS İÇİN BİRLİKTE HAREKET ETME VAKTİ
Sivas'ın kalkınması, gelişmesi, işsizliğin giderilmesi…vb. için acilen çözüm yolları aranmalıdır!..
İldeki siyasi kuruluşların ve resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve (çevre)sel amaçları doğrultusunda çalışan, Sivil toplum örgütlerinden olan Sivas Ticaret ve Sanayi Odası, Sivas Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi 27. Bölge Birliği, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösteren topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal toplulukların tamamı bir ve beraber olup Sivas'ın kalkınması, gelişmesi, büyümesi, işsizliğin ortadan kalkması ve daha da fazlası için acilen çözüm yolları aramalı ve bunu ilin en büyük mülki amiri olan valisiyle ayrıca belediyesiyle paylaşarak nihai çözüme kavuşturmalıdırlar.
*
Bir ilin demografik yapısını o ilin nüfus yapısını ve dinamiklerini meydana getiren yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim- öğretim düzeyi, meslek durumu, çalışanların ekonomik sektöre göre dağılımı, nüfusun yoğunluğu, kırsal-kentsel nüfus, nüfusun artış hızı, doğurganlık oranı ve kentleşme oranı gibi faktörler oluşturmaktadır.
*
Bir ilin, bölgenin ve de ülkenin sosyal yapısıyla ilgili veriler, esasında sosyolojik bir olgu olan kalkınma süreci açısından da büyük öneme sahiptir.
*
Sivas’ın sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel mevcut durumu karşılaştırılmalı ve sosyolojik bir yöntemle analiz edilerek, sosyal ve ekonomik kalkınmaya etki eden, Sivas’a özgü sosyo-ekonomik ve kültürel faktörler ortaya konulmalıdır.
*
Yapılacak çalışmayla, Sivas’ta yaşayanların; eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal yardım, erişilebilirlik, sosyal hizmetler gibi genel kamu hizmetleri ve sosyal hayat, ticari faaliyetler, kentleşme ve diğer imkânlar ile ilgili durumları değerlendirilerek bir rapor hazırlanmalı; bunun da sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal alanlarla ilgili geliştirilecek politikalar için önemli bir yol haritası olması amaçlanmalıdır.
*
Sivas’ın dezavantajlarından en önemlisi sürekli göç veren bir il olmasıdır.
Sivas’taki şehirden büyük şehirlere, kırsaldan, köyden de il merkezine göçün sebepleri arasında işsizlik (sanayinin olmayışı), düşük gelir(İş imkânlarının kısıtlı olması, istihdam sorununun bulunması), özellikle kırsal kesimde eğitime ulaşamama, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama, tarım alanında gübre, mazot fiyatlarındaki artış, yem vb. pahalılığından ötürü hayvan beslemenin zorluğunun yaşanması, aynı zamanda hayvancılıkla uğraşan birkaç besicinin de yeni nesillere bu çalışmayı gelecek vadetmediğinden aktaramaması gibi gerçekler söz konudur.
Hem beyin göçü hem de yatırım anlamında ekonomik göç olarak batı illerine, gelişmiş illere ve yatırım teşvikleri verilen illere olmaktadır.
*
Sivas’ta bir iç göç gerçeği mevcuttur; ilde kent nüfusunun artmasına karşılık, kır nüfusu azalmaktadır. Bu nedenle nüfus artışının doğuracağı muhtemel sorunlar önceden tespit edilmeli ve uygun çözüm yolları geliştirilmelidir. İlin kırsalındaki nüfusun yaşadıkları alanlarda tutulması ve kent dışındaki doğal kaynakların verimli bir şekilde kullanılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Kırsal kesimden, köyden gelen insanların kendi yapılarını; kırsaldaki, köydeki kültürlerini şehre taşımalarından, şehir hayatına adapte olamamalarından dolayı bir şekilde arada kalan bir şehirdir Sivas. Bunun için de mutlaka çalışmalar yapılmalı; köylerden göçü önlemek, herkesin doğduğu yerde doymasını sağlamak ve kırsalı kalkındırmak temel prensip olmalıdır.
*
Sivas’ta nüfus özellikleri ve nitelikleri de dikkate alınarak, iş imkânlarının oluşturulması, sosyal faaliyet ve hizmetlerin artırılması, eğitim ve istihdamın iyileştirilmesi durumunda il dışına göçler de azalacaktır. Özellikle Sivas’ta arıcılık ve hayvancılık tekrar eski haline getirilmelidir; kırsal kesimden kent merkezine göçü azaltacak yollardan birisi budur.
