?>

SİVAS´TA SELÇUKLU´DAN BUGÜNE MEDRESELER

Orhan KARAHAN

4 yıl önce

Geçen haftalar itibari ile yazılarımızda kısa bir Sivas Tarihçesi çizerek yola çıkmıştık, dilerseniz yavaş yavaş, yolumuzu Selçuklu Sokağına çevirip medreselere doğru gelelim. Selçuklularda bir ilim merkezi olan Sivas´ta o günden bugüne 800 yıldır ayakta olan, zamana yenilen, adları kitaplarda kalan medreselerimizden bahsedelim.   Medrese, Müslüman ülkelerde orta ve yükseköğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese kelimesi Arapça ders (???) kökünden gelir. Medreselerde ders verenlere müderris, onların yardımcılarına muid, okuyanlara danışmend, sohta veya talebe adlandırılır. [1] Bu medreselerde dini eğitimlerin yanı sıra belli konularda ihtisaslaşarak deneysel bilimleri tıp ve astronomi v.b. pozitif bilimlerinde öğretildiğinin altını çizmekte fayda var.   Türk İslam devletlerinde medrese geleneği Karahanlılarla başlar. F. Reşit Ünat´a göre ise İslam´da ilk medrese Büyük Selçuklu Devleti zamanında Alparslan´ın veziri Nizamülmülk tarafından açılan ve yine onun ismiyle anılan Nizamiye Medreseleri´dir. [2]   Takdir edersiniz ki, başlı başına bir yazı konusu olacak Medreseler konusuna geniş bir perspektiften ziyade, yaşadığımız şehir Sivas ölçeğinden bakmak daha doğru olacak. Şunun zamanında, şu tarafından yaptırılmıştır, mimari üslup ve tarzları şöyledir şeklinde değerlendirmeleri diğer yazılara bırakalım.   Anadolu´da açılan ilk medrese Danişmendliler tarafından Tokat Niksar´da açılan Yağıbasan Medresesi´dir. Belki Sivas´ta da bir medrese kurdular ancak günümüze kadar ulaşmadığı için bunu bilemiyoruz. Danişmendli´lerin ardından Sivas´ı yurt tutan Selçuklular Anadolu´ya geldikten sonra, Sivas dahil hakimiyetleri altında ki şehirlerde medreseler inşa etmişlerdir.   Hepimizin bildiği üzere; Şehrimizde, Şifahiye Medresesi (ki, burda bir parantez açmak lazım, yapılış itibari ile bir şifahane olup Osmanlı döneminde medreseye dönüştürülmüştür), Buruciye Medresesi, Sahibiye Medresesi (Gök Medrese), Cüveyni Medresesi (Darülhadis, Çifte Minareli Medrese) zamana ve insana direnmiş, geçmişle kurduğumuz bağ noktasında 800 yıldır ayaktalar.   Selçuklu´dan günümüze kadar ulaşan Sivas´la ilgili iki vakfiye vardır ki, dönemleri itibari ile şehirdeki sosyal hayatı, coğrafik verileri, fiziksel yapısını günümüzde anlamamıza yardımcı olmaktadır.   Sultan I. İzzeddin Keykavus tarafından Darüşşifa için düzenlenen vakfiye, 1 Muharrem 615 (30 Mart 1218) tarihli Arapça vakfiyedir. Sivas için en eski Selçuklu vakfiyesi olduğu gibi Selçuklular döneminde Anadolu´da inşa edilmiş olan dârü´ş-şifalardan günümüze ulaşan tek Sultan vakfiyesi örneği olması bakımından büyük önem taşır. Vakfiyelerin fiziki yeri ve mevkufatı sıralanırken, şehrin bir nevi coğrafi olarak haritası çıkarılmıştır.   1218 tarihli vakfiyeden; ?Keykavus´un Sivas´ta inşasını emreylediği Darüşşifa, Tokat caddesi ağzındadır. Dört taraftan 1 ? Nizam Yağı basan (Yağbasan) tekkesile, 2 ? Medresei Selçukiye ile, 3 ? Sultan bahçesile Mimar Bedreddin menazilile, Papas Arakil menzilile, ikinci «Dölik» ve Fırat menzillerile, Bakkal Hüseyin menzilile 4 ? Mezkur Tokat caddes ile mahduttur. Kapısı bu caddeye açılır, merhum im müesseseyi (vakfı müebbedi şer´i) ile vakfeylemişdir. Bu vakıf bütün şeraiti sıhhati camidir. Ve artık buraya aid evkaf satılamaz. ?. ? [3]   Günümüze ulaşan bir diğer vakfiye ise Selçuklu Vezirlerinden Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından düzenlenen Konya İmaret ve Sivas Medrese-i Sahibiyye-i Fahriyye vakfiyesidir. 1280 tarihli Vakfiyenin Sivas´la ilgili bölümünden 9 adet medrese olduğunu öğreniyoruz. Bunlar şöyledir:   ?Medreseler: Subaşı Medresesi, Kemaliyye Medresesi, Bulgarlı Medresesi, Selçukiyye Medresesı, Tusi Necme´d-din Medresesi, Kadı Necmeddin Medresesi, Hokkabaz Medresesi (Baha Beg Medresesi), Şemsü´d-din el-Cezri Medresesi, Hamalı Emirü´d-din Medresesi ?????? Dünyanın sonuna kadar satış, bağış. rehin, Irs, temlik ve temellük olunamaz.? [4]   Konumuz itibari ile her iki vakfiyenin de, Medreselerin adının geçtiği yerleri aldım, daha detaylı bilgiye sahip olmak isteyenler kaynakçada belirttiğim yerlerden Vakfiyelerin tamamına da ulaşabilirler.   Bir diğer başlığımız da da Evliya Çelebiye getirelim sözü, ancak yukarıda zikrettiğimiz vakfiyelerden bahisle Sivas´ta Selçuklular döneminde on kadar medresenin varlığından haberdarız. Evliya Çelebi ise bu medreselerden sadece bir kaçını zikretmekte ki, bu da bize Evliya Çelebi şehirden geçerken birçok medresenin artık olmadığını ya da faaliyette bulunmadığını göstermesi açısından önemlidir.   Evsaf-ı darü´t-tedris başlığında: ?Kızılı Medrese (Gök Medrese) derler, bir medrese-i ibretnüma vardır ki, diyar-ı İslamiyede öyle bir darü´l- ulüm ne bina olunmuşdur ve ne olunacaktır??. Yüksek kal´a altında (Hamam Medresesi) var ise de, banisi ma´lumum değildir. (Aşağı Hisar Medresesi*), paşa sarayı kurbunda olmağla talebesi çokdur. (Hasan Paşa Medresesi), aşağı varoşdaki cami´nin haremi etrafında talebe hücreleridir. (Sivasi Efendi Medresesi).? [5]   Günümüze ulaşan dört medresenin banilerini kitabelerinden biliyoruz ancak vakfiyelerde geçen ve banisini bilmediğimiz medreselerden Mecdiye ve Necmiye Medreselerine dair bilgiye Prf. Dr. A. Süheyl Ünver´in (6) bir makalesinde rastlıyoruz. Necmiye Medresesinin (1332) banisinin Sivas Kadısı olan Kırşehirli Necmeddin, Mecdiye Medresesinin (1355) banisininde Sahip Ata´nın azlinden sonra yerine vezir olan Mecdüddin Mehmet bin Hasanül Erzincan olduğunu iddia etmekte. Bunlardan Necmiye Medresesi Sahip Ata Fahrettin Ali vakfiyesinde adı geçen Kadı Necmeddin medresesidir, Mecdiye ismine ilk defa bu makalede rastladım.   Tabi birde günümüze vakfiyeleri ulaşmayan ama bedenen halen ayakta olan iki medrese daha var ki, 1271 yılında, Türkiye Selçuklu Sultanlarından III. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Hamedan yakınlarındaki Burucird´den gelme Muzafferüddin Burucirdi tarafından yaptırılan Buruciye Medresesi veya diğer adıyla Hacı Mes´ud Medresesi. Bir diğeri ise Şifahiye Medresesi karşısında yer alan günümüze ancak Minareleri ve taç kapısı ulaşan, İlhanlılar Veziri Şemseddin Mehmed Cüveyni tarafından 1271 yılında yaptırılan Medresedir.   Gelecek haftalarda, yukarıda ismini zikrettiğimiz medreselerden ancak günümüze ulaşanları daha detaylı olarak anlatmaya çalışacağım.   Haftaya görüşmek umuduyla, sağlıcakla kalın?     Kaynakça: (1) https://www.turkcebilgi.com/ (2) Ersoy Taşdemirci: Medreselerin Doğuş Kaynakları ve İlk Zamanları, E.Ü. Sos. Bil. Dergisi, Sayı:2, Kayseri,1989, sayfa 269-271. (3) M. Cevdet ? Sivas Darüşşifası Vakfiyesi ve Tercümesi - Vakıflar Dergisi 1. Sayı (4) Sadi Bayram / A. Hamdi Karabacak ? Sahib Ata Fahrü´d-din Ali´nin Konya İmaret ve Sivas Gökmedrese Vakfiyeleri ? Vakıflar Dergisi 13. Sayı (5) N. Yücel Mutlu ? Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Sivas ve İlçeleri * Vezir Şemseddin Medresesi (Çifte Minare) veya Buruciye Medresesi, olabilir (yazarın notu) (6) A. Süheyl Ünver ? Sivas´ta Mecdiye ve Necmiye Medreseleri Hakkında ? 1947 İstanbul Üniversitesi
YAZARIN DİĞER YAZILARI