Gazetecilik, her zaman doğruluğun, tarafsızlığın ve saygının ön planda tutulması gereken bir meslek olmuştur. Ancak son yıllarda, bu kutsal mesleğin değerleri zaman zaman ciddi bir sınavdan geçiyor. Herkesin gözleri önünde meslektaşına tokat atan, meslek ahlakını hiçe sayan bir gazetecinin, gazetecilik öğrencilerine örnek olması beklenebilir mi?
2021 yılında Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi ve Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in konuk olduğu bir canlı yayında İHA muhabirine tokat atması gazetecilik camiasını derinden sarsmıştı. Bu çirkin olay, hem meslektaşlarına hem de gazetecilik adına bir hakaret olarak değerlendirilmişti. Sarıkaya'nın bu davranışı, saygısızlık ve meslek ahlakından ne kadar uzak olduğunu da gözler önüne sermişti.
Dün, bu aynı şahıs Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde düzenlenen "Kariyer Günleri Buluşmaları" etkinliğinde gazetecilik öğrencileriyle bir araya getirildi. Peki, sorulması gereken asıl soru şu: Meslektaşına tokat atan, gazetecilikle bağdaşmayan bir davranış sergileyen bir kişi, gazetecilik öğrencilerine ne anlatabilir? Öğrencilerin meslek ahlakı hakkında ne öğreneceği, hangi gazetecilik ilkelerinden söz edileceği merak konusu. Bu söyleşiyi düzenleyenlerin ve organize edenlerin bir nebze olsun utanmaları gerekmiyor mu?
Bu tür bir konuşma, gazeteciliğe ve gazetecilik öğrencilerine yapılan büyük bir haksızlık değil mi? Gençler, gazetecilik mesleğine adım atmak için yıllarca eğitim alıyor, teorik ve pratik anlamda bilgi sahibi oluyor. Ancak onlara örnek olarak bir gazetecinin en temel değerleri hiçe sayan bir davranış sergilemesi, öğrencilere verilen mesajı büyük ölçüde yozlaştırmaktadır.
Kendi meslektaşına tokat atan bir kişi, gazeteciliğin en temel değerlerinden biri olan saygıyı nasıl anlatabilir? O anki tavrı, gazetecilik adına bir utanç kaynağı olarak hafızalarda kalacakken, öğrencilere hangi gazeteciliği öğretebilir? Saygısızlık, empati eksikliği ve meslek ahlakı adına hiçbir şey göstermeyen bir kişinin, gençlere gerçek gazeteciliği anlatabileceğini düşünmek, oldukça naif bir yaklaşım olacaktır.
Gazetecilik, sorumluluk gerektiren bir meslektir. Toplumun doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak, kamunun gözü ve kulağı olmak, aynı zamanda meslektaşına da saygı göstermekle mümkündür. Ancak bir gazeteci, meslektaşını kamuoyu önünde fiziksel olarak aşağılar ve saygısızlık yaparsa, bu sadece kendisine değil, tüm mesleğe zarar verir.
Geleceğin gazetecilerine, en başta meslek ahlakını, saygıyı ve insan haklarını öğretmek gerekir. Muharrem Sarıkaya’nın Sivas’ta konuşma yaptığı gün, gazetecilik adına ne yazık ki büyük bir kayıp yaşandı. Gençlerin önünde iyi bir örnek olabilecek kişilerin, mesleklerine ve meslektaşlarına nasıl saygı göstermeleri gerektiğini anlatmaları gerekmektedir.
Gazeteciliğin en temel unsurlarından biri olan saygı, sadece söylemlerle değil, davranışlarla da gösterilmelidir. Muharrem Sarıkaya’nın yaşattığı bu utanç verici an, bir kez daha gazeteciliğin saygınlığını zedelemiştir. Gençlerin, kendilerini örnek alacakları gerçek gazetecilerle buluşması, daha sağlıklı bir medya ortamının oluşmasına katkı sağlayacaktır.