*
Okumuş insanlarının da şehirden ayrıldıktan sonra % 90’ının da geri gelmediği görülmektedir.
İstihdam sorunu nedeniyle gençler yüksekokulları büyük şehirlerde okuyup işsizlik yüzünden, daha iyi hayat şartları ve iş imkânı olduğundan oralarda kalmak istemektedirler.
*
Sivas üretimin hemen hemen hiç olmadığı, tüketimin çok olduğu bir şehirdir.
*
Elverişli tarım alanı, iklim ve toprak yapısı, mera ve otlakların fazlalığı; hayvan varlığı ve üretim kapasitesi ile ülkenin en önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden biri olması Sivas’ı tarım ve hayvancılık sektörleri açısından cazip hale getirmektedir.
Bu nedenle de köylerde yaşayan vatandaşlarımızın topraklarını ve tarım yapmayı bırakmamalarını sağlamalıdır.
Tarım üretiminde buğday, arpa, çavdar, ay çekirdeği, patates ve şeker pancarı bölge üretiminde en fazla payı alan ürünlerdir.
Sivas küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığı ve arı kovanı sayısı bakımından önemli bir paya sahiptir.
Bu bağlamda ilde tarım ve hayvancılığın önündeki engellerin kaldırılması, bu alanlarda yatırım yapacak girişimcilere teşvik ve kredi temininin sağlanması, modern hayvancılık uygulamalarının yaygınlaştırılması, sulanan tarım arazisi varlığının arttırılması ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, ürün çeşitliliğin sağlanması, organik tarım bölgeleri oluşturularak organik tarımın özendirilmesi ile birim alandan daha fazla ürün alınmasına imkân veren seracılık yatırımlarına ağırlık verilmesi de uygulamaya sokulabilecek tedbirler arasında görülebilir.
Devamı yarın
Bütün bunların haricinde tarımsal, hayvansal ürünlerin toplanması ve depolanması için gerekli altyapının sağlanması ile bu ürünlerin işlenmesini ve değerlendirilmesini sağlayacak endüstriyel altyapının kurulması ve nihayet ürünlerin pazarlanmasına destek verilmesi de büyük önem arz etmektedir.
*
Sivas’ta girişimciliğin önünü açacak önemli bir faktör de özellikle devletin yaptığı yatırımlar ile yatırımcıya sağladığı teşvik ve kredilerdeki artış olacaktır.
Sivas’ın ekonomik olarak kalkınabilmesi için de sanayi sektörünün gelişmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede sanayi kuruluşlarına yönelik teşviklerin artırılması, hatta bölgenin potansiyelleri göz önüne alınarak yap-işlet devret modelinin tersinden işletilmesi yani devletin yatırımlar yaparak bir süre sonra bunu özel sektöre devredebilmesinin de önü açılmalıdır.
Bu bağlamda devletin katkılarının artarak devam etmesi, ancak sağlanan tüm kredi ve teşviklerin yerine ulaşıp ulaşmadığının, ulaştıysa bunların amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığının denetim mekanizmaları yoluyla sürekli takip edilmesi de çok önemlidir. Denetimler sonunda yerinde veya amaçları doğrultusunda kullanılmadığı tespit edilen teşvik ve kredilerin bundan faydalananlardan yasal faizi ile birlikte geri alınması gerekmektedir.
*
Girişimcilik kültürünün yaygınlaşması hususunda yapılacak önemli faaliyetlerden birisi de, gerek ilgili bakanlık ve gerekse ildeki ilgili paydaşlar (İŞKUR, KOSGEB, Ticaret ve Sanayi İl Müdürlüğü gibi) tarafından etkin bilimsel projeler yoluyla ildeki vatandaşların girişimcilik hususunda istek, cesaret ve girişimlerinin artırılmasının sağlanmasıdır.
Bu manada gelişmiş ülkelerde giderek yaygınlaşan, ülkemizde de özel sektörde uygulanan gençlerin kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli etkinliklerin ve imkânların sağlandığı, yeni fikirleri olan gençlerin desteklendiği “Girişimci, Barışyapıcı, Lider Gençlik Projesi” tüm ortaokul ve liselerde hayata geçirilebilir.
