?>

?SİYASET TOPLUM İÇİNDİR?

Uğur YILDIRIM

4 yıl önce

-Siyaset, halka ve Hakka hizmet sanatıdır. Siyasetçi, halk adına belirli bir zaman dahilinde seçmenin vekâleti ile iş gören, toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetleri üreten kişidir. Siyaset rant sağlama yeri değildir. Ülkemizin siyasi tarihinde şahit olduğumuz ?Zübükzadeler? miatlı olup tek kullanımlıktır. Milletin iradesiyle seçilenler, millete efendi olmak için değil, milletin hizmetkarı olmak için görev alırlar. Siyasetçinin makamı yükseldikçe tevazuu artmalı, erişimi ve ulaşımı kolaylaşmalıdır.   -Siyaset sanatı; yönetmeden, üretmeden, umutların hayata geçirilmesinden, seçmene aidiyet hissini aşılamaktan geçer. Dünya ve ülkemizin siyaset tarihindeki açmazlarından biriside tam burada karşımıza çıkıyor. Siyasetin ilkelerine uygun bir sanat olarak icra edilememesindeki en temel etkenlerden birisi bir gurup veya lider oligarşisidir.   -İktidar olma yolunda adaleti ve doğruları ilke edinmeyen, İstişareye önem vermeyen, savunduğu fikirlerle sergilediği davranışları bir olmayan, gelişmelere göre taban bulamayan siyasetçi, borsada işlem görmeyen kıymetsiz evrak gibidir. İstisna durumlar olsa da ülkemiz siyasetinde, parti içinde mutlak itaat göstermeyen kişiler siyasete zor tutunurlar.    -Günümüzde muhalefetlerin iktidar olamayışında, iktidarlarında irtifa kaybetmesinde, örgütlerini güncel gelişmelere göre revize edemeyişleri vardır. Siyaset, kitleler üzerinde etki oluşturan, kitleri harekete geçirip aidiyet duygusuyla kendisine bağlayan, milletin beklentilerine cevap veren, kamuoyu üzerinde sürdürebilir desteği olan siyasetçiler ve siyasi partiler için yaşam alanı sunar...   -Son araştırmalar, genel siyasete ve siyasetçiye duyulan güvenin azaldığını gösteriyor. Lider ve siyasetçi için ?siyaset arenası? uzun metrajlı bir koşudur. Siyaset toplum yararı içindir. Siyaset, siyasetçi için yapılmaz. Siyasetçi vefa ile kıyakçılığın arasında sıkışmamalıdır.   -Seçmen, üretemeyen, demagoji yapan yüzleri görmeyi ve sürekli aynı kişilerin sesini duymayı hoş karşılamıyor. Agresif ve kutuplaştırıcı diller ve yüzler yerine; barışçı, sevgi dilini kullanan, umut veren, tecrübeli siyasetçiler gibi ?yeni yüzleri de? görmek istiyor. Mevcut siyaset arenasında örgütüne, teşkilatına, partisine heyecan ve inanç kazandıracak vizyonel ve sözüne itibar edilen, umut saçan yeni simalara ihtiyaç var.   -Bilinçli seçmen, kimseyi görevinden dolayı veya koltuğunun ihtişamından dolayı bağrına basmıyor. Hitabeti güçlü, vizyon ve diksiyon sahibi olan, toplum değerleriyle örtüşen, gönle düşen, tecrübeli kişiliğiyle ön plana çıkan, kriz yönetme becerisi olan samimi siyasetçiler toplumda karşılık buluyor.   -Ne yazık ki her söyleneni ?vahiy kabul gibi görmeyen? dürüst siyasetçilere kolay kolay teşkilatlarda ve örgütlerde görev verilmiyor. Siyaset ve siyaset kurumları dünyadaki gelişmeleri takip ederken hakkaniyet ve adalet üzerine yapılandırılmalıdır. Seçmen, kendisine dikte edileni değil de; hür iradesiyle inandığı siyasetçiyi görevde görmek istiyor.   -Hatırla, baskıyla, akraba-dost ilişkisiyle, babasının referansıyla listeye konulan kişiler milletin hakkını değil, kendi çıkarına siyaset yaparsa ?adalet yöneticide olursa güzel olur? hadisinin aksine adalet katledilmiş olur. Nihayetinde siyaset Hak ve halk nezdinde itibar görmez, hizmet doğurmaz. Siyasetçi topluma ve çevresindekilere verdiği öğütleri öncelikle kendisi yaşamına yansıtmalı ve örnek olmalıdır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI