-ABD ve Haçlı Zihniyetinin habis politikalarında, kirli işbirliğinde ve çukur stratejilerini, iki yüzlü hallerini ve eteklerindeki taşları pervasızca ve ahlaksızca döküyorlar . ABD yaptırımlarla, tehditle nizama ayar vereyim derken eşkıyalığını, hak ve hukuk tanımazlığını, sömürü düzenini hiç olmadığı kadar açık ediyor. Artık ABD ile sahaya sürdüğü piyonlar aracılığı ile savaşıyoruz.  -Batı hiç bir zaman üreten, kendine yeten, kendi kararlarını alıp uygulayan, bağımsız, milli ve küresel arenada güçlü bir Türkiye´yi hazmedemedi... Türkiye´nin Küresel aktör olmasına tahammül edemeyen, geçmiş iktidarlar döneminde olduğu gibi talimat vermeye alışık ABD, Türkiye´nin milli çıkarlarını korumadaki ısrarı, Küresel Aktör olma yolundaki önlenemez projeleri ve diplomasideki liderlik hamleleri karşısında eli kolu bağlı, vesayet savaşı sürdürecek, tasmasını tuttuğu; Yunanistan gibi devletleri kışkırtırken, Fetö ve Pkk gibi terör örgütlerini açıktan besleyip destekliyor. -Türkiye kimyası bozulan Haçlı Zihniyeti alçaklıkta sınır tanımıyor. Fransa´nın sömürgesi altındaki milletler ve ülkeler uyandı. Türkiyenin etkin dış politikası karşısında Fransa ve kuyruğuna takılan taşeron ülkeler itibar kaybediyor.  -Türkiye´nin savunma sanayinde elde ettiği milli projeler, savunma sanayi alanındaki muhteşem başarıları, yenilebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kendine yetebilen ve dünyaya ihraç edilebilecek konuma doğru yol alması, yurt dışında kurulan askeri üstlerden, Afrika politikasından, Kafkasyalara uzanan ekonomik ve stratejik hamleler karşısında rahatsızlık duyan ülkeler ve işbirlikçilerinin tek umudu 2023’de içteki işbirlikçileri ile Başkan Erdoğandan ve onun kader birliği yaptığı Türk Beyi, Başbuğ Dr. Devlet Bahçeliden kurtulmak… -Ülkemizde 2023 seçimlerinde Cumhur ittifakının başarılı işbirliği karşısında  pkk’nın bittiği gün Emperyalizmin vahşi haydutu ABD’nin vatan topraklarından sökülüp atıldığı gün olacaktır.  -Türkiye´nin Bölgesel güç olmadaki başarısı karşısında Batının Türkiye´ye uyguladığı ambargoların sonucunda; kötü komşu ev sahibi yaptırır? Atasözünde olduğu gibi Türkiye elde ettiği yüksek teknolojiyle kendisine satılmayan milli silahlarını üretti. Afrin´de, Libya´da, Mavi Vatanda, Karabağ´da test edilip başarı sağlayan mili silahlar ve projeler, Dünya Kamuoyu tarafından hayretle ve hayranlıkla izleniyor. İnsansız savaş uçağı Kızıl Elmanın motor çalıştırma aşamasını başarı ile tamamlaması sonucu tüm emperyalistlerin korku dolu rüyalar görmesinde artış var.  -ABD ve AB ülkeleri, terör örgütlerini besleyen, sömürü düzeninden ve mazlum coğrafyalarındaki gözyaşından, mazlum kanından beslenerek ekonomisini ayakta tutan kan emicilerdir. Onlar “Yeni Türkiyenin” Küresel güç olma yolundaki önlenemez başarılarından artık uyuyamıyorlar.  -FETÖ’yü destekleyip, Türkiye´de darbe yaptırıp, fetö elebaşını koruyan Emperyalist ve Küresel sömürü dünyasının jandarması rolünü oynayan sözde stratejik müttefik ve NATO müttefikimiz ABD, Egede tasmasını tuttuğu ve Türkiye ile kendi adına vekalet savaşı yapacak PKK-YPG gibi Yunanı kışkırtırken artık hiç birşeyin eskisi gibi olmayacağını, içerideki işbirlikçilerininde kaybettiğini gördükçe kuduruyor.  -Türkiye´nin Afrin´de ve Libya´daki askeri ve siyasi başarıları, Akdeniz´de, Ege´de ve Karadeniz´deki başarılı enerji hamleleri, savunma sanayinde gelinen noktada her kesimin gizli ve açık hayranı olduğu tek ülke konumuna geldi. -Savunma sanayimizdeki gelişmeler bölgesel ve küresel güçlerin iç dünyalarına kabus olup çöktü. Suriyede oyun kuruculuğumuz ABD, Fransa, İran ve Batıyı kara kara düşündürüyor. Libya ile yapılan işbirliği anlaşmaları Fransa, italya, Mısır, Arabistan, BAE için tam bir kaos oluşturdu. Mavi Vatandaki etkin ve etkili siyasal duruşumuz; başta Yunanistan, ABD, Fransa ve AB’nin elini kolunu bağladı. Azerbaycanın Karabağı Ermenilerin işgalinden kurtaran cephedeki başarılı operasyonlar başta Fransa, İran, ABD ve Rusya olmak üzere Emperyalistlere ve işbirlikçilerine aklını kaçırttırmak üzere…  -Hayali kış olan hiç bir milletin umutlarında bahar açmaz... Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan günümüze kadar ki süreçte mevcut zaman dilimindeki gibi caydırıcı ve özgüven yüksekliğine hiç sahip olmamıştı.  -Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, içte ve dıştaki şer odakları ne kadar saldırırsa saldırsın, hamaset ve fitne eken projelerini sürdürmeye devam etselerde; bu aziz ve necip milletin asli evlatları tarihten gelen kültürel hafızası ile aşık olduğu “Turan ülküsünden” ve “Kızıl Elma” sevdasından vazgeçmez. Egemenliğine ve Bağımsızlığına düşkün olan asil Türk Milleti; birliğinden ve beraberliğinden vazgeçmez.