*
Özel sektördeki birçok çalışan işten atılma, çıkartılma korkusuyla çalışmaya devam ediliyor. Çalışma saatleri dışında fazla mesai ödemesi almadan ya da az bir mesai ücretiyle, mesai dışı fazla çalışma yapıyorlar.
Ekonomik zorluklar yaşayan kişiler iş şartlarını çok beğenmeseler dâhi Sivas’ta iş imkânı fazla olmadığından, alternatif iş bulunmadığından mevcut işleri zorunlu olarak kabul etmektedirler.
Bu nedenle Sivas’ta sanayinin geliştirilmesi, sanayi tesislerinin yapılması, yerli ve yabancı yatırımcılar için yeni sanayi alanları oluşturulması; Organize Sanayi Bölgelerine ve sanayi sitelerine ilave Devlet teşviklerinin verilmesi de büyük önem arz etmektedir.
Sanayinin gelişmesinde en ekonomik ulaşım sisteminden birisi olan Sivas demir yolunun işlevinin akıllıca kullanılması, üretilecek malların, iç ve dış piyasalarda devamlı olarak sevk edilmesi açısından değerlendirilmesi önemli bir husustur.
*
Sivas’ta yatırım imkânı sağlayacak diğer önemli sektörlerde turizm ve Jeotermal enerji sektörleridir.
Jeotermal enerji maliyetinin gerek elektrik üretimi, gerekse ısıtma açısından alternatif kaynaklara göre oldukça düşük olması nedeniyle jeotermal kaynaklar bulundukları yörelerde öncelikli enerji kaynağı olarak dikkate alınmalıdır.
Bu bağlamda Sivas’ta turistik tesis sayısının ve hizmet kalitesinin arttırılması, bu sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün sağlanması ile turizm değerlerinin tanıtılması, pazarlanması ilin, bölgenin ve ülkenin ekonomisine önemli girdiler sağlayacak şekilde istihdamı artırılmalıdır.
*
Sivas’ta yatırım fırsatı sunacak sektörlerden birisi de madencilik sektörüdür. Sivas'ta Türkiye'nin en büyük linyit işletmesi bulunmaktadır.
Başlıca endüstriyel hammadde ve metalik maden yatakları olan demir, kurşun-çinko ve fosfat gibi ilin sahip olduğu başlıca endüstriyel hammadde ve metalik maden yatakları bu sektörü yatırım yapılabilecek sektörler arasına sokmaktadır.
Bu sektörden etkin biçimde yararlanılabilmesi yönünde stratejilere, uygulamalara ihtiyaç vardır.
Yeraltı kaynakları bakımından çok zengin olan Sivas ili "Maden kenti" olarak tanımlanmaktadır. Türkiye'nin demir rezervinin yüzde 36'sı Sivas'tan karşılanmaktadır.
Sivas'ta çıkan madenler arasında maden kömürü, demir, altın, krom, kurşun, çinko, mermer, manganez, linyit, talk, zeolit ve tuğla kiremit hammaddeleri, solestin, kaolen, tuz, asbest, alçı taşı, çimento yer almaktadır. Bunlardan yeterince yararlanılmalıdır.
Ayrıca Sivas kentinde jeotermal su kaynakları da önemli bir rezervdir. Sivas'ta gelişen madenciliğin ülke ekonomisine katkısı büyüktür.
Cumhuriyetin ilk modern sanayi kuruluşlarından olan ve şehrin toplumsal belleğinde önemli bir yer tutan, tarihi ve mimarisi yanında, geçmişte Sivas’ın ve Türkiye’nin ekonomisine yapmış olduğu katkıyla kültürel miras olarak nitelendirilmeyi hak eden en büyük ve eski endüstri kompleksi olarak 22 Ekim 1939 yılında Sivas Cer Atelyesi olarak kurulan 84 yıllık bir geçmişi olan TÜDEMSAŞ (TÜRASAŞ) Sivas’ta binlerce vatandaşımıza ekmek kapısı olmuş, ilk yerli otomobil Devrim’e ait motor bloklarının dökümünü yapmış, ilk yerli buharlı lokomotifi üretmiş ancak her geçen yıl biraz daha etkisizleştirilmiş, sonuç olarak ise bugün şube statüsüne düşürülmüştür. Hak ettiği değer tekrar kazandırılmalıdır.
Sivas-Ankara karayolu üzerindeki TCDD'ye bağlı mevcut beton travers fabrikasının yanındaki alana İtalyan ve yerli ortaklarla, Sivas Travers İmalat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (SİTAŞ) adıyla yüksek kapasiteli, modern beton travers fabrikası kurulmuş olduğundan; 1979 yılında Sivas'ta faaliyetine başlamış olan demiryollarının üst yapı malzemelerinden travers ihtiyacını karşılayan beton travers fabrikası kapatılmamalı, iş gücü, kapasitesi artırılmalıdır.
1938'de temelleri atılan ve 1943 yılında hizmete giren Çimento Fabrikasının özelleştirilmesinden dolayı Sivas’a azalan katkısının tekrar kazandırılması gerekmektedir.
Sanayi sektörünün altyapısı olarak değerlendirilebilecek olan Küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgelerinin geliştirilmesi ve modernize edilmesi ve istihdam edilen iş gücünün, mevcut işçi sayısının artırılması hedeflenmelidir.
*
Sivas şehri turizm bakımından tarihi eserleri, doğal güzellikleri, kaplıcaları ve kayak turizmi ile de öne çıkmaktadır. Bu anlamda gerekli tanıtımların, reklamların yapılması gelişme ve kalkınma açısından önem taşımaktadır.
*
2000’li yılların ilk çeyreğine kadar eğitimde çok başarılı bir il olan Sivas’ta eğitim imkânlarının yeniden iyileştirilmesi gerekir.
Gençler delici-kesici alet (jilet, çakı, bıçak, şiş vb.) taşımaktadır.
Özellikle liseli gençlerdeki nefret duygusu, yüksek bir orandadır. Gençler, kendi dışındakilere karşı nefret beslemekte, her an patlamak üzere olan bomba gibi davranış sergilemektedirler. Bu davranış sebeplerinin ayrıca tahlil edilmesine ihtiyaç duyulmalıdır. Kızgınlık ve öfke duygusu, nefret duygusu, nefret kültürü, gençler arasında yaygınlaştıkça engellenemez, önüne geçilemez bir hâl alacaktır.
Arkadaşlarıyla sorun yaşadıklarında birbirlerine küsmekte, karşılıklı münakaşa yapmakta, birçoğu ise fiziksel şiddet uygulayarak sorunu kendince çözmeye çalışmaktadır, Sorunları karşılıklı konuşarak çözenlerin sayısı eğitim ve kültür seviyesi düştükçe azalmaktadır. Bu sonuç gençlerin sorun karşısında her ne kadar azda olsa şiddete başvursalar da genel olarak karşılıklı konuşarak sorunlarını çözme yolunu tercih ettiklerini göstermektedir. Bu nedenle Sivas STK’ların okullara yönelmesi, iş ve meslek alanları ile bilgi verirken gençleri iyiye, doğruya yönlendirici seminerler yapmaları çok yerinde olacaktır.
*
Öğrencilerin şiddete, suça, intihara, madde kullanımına yönelme duygu, düşünce, eğilim ve alışkanlıklarını azaltmak/önlemek için kişisel, sosyal ve duygusal yeterlikleri geliştirilmelidir.
Gençler arasında kaliteli etkileşimlerin, ilişkilerin, arkadaşlıkların ve dostlukların inşa edilebilmesi için, doğrudan temasın kaliteli kurulabilmesi için öğrencilerin sosyal ve duygusal yeterlikleri geliştirilmeli onları toplumla bütünleştirecek, sorumluluk sahibi olabilecekleri faaliyetler gerçekleştirilmelidir.
Bunun için gençlere okullarda eş zamanlı olarak “iletişim becerileri, kendini tanıma ve ifade etme, öfke yönetimi, duyguları yönetme, empati, perspektif alma, algı yönetimi, özyeterlik, yardım davranışları, anlaşmazlık yönetimi ve yüz yüze yapıcı müzakere, akran arabuluculuk / barışyapıcılık gibi psiko-eğitim konuları ile ilgili seminerler verilmelidir
Aynı zamanda gençlerin, okul, aile ya da diğer sosyal ortamlarda birbirleriyle karşı karşıya geldiklerinde ya da kişiler arası anlaşmazlıklar yaşadıklarında, ortak anlaşmazlıklarını yapıcı, barışçıl ve onarıcı yönetebilmeleri için, okullarda öğrencilerin, anlaşmazlık yönetimi, yüz yüze yapıcı müzakere ve akran-arabuluculuk/ barışyapıcılık yönetim becerileri geliştirilmelidir
*
Sivas’taki Cumhuriyet Üniversitesi’nin ve Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin, şehrin sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan gelişmesine katkısının arttırılması gerekir.
Bu bağlamda her iki Üniversitede de araştırmacı personel ve araştırma altyapılarının güçlendirilmesi, nitelikli akademik personelin üniversiteye kazandırılması, üretilen akademik bilginin şehrin ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan gelişmesi açılardan uygulamaya konması, uygulamalı derslere ağırlık verilmesi, özellikle de üniversite yönetimi ve akademisyenlerin şehirle irtibatlarının güçlendirilmesi gereklidir. Ayrıca ildeki tarım ve hayvancılık sektörünün potansiyeli göz önüne alınarak Cumhuriyet Üniversitesi’ndeki veterinerlik fakültesinin, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesindeki Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesinin araştırma ve uygulama altyapılarının ve laboratuvarlarının geliştirilmesi çok önem taşımaktadır.
09 Şubat 1974’te kurulan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve 18 Mayıs 2018’de kurulan Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kendi öğrencileri için kurdukları öğrenci kulüpleri aracılığıyla hem öğrencilerine hem de lise gençliğine ulaşmalı zaman zaman da şehirle bütünleşmek, şehir kültürünü geliştirmek adına halka hitap eden kültürel faaliyetler gerçekleştirmelidirler.
Ancak bu durum tam tersi yönde gerçekleşmektedir. Cumhuriyet Üniversitesi yerleşkesi içerisinde ve yakın çevresinde yapılan ve yapılmaya devam eden kafe, lokanta, eğlence mekânları, alışveriş merkezleri gibi tüm imkânlar o bölgede yer aldığından üniversite öğrencileri şehre gelme ihtiyacı duymadıkları gibi şehirdeki mevcut gençler de üniversite içerisinde ve çevresindeki bu iş yerlerinin faaliyetlerinden yararlanmak üzere şehirden o bölgeye gitmektedir.
Ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerinin farklı bölgelerde yaşayan gençler ile aralarında olumlu teması arttırmak için okullar arasında kardeş okul projeleri yararlı olacaktır.
Özellikle izcilik kampları da kullanılarak farklı illerden ve bölgelerden gelen aynı yaş grubundan öğrencilerin en az bir hafta birlikte geçirmeleri ve sosyal ve kültürel etkinlik yapmaları sağlanmalıdır.
*
Sivas’ta kahvehane kültürü oldukça yaygın. İnsanlar yapacak bir iş olmadığından, alternatif sosyal alanların bulunmamasından, okuma alışkanlığının olmamasından, tembellik kültürünün yaygınlığından vakit geçirmek için kahvehaneye gidiyorlar. Kaldırımları işgal eden çay ocakları, eğlence yerleri, kafelerde oldukça fazla artış var. Kaldırımların işgal edilmiş olmasından da insanlar artık caddelerde, sokaklarda, kaldırımlarda rahat yürüyemiyor maalesef.
Özellikle bu durum evine girmek isteyen kadınlarımızı, kızlarımızı çok rahatsız ediyor.
Kadınlarımız, kızlarımız kaldırımda yürürken, evlerine/apartmanlarına girip-çıkarken kaldırım ortasına atılmış olan masa ve sandalyelerde, taburelerde oturan erkeklerin önünden, arasından geçmekten yürümekten çok rahatsız ve huzursuz oluyorlar.
Kentte, farklı gerekçe ve biçimlerle gerçekleşen ve bir sosyal soruna dönüşen kaldırım işgallerine son verecek tedbirler acilen geliştirilmelidir.
*
Boş zaman, bireyin biyolojik varlığını sürdürmek için yapmak zorunda olduğu kişisel bakım, yemek yemek, uyumak gibi faaliyetlerinden; mesleki, ailevi ve toplumsal sorumluluklarından arta kalan zamandır.
Boş zaman bilincine sahip olan ve bu süreyi kendisine ve içinde bulunduğu topluma yararlı olacak bir faaliyetle uğraşarak değerlendiren bireyler, hem kendisiyle ve toplumla daha barışık hem de çalışma hayatında daha üretken ve başarılı olmaktadırlar.
*
Önemli bir hizmet olan ve toplumda büyük anlam taşıdığı ifade edilen sosyal yardım uygulamalarına devam edilmelidir.
Ancak yardımlar yapılırken insanların tembelliğe itilmemesine, hak etmeyenlerin ayıklanmasına, evlilik müessesesine katkı verici olmasına, üretimi durdurmamasına, yardımların bir lütuf yöntemiyle yapılmamasına, adam kayırmacılığının önlenmesine dikkat edilmelidir. Yardımlar yapılırken vatandaşların onuru ile oynanmamalı, daha modern metotlar geliştirilmelidir.
*
Sivas, içinde bulunduğu bölgenin coğrafi, ekonomik, sosyal, etnik, dini, siyasi ve kültürel yapı özelliklerinden etkilenen bir konumda bulunmaktadır. Bölgede feodal yapıdan modern yaşantıya, geniş aileden çekirdek aileye geçişin birçok açık ya da örtülü sosyolojik sorunları yaşanmaktadır. Bu nedenle bilgilendirme toplantıları ve seminerler düzenlenmelidir.
*
Aile yapısının; kadının da söz hakkına sahip olduğu cinsiyet temelli ayırımcılıkların olmayacağı, çocukların da söz hakkına sahip olduğu demokratik bir aile yapısına dönüşmesi için ilgili kurumlarca (Halk Eğitim Merkezleri, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü gibi) aile destek merkezleri/birimleri kurulmalı; bu yolla anne-babalara, evlenecek gençlere insani, sosyal, pedagojik, psikolojik ailevi bilgi ve beceriler kazandırılmalıdır.
*
Ailenin toplumun temeli olması gerçeğinden hareketle, aileyi, aile bireylerini güçlendirmeye yönelik olarak, özellikle belediye ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde “Aile Danışma ve Psiko-Sosyal Destek Birimleri” oluşturulmalı; ailelerin karşılaştıkları problemlerde bu merkezler bünyesinde bulundurulacak avukat, sosyolog, psikolog, hekim ve sosyal hizmet uzmanlarınca gerekli desteklerin yapılması, önleyici, iyileştirici hizmetlerin verilmesi çözüm odaklı sonuca ulaştıracaktır.
*
Vatandaşların sivil toplum kuruluşlarına katılmaları teşvik edilerek gönüllü çalışmalar desteklenmeli, sosyal sorunların çözümünde yerelin enerjisi/gücü STK’lar yoluyla devlet kurumlarının yanına çekilmeli; vatandaşların gönüllü etkinlikler bağlamında sosyal hayata etkin katılımları teşvik edilmelidir.
*
Demokrasi kültürünün yaygınlaşması, vatandaş devlet yakınlığının güçlü tutulması açısından, Sivas’taki kurumların/kuruluşların hizmet kalitesi ve vatandaş memnuniyeti bakımından izlenebilmelerini sağlayacak bir sistem kurulmalıdır.
*
Bugün, ülkemizin toplumsal birliği ve ulusal bütünlüğü, demokrasimizin başarısı, daha da önemlisi, ülkenin ve Sivas’ın ekonomik kalkınması için siyasi partilerin dışında tüm sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, medyanın, akademinin ve diğer unsurların işin içine girmesi sorunun çözümü için etki grupları oluşturması; geçmişte ‘Cumhuriyet ve Kültür Şehri’ olarak nitelendirilen şimdilerde ciddi bir şekilde kent kültürünü kaybetmekte olan Sivas’ın hak ettiği yere gelmesi ve daha fazlası için doğru adımların biran önce atılması gerekmektedir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
ANLAMLI BİR HAYAT YAŞAMAK
02-12-2024
-
Öğretmenlik Değerini Yitirmemeli!..
17-11-2024
-
Ahilik Kültürü Yaşatılmalıdır
01-11-2024
-
Bilinçli Birey ve Bilinçli Toplum Olabilmek
13-10-2024
-
Gençlik insanoğlu için çok önemli bir evredir
23-09-2024
-
Yeni Eğitim Öğretim Yılı Başladı (2)
10-09-2024
-
Yeni Eğitim Öğretim Yılı Başladı (1)
09-09-2024
-
Tesadüfen mi yaşıyoruz?
26-07-2024
-
Daha Temiz Bir Çevre-Şehir-Ülke ve Dünya İçin Neler Yapmalıyız?
15-07-2024
-
Neden Okuma-Yazma Tembeli Bir Toplum Olduk?
09-07-2024
-
İnsanın Gözü Doymaz!..
04-07-2024
-
Bir Bayramı Daha Geride Bırakırken Düşündürdükleri
19-06-2024
-
HAYATI DOĞRU VE ANLAMLI YAŞAMAK
03-06-2024
-
Asalak Yaşamak!..
26-05-2024
-
Sevgi + Saygı + Özen + Şefkat + Anlayış + Güven = Mutlu Evlilik
22-05-2024
-
Toplumumuzdaki Değişim
19-05-2024
-
Öğretmenliğin Dünü Bugünü
15-05-2024
-
ÖĞRETMENİN EMEKLİSİ OLMAZ
05-05-2024
-
PEK ÇOK KONUDA BİLGİMİZ YOK AMA FİKRİMİZ ÇOK!..
29-04-2024
-
MUTLULUĞA VE BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN
21-04-2024
-
ANCAK AKIL SAHİPLERİ OKUR, İYİCE DÜŞÜNÜR, ÖĞÜT ALIRLAR!..
16-04-2024
-
RAMAZANIN VE BAYRAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
07-04-2024
-
RAMAZAN AYININ SONUNA YAKLAŞIRKEN
29-03-2024
-
İSLÂM BARIŞ, SEVGİ, HOŞGÖRÜ DİNİDİR
25-03-2024
-
İSLÂM, BİLİM DİNİDİR
17-03-2024
-
YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA!..
12-03-2024
-
HAYATIMIZA GİREN HER İNSANIN BİR SEBEBİ VARDIR
08-03-2024
-
ARKADAŞ!..
25-02-2024
-
HOŞGÖRÜ
19-02-2024
-
DOĞRU İFADE ÇOCUK BÜYÜTMEK Mİ, ÇOCUK YETİŞTİRMEK Mİ?
12-02-2024
-
BİRBİRİMİZİ ANLAMIYORUZ, ÇÜNKÜ DİNLEMİYORUZ!..
05-02-2024
-
AİLE OLABİLMEK!..
28-01-2024
-
OKUMUYORUZ!..
22-01-2024
-
KENDİMİZİ NE KADAR TANIYORUZ?
15-01-2024
-
ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ DE BÖYLE OLDUK?
07-01-2024
-
ACISIYLA TATLISIYLA BİR YILI DAHA GERİDE BIRAKTIK…
31-12-2023
-
SEVGİSİZ HAYAT, ANLAMSIZDIR…
28-12-2023
-
KALP KIRMANIN VE HAK YEMENİN BEYHUDELİĞİNİ BİLSE İNSANLAR HİÇ YANLIŞLIK VE KÖTÜLÜK OLUR MU?
22-12-2023
-
HAYALLERİMİZİN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTİYORSAK
18-12-2023
-
DOĞUM, YAŞAM VE ÖLÜM!..
15-12-2023
-
KADINLARINI EĞİTMEYEN ÜLKELER GERİ KALMIŞ ÜLKELERDİR!..
11-12-2023
-
HAYATA YENİ DEĞERLER KATMAK!..
04-12-2023
-
GÜZEL VE ETKİLİ KONUŞMANIN ÖNEMİ
29-11-2023
-
KİŞİSEL GELİŞİM NEDİR, ÖNEMLİ MİDİR?
23-11-2023
-
İNSAN "KİM VE NE OLDUĞUNU ASLA UNUTMAMALI!.."
17-11-2023
-
BİR İLİN GELİŞMESİNİ ENGELLEYEN TUTUM VE DAVRANIŞLAR: DEDİKODU - HASETLİK - ÇEKEMEMEZLİK – KISKANÇLIK
14-11-2023
-
CAMİLER, CAMİDE BULUNMANIN BAZI KURALLARI VE ADABI!..
06-11-2023
-
Pazarcı Esnafının Tutumu ve Düşündürdükleri!..
01-11-2023
-
CUMHURİYETİMİZİN İLK 100. YILI KUTLU OLSUN
27-10-2023
-
“Z KUŞAĞI” DEĞİL, “TÜRK GENÇLİĞİ”
25-10-2023
-
“YURTTA BARIŞ, CİHANDA BARIŞ”
18-10-2023
-
Hayatımızı Etkileyen Alışkanlıklar!..
11-10-2023
-
Komşuluk - Ev Alma, Komşu Al
05-10-2023
-
Müslüman’ım Diyoruz Ama!..
25-09-2023
-
SİVAS İÇİN BİRLİKTE HAREKET ETME VAKTİ
14-09-2023